İNGİLTERE’DEN… Gece ve sis

‘Gece ve sis’. Bu bir operasyonun adı. Yöntem 1940’larda Naziler tarafından bulunmuş. Naziler bu yöntemi ilk olarak işgal altındaki Fransa`da uygulamışlar. O dönemler Nazi generali olan Wilhelm Keitel`in emriyle bir gece içinde yüzlerce direnişçi toplanmış ve aynı gece yok edilmiş.

‘Gece’ operasyonun yapıldığı zamanı, ‘sis’ ise belirsizliği ifade ediyordu. Naziler faşizme karşı mücadele eden direnişçilere, Avrupa`da gözdağı vermek, geride kalanları terörize etmek üzere karanlığın ve belirsizliğin acımasız gücünü kullandı. Kısacası muhalif kesimlere karşı her tarihsel koşulda değişip duran baskının biçimi, öyle bir dönem geldi ki, bütün bu baskı biçimlerinin bir çoğunu geride bırakıp daha derin yaralar açan yeni bir biçime dönüştü: Kaybetmek.

Çünkü Hitler’e göre, halkın gözü önünde ve onun bilgisi dahilinde muhalifleri idam etmek onları halkın gözünde kahraman yapıyordu. Bu nedenle de dikkatli bir şekilde hazırlanmış olan  ‘Gece ve Sis’ adlı bir genelge yayınlandı. Bu genelgeye göre, artık tüm anti-faşistler, direnişçiler ve bütün diğer muhalifler “buharlaştırılıp” yok edilerek ortadan kaldırılmalı. Bunlardan geriye ne bir iz, ne bir ses ne de bir soluk bırakılmalıydı.

İşte Nazilerin 1940’larda kullandığı bu metod hala dünya halklarının kanayan bir yarası olmayı sürdürüyor. Dünyanın bir çok ülkesinde, gözaltında insanlar kayboluyor.  Bu acımasız yöntem 60`lı yıllarda Guatemala ve Brezilya`da, 73`te askeri darbe sonrası Şili`de, 76`da Arjantin`de 90`lı yıllarda ise Türkiye`de revaçtaydı. Dünyada en fazla kayıpların olduğu ülkeler sıralamasında 38.000 insanın kaybolduğu Guatemela’yı, 35.500 kayıpla Sri Lanka ve 30.000 kayıpla Arjantin izliyor.

Arjantin’de 1976 askeri darbesinin ardından işbaşına gelen yönetimin ilk yedi yılında kaybolanların yüzde 40’ı kadındı ve bu kadınların yüzde 10’u bebek bekliyordu.

Kayıp yakınlarının acıları dünyanın başka ülkelerinde olduğu gibi ne yazık ki Türkiye’de de dinmek bilmiyordu. İnsanlar gözaltına alınıyor. Yada alındığı sanılıyor. Sonra haber yok, yok, yok! 1991 ile 2002 arası İHD`ye yapılan başvuruların toplamı 514. Bu sadece İHD’ye yapılan başvurular. Gerçekte ise Türkiye`de `kayıp` rakamı binlerle ifade ediliyor. 
Evet gözaltında kayıplar… Hasan Ocak. Silvia G. Lopez.  İsmail Bahçeci. Jimmy Malicom. Talat Türkoğlu. Laura Carlotto. Rıdvan Karakoç. Aysel Malkoç. Seyhan Doğan. Hüseyin Toroman. Tümü kayıp insanlar bunlar. Politik düşüncelerinden dolayı kaybedildiler yıllar önce…

Tüm dünyada, özellikle de az gelişmiş ülkelerde, bir milyondan fazla olduğu söyleniyor kayıp insan sayısının. Unutalım, bilmeyelim, anmayalım, hatırlamayalım diye, belleğimizi yok etmek için kayıp edilmekte insanlarımız. 

Kayıplar hala bulunmuş değil. Kaybedenler hala cezalandırılmış değil. Adalet yerine gelmiş değil. Bu nedenlede her yıl Hasan Ocak ve dostlarının başlattığı kayıplar mücadelesiyle, 17-31 Mayıs tarihleri arası Kayıplar Haftası ilan edildi.

Yılda bir kez bile olsa, bir haftalık süre az görülse dahi sahiplenilmesi gereken önemli bir etkinlik.

Kayıp yakınları adalet talebiyle mücadelelerini sürdürürken, 5. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı, Kayıplar Haftası nedeniyle bu yıl Diyarbakır’da buluşuyor. Sisteme muhalif olanların devletler veya devletlerce desteklenen güçler tarafından kaybedilmesine karşı 10 yıldan bu yana macadele yürüten ICAD’ın YAKAY-DER’le ortaklaşa düzenlediği bu kurultayda Şili, Arjantin, Kolombiya, Irak, İran, Filistin, Lübnan, İsrail, Hindistan, Sri Lanka, Fas, İspanya, Fransa, Bulgaristan, Arnavutluk, Almanya, İngiltere, İsviçre, Kanada ve Hollanda’dan çok sayıda kayıp yakını, meslek örgütü temsilcileri, aydın, sanatçı, gazeteci ve insan hakları temsilcileri Diyarbakır’da bir araya gelecek, Bu kurultay ilk olarak tam 10 yıl önce yine Türkiye’de, İstanbul’da toplanmıştı. İlkinde olduğu gibi Diyarbakır’daki bu kurultayda da kayıp yakınları bir araya gelip, yıllardır bulunamayan yakınlarının hikayelerini isim isim, nasıl kaybedildiklerini adres vere vere anlatacak.

16-20 Mayıs tarihleri arasında yapılacak olan kurultaya ICAD’ın davetlisi olarak katılıyoruz. Susurluk’ta ve Şemdinli’de ortaya çıkan kontgerilla gerçeğinin açığa çıkarılıp, sorumlularının yargılanması, 1000 gizli operasyonun aydınlatılması, gözaltında kayıpların ve toplu mezarların yerlerinin bulunması, Şili’de, Arjantin’de olduğu gibi darbeci generallerin yargılanması için 16-20 Mayıs tarihleri arasında Diyarbakır’da olacağız.

 

649290cookie-checkİNGİLTERE’DEN… Gece ve sis

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.