Kod adı: İran

Türkiye, 12 Eylül 1980 müdahalesinden bu yana en kapsamlı ve ciddi krizlerden birisi ile karşı karşıyadır. Bu ciddi kriz, Türkiye’nin ABD’nin İran müdahalesi karşısında takınacağı tavır ile yakından ilişkili bir süreçtir.


ABD’nin İran’a müdahale planı son aşamasına ulaş(tırıl)mış durumdadır. ABD Dışişleri Bakanlığı’nda yaklaşık 5 yıldır, İran müdahalesiyle ilgili bir Kriz Merkezi oluşturulmuş durumdadır. Biraz bu konuyu açmakta yarar görüyorum.


Cheney’nin Rolü


ABD Dışişleri Bakanlığı’nda üst düzey görevli bir bayanın başkanlığında İran müdahalesinin çalışmaları yürütülmektedir. İlk aşamada örtülü müdahaleler yoluyla sıcak çatışmaya elverişli ortam yaratılmak konusunda son hazırlıklar tamamlanmıştır. Bu çalışmaların başında bulunan bayan, ABD Başkan Yardımcısı konumunda bulunan, ancak gerçekte ABD Başkanı rolünde bulunan Dick Cheney ile yakından ilişkilidir. Cheney ailesinin bir üyesi (öz kızı), bu merkezin başında 5 yıldır yürütülen çalışmaların başında bulunmaktadır.


Şimdi sıkı duralım. Yakın zamanda Türkiye’yi ziyaret eden Dick Cheney, beraberinde uzman bir savunma ekibiyle ülkeye gelmiştir. Peki, Cheney, kimlerle ve ne tür görüşmeler yapmıştır ? Dick Cheney’nin Türkiye ziyaretinde bilinmeyen, Genel Kurmay ziyaretidir.


Beraberindeki İran müdahalesi uzman grubuyla Genel Kurmay Başkanlığı’nı ziyaret eden Dick Cheney, Türkiye’den İran müdahalesi konusunda açık destek istemiştir. Aynı ziyarette Cheney, Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı’nda da aynı yönde görüşmeler gerçekleştirmiştir.


Bütün bunlardan anlaşılan, Dick Cheney ve kızı, İran müdahalesinde baş aktörler olarak rol oynamaya devam etmektedir.


Türkiye’deki Kriz ve Gül-Erdoğan Gerilimi


Türkiye Hükümeti, İran müdahalesine açık biçimde soğuk bakmaktadır. Bu konu, Başbakan Erdoğan’ın Amerika ziyaretinde de gündeme gelmiş ve Erdoğan ile Başkan Bush, baş başa görüşmelerinde bu konuyu ele almışlardır. Daha önceki bir yazımda, Erdoğan-Bush görüşmesinde İran konusunun ele alındığını açık biçimde dile getirmiştim.


İran müdahalesi, konusunda Erdoğan’ı ikna edemeyen Bush yönetimi, rotayı Genel kurmay’a ve Cumhurbaşkanı Gül’e yöneltmiştir. Bilindiği üzere, Başbakan Erdoğan’ın ABD ziyaretinden sonra Cumhurbaşkanı Gül’ün de bir Amerika ziyareti gerçekleşmiştir.


Başbakan Erdoğan’ın İran müdahalesine soğuk bakmasının ardında, İran’a yapılacak bir müdahalenin Türkiye’yi de sıcak bir çatışmanın içine çekme olasılığı yanında, savaşın bölgedeki geniş Şii kuşağı aracılığıyla bütün Orta Doğu’ya yayılma endişesi vardır.


Cheney’nin Genel Kurmay ziyaretinden de İran konusunda destek çıkmayınca, ABD’nin elinde yalnızca Cumhurbaşkanı Gül kozu kalmıştır. Bu nedenle ABD, Türkiye’de bir kriz atmosferi yaratarak Hükümet ve TSK’yı yıpratmak, bu süreçte Cumhurbaşkanı Gül’ün desteğiyle İran müdahalesine destek bulma uğraşısı içine girmiştir.


Dolmabahçe Mutabakatı


Başbakan Erdoğan ile Genel Kurmay Başkanı Büyükanıt arasında Dolmabahçe’de gerçekleşen gizli görüşmenin ana konusu da ABD’nin İran müdahalesi oluşturmaktadır. Bu konuya, daha önceki bir yazımda değinmiştim.


Hükümet ve Genel Kurmay, ABD’nin İran müdahalesinin Türkiye’ye olası zararları konusunda görüş birliğine vardığı için Hükümet-TSK arasındaki gerginlik de bir süre rafa kaldırılmıştır. Fikri Sağlar gibi gelişmeleri algılayamayan bazı toy analistler, bu görüşmeyi yanlış değerlendirmişler ve Genel Kurmay Başkanı Büyükanıt’a yönelik çirkin ve gerçek dışı iddialar dile getirmiştir. Bu süreçte Sağlar, bilerek ya da bilmeyerek; belirli odaklar tarafından yanlış bilgilendirilerek ya da gri propagandaya yenik düşerek Başbakan Erdoğan ve Genel Kurmay Başkanı’nın haksız biçimde yıpratılması girişimlerine alet olmuştur.


Sonuç ve Değerlendirme


ABD’nin İran müdahalesi, Demokrat Başkan adayı Obama’nın yakından izlenmesi ile her an hızlandırılabilecek ya da bir süre ertelenebilecek bir aşamadır. Eğer Obama’nın seçimi kazanması söz konusu olacaksa, İran müdahalesinin erkene alınması ve muhtemel Başkan adayının ABD-İran savaşını kucağında bulması sağlanacaktır.


Daha çok tercih edilen ise Cumhuriyetçi Başkan adayının seçimi kazanması ve İran planının daha hazırlıklı biçimde yürürlüğe sokulması olacaktır. Bugün ABD derin devletinin gündemini, bu iki seçenek arasında sıkışıp kalan bu gündem belirlemektedir.


Türkiye açısından İran’a olası ABD müdahalesi, birkaç açıdan kazançlı çıkılacak olsa da bir çok açıdan sakıncalı durumlar yaratacaktır. Bölgede güçlü, nükleer güce sahip ve rejim ihraç etmek noktasında tehdit olarak görülen Şii bir İran, Türkiye açısından bir tehlike olmaya devam etmektedir. Buna karşın, bölgedeki sıcak bir çatışmanın İncirlik üssü başta olmak üzere Türkiye’ye de sıçrama olasılığı güçlü görülmektedir.


ABD’in yıllar boyunca beslediği terör örgütü konusunda sürpriz biçimde işbirliği noktasına gelmesi, ABD’nin Türkiye’yi arabulucu yaparak İsrail-Suriye barış görüşmeleri başlatması karşılığında Suriye’nin ABD’nin olası bir İran müdahalesinde tarafsız konumda bulunmaya zorlanması girişimleri, Cheney’nin Türkiye’deki gizli temasları, İngiliz Kraliçesinin ani Türkiye ziyareti, Cumhurbaşkanı Gül’ün Japonya ziyareti gibi gelişmeleri, ABD’nin İran müdahale planlarından bağımsız olarak anlamak olanağı yoktur.


Demokrat Obama’nın Başkan seçilme olasılığına karşın Temmuz ya da Ağustos ayında ABD’nin İran müdahalesini beklemek gerekir. Eğer Ağustos ayına kadar İran’a bir ABD müdahalesi yaşmaz ise Cumhuriyetçi aday McCain’in 4 Kasım’da yapılacak olan ABD Başkanlığını kutlamaya başlayabiliriz. 

708230cookie-checkKod adı: İran

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.