YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Antik çağda tanrısal bir varlık olarak görülen ve Eurymedon ‘güzel akışlı su’ olarak anılan Köprüçay 2020 Türkiye’sinde kalkınma ve enerji uğruna binlerce yıllık o güzel akışına veda etti…
Antalya’nın Manavgat ilçesinde bulunan Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın ana kaynağı olan Köprüçay’ın bir bölümü kurudu. Nehrin Değirmenözü ile Çaltepe köyleri arasındaki kısmı adeta hayalet nehir görünümünde. Bölgede inşa edilen Kasımlar Barajı ve HES’ten nehir yatağına bırakılan can suyunun yetersiz olduğunu belirten köylüler, kuraklığın da etkisiyle nehrin kuruduğunu belirterek önlem alınmasını istedi. Geçtiğimiz Ağustos ayında da nehir aynı bölgede kurumuş ve binlerce balık ölmüştü. Bölgedeki baraj ve HES projesinden nehir yatağına yeterli ve düzenli can suyu akışının yapılmadığını öne süren Yukarı Köprüçay Havzası Koruma Platformu ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Başta DSİ 13. Bölge Müdürlüğü olmak üzere DKMP 6. Bölge Müdürlüğü ile Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nü Köprüçay’daki soruna müdahale etmeye ve nehirdeki canlı yaşamın devamını sağlayacak önlemler almaya davet ediyoruz” görüşüne yer verdi.
Köprülü Kanyon Milli Parkı adını Roma döneminden kalma yaklaşık 2 bin yıllık taş köprüden alıyor. Aynı adla anılan nehrin yaşam verdiği kanyonlar, antik kentler ve rafting parkurları, doğa tutkunlarını bu bölgeye çekiyor.
MİLLİ PARKIN ANA SU KAYNAĞINA HES KELEPÇESİ TAKILDI
Antalya’nın Manavgat ilçesinde yer alan Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın sınırları kuzeyde Isparta iline kadar uzanıyor. Milli parkın ana su kaynağı olan Köprüçay ise Isparta Dedegöl Dağından doğarak bölgedeki derelerle birleşip geçtiği vadilere can vererek Akdeniz’e dökülüyor. Ancak binlerce yıldır bölgeye can veren Köprüçay 2012’de vadinin kuzeyinde inşa edilen Kasımlar Barajı ve HES nedeniyle zor günler geçiriyor. Karstik bir coğrafya olan bu bölgenin zemini oldukça geçirgen ve hassas bir yapıya sahip. Hidrojeolojik yapıya yönelik her türlü müdahale telafisi olanaksız sonuçlar doğurabiliyor.
CANI ÇIKARILAN NEHRE BIRAKILAN CAN SUYU YAŞAM İÇİN YETMİYOR
Kasımlar Barajı ve HES’te 2016 yılından itibaren su tutmaya başlanmasıyla Köprüçay’ın bu bölgesinde de her yaz büyük su kayıpları yaşanmaya başladı. Barajın ana rezervuarında tutulan sular, Isparta/Kasımlar’daki üretim santralinden bırakıldıktan sonra yeniden kanal ve tünele alınarak Değirmenözü köyünün sırtlarında inşa edilen ikinci üretim santraline alınıyor. Nehrin bu bölümündeki çevresel akış, özellikle yaz aylarında canlı yaşamının sürmesi için yeterli değil. Değirmenözü köyündeki HES ünitesinden nehir yatağına bırakılan suyun zaman zaman kesilmesi ise Köprüçay’ın bu bölümünde kilometrelerce nehir yatağının kuruması anlamına geliyor.
