KIBRIS’TAN… Top Avusturya’da

2006’nın ilk iş gününe gözümüzü açtığımız bu ilk pazartesi gününde son 6 aydır AB Dönem başkanı olan İngiltere’nin başkanlık görevi bitti ve Avusturya AB Dönem Başkanlığı görevini devir aldı.


Avusturya’nın işi biraz zor gibi gözüküyor.


AB Adeta kaynayan bir kazan. Hiçte düşünüldüğü gibi her şey yolunda değil.
Daha siftah, Kıbrıs sorunundan da önemli, bir türlü onaylanmayan bir AB anayasası var karşısında. Sonra da doğal gaz sorunu var bu kış kıyamet günlerinde.  Her ne kadar bu Avusturya’nın sorunu değilse de Avusturya’nın başını ağrıtacak.


Bildiğiniz gibi doğalgaz ihtiyacının üçte birini Rus Gazprom şirketinden karşılayan Ukrayna, Rus doğalgazının topraklarından geçerek, başka ülkelere yani Avrupa’ya sevkine izin vermesi karşılığında, indirimden yararlanıyordu. Rusya, Ukrayna’ya sattığı doğalgazın fiyatını 4 kat artırmak istiyor ve bu nedenle de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir öneri yaptı. Bu öneriye göre Ukrayna doğalgazı 2006’nın ilk 3 ayı yürürlükteki fiyattan ödeyecek sonra da Avrupa fiyatları uygulanacak. Ekonomisi çok iyi olmayan Ukrayna bu öneriyi daha tartışılmadan reddetti ve ortaya büyük bir enerji krizi çıktı. Zaten geçen yıl Cumhurbaşkanlığı seçimi bahanesi ile Turuncu devrim yapmış olan Ukrayna’ya canı sıkkın olan Rusya, doğal gazı kesmek kararında. Ukrayna doğal gazı kesilince, Avrupa da doğal gazsız kalacak. Gerçi o vakit Kırgısiztan-Azerbaycan-Tiflis-Türkiye-Avrupa doğal gaz sistemi çok önem kazanacak ama daha tam olarak devrede değil maalesef.


Avusturya’nın başında bir de Türkiye ve Hırvatistan ile sürdürülen müzakereler var.
Hırvatistan-AB müzakerelerine gölge düşüren General Ante Gotovina’nın İspanya’da yakalanışı birazcık olsun ortalığı rahatlatmış ve engelleri kaldırmış gözükse de, Savaş Suçları Mahkemesinde yargılanma süreci Hırvatistan kamu oyunda rahatsızlıklar yaratacak. Hırvatlara göre General Gotovina bir savaş suçlusu değil, tam tersine 1991-1995 “Hırvatistan Bağımsızlık Savaşı”nın Milli kahramanı olarak kabul ediliyor.


Avusturya’nın Türk kamuoyundaki izlenimi ise şimdilik çok olumsuz. Türk halkı, 3 Ekim sürecindeki Avusturya’nın çıkışlarını ve son dakikaya kadar inatla masaya koyduğu olmazsa olmaz talebini hala daha unutmuş değil.  Hatırlarsanız AB’nin küçük ve güçsüz bir üyesi olan Avusturya, aniden kendini dev aynasında görmüş ve diğer 24 üyeyi karşısına alarak, Don Kişot vari tek başına Türkiye karşıtı bir muhalefet sürdürmüştü.


Neydi Avusturya’nın ısrarla istediği. Basit bir Türkçe ile, Türkiye’nin Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’ni (kayıtsız koşulsuz) tanımasının ve Ermeni Soykırımını kabul etmesinin müzakere çerçeve belgesine konması idi. Bu nedenle AB ile Türkiye arasında günlerce kriz yaşandı ve taraflar arasındaki anlaşma 4 Ekim’de sağlanmasına rağmen tarih gene de 3 Ekim olarak atıldı, Avrupa sözünü tutmuş olsun diye.


Buna karşın Avusturya’nın elinde, Türkiye’ye ve İslam ülkelerine karşı çok önemli  olan, olumlu yönde büyük bir kozu var.  İslam’ın resmen tanındığı tek AB ülkesi şimdilik Avusturya. Uzun yıllar Osmanlı egemenliği altında kalmış Yunanistan’da ve Kıbrıs’ın Rum kesiminde dahi olmayan dini özgürlükler ve tanınma sadece Avusturya’da var.
Avusturya hükümeti kısa süre önce “Çoğulcu Dünyada İslam” adlı uluslararası bir konferansa ev sahipliği yaptı. Söz konusu konferansa Irak ve Afganistan devlet başkanları, ABD’li ve Avrupalı yetkililer, Müslüman, Katolik, Ortodoks ve Musevi dini liderler katıldı.  
Avusturya’nın bu gün başlayan dönem başkanlığı, Ekim ayında Türkiye’nin AB üyeliği önüne engeller koymasıyla ortaya çıkan ve kötü niyetli izlenimi veren tutumunun aşılması için iyi bir fırsat olabilir.
_____________
* Prof. Dr.

653690cookie-checkKIBRIS’TAN… Top Avusturya’da

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.