İlerleme Raporu bizi kızdırmamalı

AB’nin 2010 Türkiye İlerleme Raporu bizi kızdırmamalı, tam tersine atmamız gereken adımları gözden geçirmemizi sağlamalı

AB Komisyonu tarafından her yıl olduğu gibi bu yıl da kaleme alınan 2010 Türkiye İlerleme Raporu’nun içeriğinin hem Türkiye yanlıları hem de Türkiye karşıtları tarafından farklı amaçlarla kullanılmaya müsait. Bu nedenle raporu dikkatle okumalı ve Türkiye’nin çıkarları açısından gerekli maddeleri özenle değerlendirmeliyiz” dedi.

2010 Türkiye İlerleme Raporu Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde toplam 33 Müzakere Başlığı’ndan henüz 13’ünün müzakereler açıldığının altını çizerken aslında kapalı bir biçimde üyelik sürecinin de uzun soluklu bir yol olduğunu bir kez daha hatırlatmakta.

Rapora göre “Ergenekon Suç Örgütü ile ilgili soruşturmalar Türkiye’nin demokratik kurumlarının işleyişinin güçlendirilmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması açısından önemli bir fırsat niteliğindedir” ve bu yorum Türkiye’nin karanlık geçmişi ile hesaplaşmasının olumlu bir şekilde izlendiği anlamına gelmektedir.

Yine AB Raporu’nda “Anayasa Değişikliği doğru yöne atılmış bir adım niteliğindedir, bu değişiklikler ile yargı, temel haklar ve kamu yönetimi gibi Katılım Ortaklığı’nda belirtilen öncelikli alanlara temas edilmiştir. Ancak kamuoyunun geniş katılımıyla anayasa reformunun güçlendirilmesi gereklidir.” yorumu yapılmakta. AB bu alanda da Ankara’yı desteklerken, Anayasa konusunda bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilen sözü de hatırlatmayı ihmal etmemekte.

Raporda,

“Seçim sistemi ile ilgili bir değişiklik yapılmamıştır. Yüzde 10’luk seçim barajı düşürülmemiştir. Bu eşik Avrupa Konseyi üyeleri arasındaki en yüksek rakamdır.”, “Kilit kurumlarla hükümet arasındaki ilişkilerde yaşanan gerginlikler siyasi kurumların işleyişi üzerinde olumsuz etki bırakmaktadır.”,

“TBMM’nin askeri bütçe ve harcamalar üzerindeki denetiminin güçlendirilmesi konusunda ilerleme sağlanamamıştır.”,

“Ergenekon Davası’yla ilgili haber yapan gazeteciler hakkında dava açılması endişe vericidir.”,

“Aile içi şiddet ve erken yaşta zorla evlilikler sorun olmaya devam etmektedir” ya da “Sendikal haklar Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) ve AB standartlarına uymamaktadır.” şeklinde çok sayıda eleştiri her yıl olduğu gibi bu yıl da raporun farlı başlıklar altında ele aldığı bölümlerde dile getirilmekte. Maalesef bu dile getirilen konuların büyük bir çoğunluğu haklı olarak hepimizin “yapılması gerekenler” listelerimizde var olanlar. Her yıl tekrar tekrar okumak gerçekten üzücü. Ancak tüm bunların zamana ihtiyacı olduğu gerçeğinin de bilincinde olmamız tempoyu hızlandırmamıza engel teşkil etmemeli bence!

Kıbrıs konusunda Kıbrıs Cumhuriyeti adını kullanan Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB üyesi olmasının avantajıyla Türkiye’ye karşı “Türkiye Güney Kıbrıs ile ikili ilişkilerini normalleştirmede bir ilerleme kaydetmemiştir… Güney Kıbrıs Hükümeti karasuları ve havasahasının (söz konusu olan KKTC karasuları ve havasahası) Türkiye tarafından düzenli olarak ihlal edildiğini bildirmiştir.” tarzında bizi kızdırmaktan başka bir işlevi olmayacak cümleler her yıl olduğu gibi gene de raporda yer almakta. KKTC eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat tarafından başlatılan ve KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından sürdürülen çabalar raporda hak etikleri şekliyle yer bulamamış durumdalar. Ancak raporun hangi koşullarda kaleme alındığını düşünecek olursak buna çok şaşırmamalıyız. Rum Kesimi’nin en avantajlı olduğu alanlardan biri bu raporun hazırlandığı “mutfak”.

2010 İlerleme Raporu’nun Türkiye Ekonomisi’ne yönelik gözlem, övgü ve eleştirileri özellikle işadamlarımız tarafında dikkatle okunmaya değer bilgiler içermekte.

2010 Türkiye İlerleme Raporu yerel yönetimlerle ilgili olarak da “Yerel yönetimlerde saydamlık, güvenirlilik ve katılımcılık mekanizmalarının güçlendirilmesi gereklidir. Yerel yönetim makamlarına stratejik planlama, mali denetim sistemlerinin kurulması, proje yönetimi, kriz yönetimi, çevre ve bilgi teknolojileri yönetimi eklenmelidir.” tespitinde bulunmakta.

Bu yılki AB Raporu bizim AB Üyeliği yolunda Türkiye için attığımız adımları devam ettirmemiz konusunda tereddüte neden olmamalıdır. Bu raporda haklı olarak kızacağımız ve adil bulmayacağımız ifadeler olduğu gibi diğer yandan bizim de hergün dile getirdiğimiz Türkiye’nin bir çok eksikliği yer almakta. Sadece AB üyesi olmak için değil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları çoktan hak ettikleri için bu eksiklikleri sabırla azaltmaya ve Türkiye’nin yaşam koşullarının daha da iyi hale getirmeye devam etmek ana hedef olmaya devam etmek zorunda. Raporu sadece ve sadece bu hedefimiz açısından değerlendirmeli ve özellikle Türkiye karşıtı çevrelerin her zaman olduğu gibi bu yılda rapordaki olumlu ifadeleri görmezden gelip sadece olumsuz olanları istismar etmelerine kulak asmamalıyız.

Önemi olan kervanın yürümesi!

1617660cookie-checkİlerleme Raporu bizi kızdırmamalı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.