GEÇTİĞİMİZ AĞUSTOS AYINDA BİNLERCE BALIK ÖLMÜŞTÜ
HES’teki istikrarsız su bırakma uygulamasına Küresel iklim değişikliğine bağlı kuraklık da eklenince Köprüçay’ın Değirmenözü ve Çaltepe köyleri arasındaki kısmı adeta hayalet nehre dönüştü. Geçtiğimiz Ağustos ayında da benzer şekilde kuruyan nehir yatağında binlerce balık ölmüştü: (https://odatv4.com/
KÖPRÜÇAY GÖZ GÖRE GÖRE KURUYOR
Konuyla ilgili yetkililere çağrıda bulunan köylüler, HES’ten bırakılan can suyunun yetersiz olduğunu, gelen suyun da nehir yatağında yeraltına sızdığını dile getirdi. Köprüçay’ın göz göre göre kurumasına tepki gösteren köylüler, Kasımlar Barajı ve HES’ten nehir yatağına yeterli ve düzenli can suyu bırakılmasını ve uygulamanın denetlenmesini talep ediyor.w
HES’LE İLGİLİ ÇED RAPORUNDAKİ TAAHHÜTLER UYGULANMIYOR
Konuyla ilgili Yukarı Köprüçay Havzası Koruma Platformundan yapılan açıklamada ise HES firmasının ÇED raporundaki taahhütlerinin yerine getirilmediği öne sürüldü. Buna göre söz konusu ÇED raporunda proje kapsamında derelerdeki mevcut balık türlerinin ekolojik dengesinin bozulmaması için gerekli can suyunun nehir yatağına bırakılacağı ve uygun balık geçitlerinin yapılacağı taahhüt edilerek şöyle deniliyor: “ÇED Raporu hazırlık aşamasında projenin doğal ortama ve bölgenin hidrolojisine etkilerinin değerlendirileceği “Ekosistem Değerlendirme Raporu” hazırlatılacaktır. Söz konusu rapor; onaylanması için DKMP Genel Müdürlüğü’ne sunulacaktır. Yetkili kurumun belirleyeceği oranlarda dere yatağına can suyu bırakılacaktır.”
‘CANLI YAŞAMIN DEVAMI İÇİN GEREKLİ SU DEREYE BIRAKILACAK’
DSİ tarafından belirlenecek su hakkı miktarının can suyu miktarından ayrı tutulacağı taahhüdünde bulunulan ÇED raporunda, “DSİ tarafından belirlenecek miktar, su hakkı olarak uygulanarak, dereye bu miktarda su akışı sağlanacaktır. Derede canlı hayatın devamlılığı açısından, inşa edilecek regülatör yapısı sonrasında dere yatağına sürekli verilecek ekolojik suyun kontrol edilebilmesi için debi metre yerleştirilecektir. Tespit edilen debi miktarının düşmesi durumunda kontrol sağlanarak canlı hayatın devamı için gerekli su miktarı dereye bırakılacaktır” ifadelerine yer veriliyor.
‘EKONOMİK BÜYÜME BAHANESİYLE EKOLOJİK YIKIM’
Birçok projede olduğu gibi Kasımlar Barajı ve HES projesindeki ÇED raporundaki taahhütlerin de hayata geçirilmediği görüşüne yer verilen Yukarı Köprüçay Havzası Koruma Platformu’nun açıklamasında, “Binlerce yıldır vadilerin yaşamın kaynağı olan nehirler, can suyu ve balık geçidi aldatmacasıyla yaşam için birer sorun haline gelmeye başladı. Ekonomik kalkınma bahanesine sığınılarak kamuoyuna dayatılan bu projeler ekolojik yıkımın aracına dönüştü. Köprüçay’da son yıllarda yaz aylarında ortaya çıkan kısmi kurumalar giderek kalıcı hale gelmeye başlıyor. Küresel iklim krizine bağlı kuraklıkla mücadele edebilmek için acilen önlemler alınması ve su kaynakların akılcı şekilde yönetilmesi gerekirken mevcuttaki suyumuzun akıl dışı projelerle yok edilmesi kabul edilemez. Başta DSİ 13. Bölge Müdürlüğü olmak üzere DKMP 6. Bölge Müdürlüğü ile Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünü Köprüçay’daki soruna müdahale etmeye ve nehirdeki canlı yaşamın devamını sağlayacak önlemler almaya davet ediyoruz” görüşüne yer verildi.