Londra”daki toplum tarihimizde önemli bir isim olan Nafiz Bostancı 77’sinde yaşamını yitirdi. Bostancı, 1980 ve 90’lar Londra’sındaki toplumda tanınmış bir isimdi. Bostancı’nın kızı Eylem, sosyal medyadaki paylaşımında “devrimci, enternasyonalist” babasının 27 Ağustos’ta ikindi namazına mütakip Sapanca Rüstempaşa Camisi’nden kaldırılacağı ve Kuruçeşme Köyü aile kabristanında toprağa verileceğini duyurdu. “Devrimci, enternasyonalist” diye tanımlanan birisinin dini törenle son yolculuğa uğurlanması ailesinin takdiri diyelim… İngiltere’ye Türkiye’den 150 ve Kıbrıs’tan 100 yıllık göç tarihini anlattığım “Londra’da Bizim’Kiler” kitabımda Bostancı’yı özetle şöyle anlatmıştım:
Nafiz Bostancı toplum içinde en çok tanınan isimlerden. 1983’te Halkevi’nin kurucusu ve başkanı olarak 80’lerin başında tekstil atölyelerinde kaçak işçilere verdiği destek, 1989’da Kürt sığınmacılarla sürer. 1994’te MİT suikasttan kıl payı kurtulduğunu anlatan eski Türkiye Komunist Partili (TKP), günümüzde HDP için çalışıyor ve avukat kızına yardım ediyor…
Nafiz Bostancı 1945’te Sapanca’da Laz köyü Kuruçeşme’de, 8 kardeşin en büyüğü olarak doğar. Kökleri Batum’a uzanan ailesi çiftçilik yapar. Türkçeyi ilkokula gittiğinde öğrenir. İlk ve ortaokulu Sapanca’da, liseyi Adapazarı’nda okur. 1964’te Hacette pe Tıp Fakültesi’ni kazanır. 1965’te CHP Sapanca İlçe Başkanı seçilir, CHP Genel Merkezi Gençlik Kolları yönetimine girer. CHP içinde İsmet İnönü-Bülent Ecevit çekişme sinde Ecevit’in yanında yer alır ve CHP Adapazarı Merkez İlçe Başkanı olur. 1967’de Hacettepe Sosyal De mokrasi Derneği Başkanı, 1969’da da Sosyal Demokrasi Dernekleri Fede rasyonu Genel Başkanı seçilir.
1969’da üniversiteden devamsızlık tan atılır. O dönemde yeraltında faaliyet gösteren TKP’ye girince CHP’den milletvekilliği ve belediye başkanlığı girişimlerinin engellendiğini belirten Bostancı, Türk-İş’ten ayrılıp DİSK’e geçen Genel-İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı, kısa süre sonra da Genel İş Marmara bölge sorumluluğuna atandığını söylüyor. “TKP’nin 3 üyeli sendikalardan sorumlu komitesindeydim” diyen Bostancı, “İzmit’te grev sırasında gözaltına alınmaya çalışırken belim kırıldı. Hastane ve gözaltı süreci sonrasında can güvenliğim kalmamıştı. 1980 başında Moskova’ya gittim” diyor.
Bostancı 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 1980 Aralık’ta TKP Akdeniz Sorumlusu olarak gizlice Türkiye’ye döndüğünü belirterek, “Sonuç ala mayınca 2 Haziran 1982’de de kaçak yollarla Londra’ya gelerek iltica ettim. Bundan dolayı da vatandaşlıktan çıkarıldım” diye konuşuyor. 1983’te Cahit-Akgül Baylav gibi yoldaşlarıyla birlikte Stoke Newing ton’da küçük bir mekânda Halkevi’ni (Turkish Community Centre) kurar. 1986’da Halkevi “92 Stoke Newington Rd N16 7XB” adresindeki büyük mekanına taşınır. 1989’da ise İngiltere’nin Türkiye’ye vize koyacağı dedikodusu yayılınca özellikle Doğu ve Güney Doğu’dan göç dalgasının başladığını belirten Bostancı bu kez Halkevi adına mültecilere yardım eder.
Bostancı o günleri şöyle anlatıyor: “İngiltere hükümeti gelenlerle başa çıkamadı, bizden yardım istedi. Halkevi binasını yatakhane yaptık. Yetmedi. Yakındaki kütüphane ve kili seyi işgal ettik. Yardım kurumu DHSS Halkevi binasında geçici şube açmıştı. Avukatlar sürekli Halkevi’ndeydi. Tercüman yetiştiremiyorduk. Gelen sığınmacılar aldıkları ev kirası da da hil bütün yardımları geride bıraktıkları yoksul ailelerine gönderiyordu. Bu kez ev sorunuyla başa çıkamaz olduk. Gençler, sığınmacılar için belediyenin boş dairelerini işgal etmeye başladı. O dönemde binlerce sığınmacının ifadesinde yardımcı oldum…” Bostancı yalnızca, danışman olarak çalıştığı Avukat Larry Grand’ın ofisinde 1993’e kadar 30 bin ailenin oturum aldığını vurgulayarak, Londra’daki toplum nüfusunun 300 binin üzerinde olduğunu tahmin ediyor.
TKP’lilerin Türkiye’ye dönme kararı üzerine 10 Aralık 1988’de bir gurup sendikacı ve politikacı eşliğinde İstanbul’a döner. Kendisini binlerce demokratın karşıladığını söyleyen Bostancı havalimanı polisince aynı uçakla geri gönderilir. Bostancı Halkevi’ndeki çalışmalarını sürdürürken 1994’te İngiltere gizli servisinin kendisine suikast yapılacağı konusunda uyardığını belirterek, 29 Aralık 1994’te MİT’in düzenlediği bir suikasttan şans eseri kurtulduğunu anlatıyor. Bostancı, MİT Kontr-Terör Dairesi eski başkanlarından Mehmet Eymür’ün 10 Mart 2015’te Türkiye’deki bir davadaki ifadesinde “90’larda öldürülecek Kürt işadamları listesi”nde adının 23’üncü sırada olduğunu da öne sürüyor.
1974’te evlenen, Eylem (1975), Emel (1978) ve Elif (1986) adlı kızları bulunan Bostancı, ailesini 1985’te kaçak yollarla Fransa’ya oradan da İngiltere’nin çağrı mektubuyla Londra’ya getirebildiğini anlatıyor. Avrupa parlamentosundaki kınama ların sonrasında Türk vatandaşlığını geri aldığını, British vatandaşlığına başvuru yapmadığı için de Türkiye’ye T.C. Pasaportu ile gittiğini sözlerine ekliyor. Uzun yıllar başkanlığını yürüttü ğü Halkevi’ne desteğini sürdüren Bostancı, “Şimdi kurulan TKP’lerin eskisiyle bir ilgisi yok. Ne yazık ki eski TKP de dağıldı. Artık HDP’nin başarısı için çalışıyorum” diyor.
Dostlar, Halkevi bir toplum kuruluşu olarak o dönemde Kürt mültecilere gerçekten destek olmuştur. Bostancı sağlığında; başkanı, akil ve kurucu üyesi olduğu Halkevi’nde özel firma adına avukat yardımcısı olarak da faaliyet yürüterek; mülteci başvuruları, mültecilerin ifadelerinin yazılması, tercüme edilmesi, mahkemede temsil edilmesi ve onların özlük haklarının takip edilmesinde mültecileri bir kazanç kapısı olarak gördüğü savıyla da eleştirilmişti.
Ailesi ve sevenlerine başsağlığı diliyorum…