Müzisyenlerin saçları neden uzun olur?

Geçen salı DAY MER Kültür ve Sanat Etkinlikleri’nde Alkan Karaçam “Platon’dan Venom’a Müziğin İşlevi” başlıklı bir panelde konuştu. İyi bir müzik dinleyicisi olarak panelden çok şey öğrendim. Zaten bu tür etkinliklerin hedefi çıkınımızdakileri dostlarla paylaşmak değil mi? Tarih boyunca devlet ve din müziği hoyratça kullanmış. Devlet vatandaşlarını gaza getirip savaştırmış, din ise damardan girip tanrıya bağlamaya çalışmış. Müziğin kiliseden kopması dönemin devrimcisi Beethoven’e uzanıyor…

Karaçam’ın anlattıklarına göre; Platon, müziğin eğitici ve etik değeri sayesinde insan ve toplum eğitimindeki önemini günümüzden yaklaşık 2 bin 500 yıl önce ortaya koymuş. Müzik evrensel. Uçsuz bucaksız bir konu. Karaçam, Thatcher İngiltere’sinde doğan protesto müziğinden örnekler de verdi. İşsiz ve geleceksiz gençlerin tabuları yıkarak üstelik sistemin “kötü” diye tanımladığı şeytanı kullanarak yaptıkları müziği anlattı. İşin özü sistemle çelişenlerin kendilerini aktarma yöntemi çok faklı. Ben Thatcher’a karşı Trafalgar Meydanı’nda onbinlerin katıldığı protestodaydım, Iron Maiden grubu “Sanctuary” single’ında Thatcher’ı bıçaklarken tasvir etti…

Toplantıda konuyu saptırmak istemediğim için kendi çıkınımdakileri söylemedim. Burada sizinle paylaşayım bari de dilim şişmesin. Müzisyenlerin saçları genellikle neden uzun olur efeeem? Bizim yani Anadolunun evrensel müziğe katkısı var mı?

İlkinin yanıtı: “Working Class History”den öğrendiğimce 27 Mart 1942’de Fransa’nın faşist Vichy hükümeti, savaşa destek amacıyla kesilmiş saçları terlik ve kazak yapılması için berberleri bağışa zorlayan “berber kararnamesi”ni çıkarmış. İsyankar Zazouslar reddeder ve saçlarını uzatırlar. Zazous, şık takım elbise giyen, caz ve swing müzik dinleyen ve sokakta faşistlerle savaşan anti-faşist gençlerdi. Polis Zazous avına çıkar, Vichy faşist gençlik grupları da Zazous’ları yakalayıp saçlarını keser. Bu, hareketin kısa bir tarihçesi https://libcom.org/history/1940-1945-the-zazous adresinde… O günden bugüne gördüğünüz özgür saçlar, anti faşist bir geleneği yansıtıyor.

İkincisi Osmanlı seferberlikte Yeniçerileri gaza getirmek için mehter marşını kullanıyordu. “Ya Allah Besmillah!”, “Ceddin deden, neslin baban / En kahraman Türk milleti…” İşte bu mehter orkestrasına Ermeni Zilciyan ailesi zilleriyle katkıda bulundu. Özel karışımdan yapılan ziller mehteranı ve izleyenleri çoşturmakla kalmadı müzik dünyasının da dikkatini çekti. Şimdi ABD’de yaşayan Zilciyan ailesinin üçüncü kuşağı üyeleriyle 30 yıl önce Hürriyet adına Londra’da röportaj yapmıştım. Neyse konuya dönersem dostlar cazdan pop’a müziğin olmazsa olmazı o ziller, bizim Zilciyan ailesinin armağanı. Zilciyan zilleri artık antika. Türkiye’de üretilen Bosphorus zilleri de o geleneği sürdürüyor denilebilir…

***
Müzikten sözü açmışken geçen haftaki “Düğün müziği mi? Toplu işkence mi?” başlıklı köşem çok okundu ve tartışma yarattı. “Bir dokun bin ah işit” misali bizim toplum bu konuda çok doluymuş meğer. Bize de “Kral çıplak” demek kalmış sanki. Sosyal medyada yüze yakın yorum aldım. Ayrıca özelden arayan ve mesaj gönderen hatta düğünde kulağına tıkaç tıkanan çocuk fotoğrafı pas eden dostlara teşekkür ederim.

***
Hoş Seda Klasik Türk Müziği Korosu olarak uzun bir aradan sonra 28 Mayıs Cumartesi 18.15’te şef Dilde Adalı yönetiminde “Kürdilihicazkar Faslı” konseri verecek. “Prebend St. N1 8PF” adresinde St James’Islington’daki konseri kaçırmayın derim. Konser için iletişim numarası da “07568441357” olarak verilmiş.

Londra`da Sosyalist Kadınlar Birliği tarafından kurulan Rengin Kadın Korusu, protest müziğin güçlü seslerinden İlkay Akkaya ile sahne almaya hazırlanıyor. 18 Haziran’da Wood Green Dominion Centre’de yapılacak konsere yoğun ilgi bekleniyor. Bu iki konseri de dört gözle bekliyorum… “Siz de kaçırmayın” derim.

 

 

 

2608900cookie-checkMüzisyenlerin saçları neden uzun olur?
Önceki haberSIPRI raporu: Yeni riskler çağına giriyoruz
Sonraki haberDolar 16, euro 17,20 ve sterlin 20,30
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.