KKTC, çok kritik bir seçim sürecini geride bıraktı. Seçim sonucunda Kıbrıs Türk halkı hem Derviş Eroğlu liderliğindeki UBP tercihini yaptı, hem de Kıbrıs sorunu konusundaki net görüşünü ortaya koydu.
AB ve çözüm sloganlarıyla halkı aldatmaya çalışan güçler, AB’nin ve çözümcülerin ikiyüzlülüğü ve beceriksizlikleriyle halkımızı büyük bir yıkımın eşiğine getirdiler. Bu yıkım sürecinde Kıbrıs Türk halkının kafasını karıştırmak, bulanık suda balık avlamak isteyenler, seçim sonuçlarına nasıl şaşırıyorlar anlayamıyorum. Neresinden tutarsanız tutun, seçimin sonucunda milli güçlerin desteklediği Ulusal Birlik Partisi’nin ipi göğüsleyeceği belliydi.
Avrupa ülkelerinin ikiyüzlülüğü, Kıbrıs Türklerine verdiği hiçbir sözü tutmadığı gibi Rumları kollamaya devam etmesi, ülke ekonomisinin çöküşün eşiğine getirilmesi, partizanlık, iktidarı kaybeden Cumhurbaşkanı Talat desteğindeki ve Soyer liderliğindeki CTP militanlarının iktidar sarhoşluğu, yönetim süreçlerindeki vizyon eksikliği, yeni yetmelerin dolarlarla desteklenmiş yeni medya organlarındaki saldırganlık ve sahte bir gündem yaratma gayretleri ortamında seçmen nihai kararını verdi. Bu karar, yalnızca UBP’nin iktidara getirilmesi biçiminde anlaşılamaz. Bu karar, KKTC’ye inanmayan CTP’nin iktidardan düşürülmesi anlamına geldiği gibi, “barış ve çözüm” sloganları ile Kıbrıs Türk halkının teslimiyete razı edilemeyeceğinin ve kandırılamayacağının da bir kanıtıdır.
KKTC’de bir dönem sona erdi. Yavru vatanda rahatlama ve geleceğe yönelik güven duyma zamanı başladı. Tek başına UBP iktidarı, geçmiş dönemin izlerini silmek, CTP iktidarının yarattığı partizanlık ve korku atmosferini ortadan kaldırmak, milli davaya bağlı partilerle sıcak diyalog ortamı yaratarak ulusal iktidarın dışarıdan desteğini sağlamak, esnaf, çiftçi ve turizmcinin ekonomik sıkıntılarına çözüm yollarlı bulmak için yoğun çalışmalara başlamalı. UBP de bunun bilinciyle hareket etmenin yollarını arıyor. Ankara desteği, bu açıdan UBP’nin işini oldukça kolaylaştıracak.
KKTC seçimlerinden sonra UBP’nin tek başına iktidarı tercih etmesi en doğrusudur. Neden ? Seçmenin tek başına iktidar olma yetkisi verdiği bir partinin koalisyonu tercih etmesi düşünülemezdi. İleride sıkıntılarla karşılanması durumunda en yakın olasılıklar düşünülüp yeni formüller aranabilir, ancak UBP’nin tek başına iktidar sloganıyla seçimi kazanıp koalisyon kurması hiç şık olmazdı. Deneyimli lider UBP Genel Başkanı Derviş Eroğlu da bu gerçeği gördü ve tek başına UBP iktidarına yöneldi. UBP lideri Eroğlu’nun başta Turgay Avcı liderliğindeki ÖRP olmak üzere Denktaşların partisi DP’yi ve sol partiler TDP CTP’yi ziyaret etmesi, gelecek döneme ilişkin iyimser bir tablo izlenimi yaratıyor. Diyalog ve hoşgörü, kritik dönemden geçen Kıbrıs Türkleri için bu dönemde çok gerekli.
UBP’nin önünde kolay bir yol olmadığı açık. Ancak, yeni dönemin Başbakanı Dr. Derviş Eroğlu, bu konuda çok önemli bir açıklama yaptı ve UBP’nin zor zamanların partisi olduğunu söyledi. Zorluklar, yenmek içindir. UBP’ye bu zorlukları yenme sürecinde bütün aydınların ve ülkesini seven güçlerin destek olacağına inancım yüksek. Ankara Hükümetinin de bu zorlu dönemde KKTC seçmeninin iradesini dikkate alarak UBP iktidarına destek olacaktır.Başka bir seçeneği düşünmek, şimdilik olanak dışı görünüyor.
KKTC’de güven atmosferinin yeniden tesis edilmeye başladığı seçim sonrasında Türkiye yetkilileriyle, KKTC’deki milli güçlerle ve milli davaya bağlı siyasi oluşumlarla diyalog halinde politikalar üretmesi durumunda UBP’nin bu zorlukları yeneceğine inanıyorum.
KKTC’de yeni dönemde Hükümete başarılar diliyorum.
