KIBRIS’TAN… AP ne yapıyor?

AP’nin ne yaptığını bilen varsa beri gelsin…


AP (Avrupa Parlamentosu) dünkü aldığı bir dizi kararlarla Aralık 2004’de Türkiye konusunda aldığı kararlara ters düştü.


Ama bu kararların bir geçerliliği de yok. Bir nevi fikir jimnastiği ve bilinç altındaki düşüncelerin su yüzüne vurmasından öteye değil. Özellikle Ermeni konusu gibi esas konuyla ilgisi olmayan unsurların da oldu bittiyle karara eklenmesi, sadece ve sadece AB’nin “Gerilim Stratejisini” son ana kadar devam ettireceğinin sinyalini veriyor. Bence bu taktik, Türk ve AB kamuoylarını yanıltmaya yönelik. Soğuk savaş döneminde dağılmadan evvelki adı SSCB olan Rusya, bu taktiği çok iyi kullanmıştı.


Çinlilerin çok ünlü bir uygulamaları var. Üstünde sadece bir gömlek olan ve soğuktan tir tir titreyen bir kişinin üzerinden önce gömleğini alıp, sonra da donmaya yakınken gömleğini geri verip ısınmasını sağlayarak, gömleğinin kıymetini anlamasını sağlamak.   


Şimdi AB’de aynı taktiği uyguluyor.


AB’nin küçük ve güçsüz üyelerinden Avusturya’nın, diğer 24 üyeyi karşısına alarak, Don Kişot vari tek başına Türkiye karşıtı bir muhalefet sürdürmesinin istenmesi, fazla basite indirgenmiş bir “Çin taktiği” ve açıkça danışıklı bir dövüş.  Bu yöntemle önce “gerilim tırmandırılıyor” sonra da var olan bir koşul yeni şekli ile Türkiye’ye aynen geri veriliyor.  Amaç Türkiye’nin önüne yerine getirilmesi zor talepleri veya koşulların koymak, ve sonra da bunu, AB’nin lütufları ile çok zor elde edilmiş kazanımlar gibi göstermek.


Bu taktiğin en güzel örnekleri,  Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan bazı Avrupalı diplomatların, kulislerde seviyesiz manevralarda bulunmaları, gerginliği yapay bir şekilde tırmandırmaları ve bazı küçük ve AB içinde önemsiz ülkelerin, Türkiye’yi müzakere masasından kaldırmak için taciz edercesine baskı uygulamak istemeleri.  


AB içinde şimdi 4 başlılık ve artık üstü örtülemeyen bir kaos var. Bu başlardan iki tanesi en önemlileri. AB’nin ekonomik bir topluluk olmasını isteyen İngiltere’nin başını çektiği grup ile AB’nin politik bir topluluk olmasını isteyen Fransa’nın başını çektiği grup, devamlı çatışma ve bir birine çelme atma peşinde.   


Bu kaos ve iç çekişmelerden dolayı AB tarihinin en büyük krizini yaşıyor. Özellikle AB Anayasası Referandumlarından sonra ortaya çıkan olumsuz tablo yürekler acısı. AB’yi temelinden sarsıyor.


Türkiye bir anda AB için kurtarıcı olarak ortaya çıktı. Tüm bu olumsuz tablo, yaşanan siyasi kriz, AB’nin geleceğinin ne olacağı sorunları, Türkiye dosyası ile örtbas edilmeye çalışılıyor. Varsa da yoksa da gündem Türkiye.


Dikkat edin, 17 Aralık 2004’den beridir AB, tüm organları ile birlikte, yani Başkanlık ve Bakanlar Konseyinden Parlamentosuna, Komisyonlarından alt kuruluşlarına kadar hepsi de Türkiye ile yatıp Türkiye ile kalkıyor.


Olacak olan şu.


3 Ekim’de müzakereler başlayacak. Müzakereler eğer hiçbir mantıksız koşul olmaz ise 2015 yılına kadar sürecek veya Helen’lerin ara sıra ortaya koydukları yerine getirilmesi olanaksız koşullar nedeni ile müzakereler  2020 yılına kadar sarkacak ve nihayet Türkiye’nin AB üyesi olması ile sonuçlanacak ama ortada üye olmaya değer bir AB olmayacak.  


Hade hayırlısı.


Aslında dişe değer bir gelişme olmadı dün Parlamento’da. Bakalım COREPER’de AB’nin çok saygın üyeleri neler yumurtlayacak.


____________________


* Prof. Dr.
 


 

652900cookie-checkKIBRIS’TAN… AP ne yapıyor?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.