Öğretmenlik, eğitmenlik

Geçtiğimiz Salı gün Londra Üniversitesinin tören etkinliğine gitmezden önce, kahvaltı esnasında sosyal medyada gördüğüm mesaj gözlerimi yaşarttı. 12 yıl kadar önce bir eğitimci arkadaşımla düzenlediğimiz 13 haftalık aile eğitimi kursumuza katılan bir anne tarafından gönderilen mesajdı bana bu duygusal anı yaşatan.

Geçtiğimiz Pazar gün düzenlenen festivalde anneyi oğlu ile görüntüleyen bir sosyal medya paylaşımının altına oğlanın ne kadar büyüdüğünü yazmıştım. Çocuğun annesi uzun bir yanıt vererek bir örnekle kurstan öğrendiği öğretilerin çocuğunu yetiştirmesinde ne kadar yararlı olduğunu yazmış ve bana ve diğer arkadaşıma teşekkür etmişti. Cevap olarak bir eğitimci için bu sözleri duymanın yüz ödülden daha değerli olduğunu yazdım. Gerçekten de öyledir.

Gelelim Londra Üniversitesi etkinliğine. 1977 yılında Güney Londra’daki bir öğretmen kolejinden üç yıllık bir kurs sonucu mezun olduktan birkaç yıl  sonra tüm öğretmen kolejleri kapatılmış ve öğretmen olma kuralları değiştirilmişti. Şimdi herhangi bir derste lisans yapan birisi bir yıl ekstra eğitimden sonra o dalda öğretmen olabiliyor.

3 yıllık kurs yapan bizler sadece sertifika almıştık. Yıllar sonra bu sertifikaları veren Londra Üniversitesi, o zamanki kursumuzun lisans derecesinde olduğunu takdir ederek o tip kolejlerden mezun olan bizleri “Honorary Bachelor Degree” ile onurlandırma kararı aldı. Düzenlenen törene katılıp onur belgelerimizi aldık. Geç de olsa alkışlanması gereken bir jest. 

Törende konuşan Londra Üniversitesi Yardımcı Rektörü Profesör Wendy Thomson, konuşmasında “İyi öğretmeni kimse unutmaz” atasözünü hatırlattı. Çok doğru bir söz. Tüm okurlarım kendilerinden bilecekler. Örneğin ben 65 yıl öncesi ana okulu öğretmenimi, ilkokul birinci sınıf öğretmenimi ve her gittiğim okullardaki “iyi” öğretmenlerimi hiç unutmadım.

Klişe olacak ama öğretmenlik gerçekten en şerefli, en kutsal bir meslektir. Çünkü öğretmen çocuğun sosyalleşme aşamasında çok önemli rol oynar. Sadece okul öğretmeninden bahsetmiyorum. Tüm eğitimciler, gerek çocuklara gerekse yetişkinlere yönelik eğitim verenlerin toplumda önemli rolleri vardır.

Madalyonun diğer yüzünde ise “Kötü öğretmeni de herkes hatırlar” sözü var. İşte ben kötü bir öğretmenin bana karşı davranışı yüzünden öğretmenlik mesleğini seçtim. Bana bu iyiliği bilinçli olarak yapmamasına rağmen bu kötü öğretmene de teşekkür borçluyum. Ancak kötü öğretmenler yüzünden potansiyellerine erişemeden mutsuz bir yaşam sürmeye zorlanan çok insanın da olduğunu unutmamalıyız.

Yaşadığım ülke İngiltere’yi çok kez eleştiririm. Her fırsatta eleştirmeye de devam edeceğim. Ancak güzel şeylere şahit olduğumuz zaman övmemiz, takdir etmemiz gerekir. 

Geçtiğimiz hafta beni de kişisel olarak etkileyen bu güzelliklerden birine şahit oldum. 

Esasında aynı gün iki güzelliğe şahit oldum. Üniversite etkinliğine gitmezden önce bir annenin yazdığı yorumuna ve yıllardan sonra prestijli bir kurum tarafından onurlandırılmaya. Benim için en değerli hangisidir diye sorsanız, hiç tereddüt etmeden annenin yazdığı yorum derim. Çünkü öğretilerinizin pratikte işe yaradığını görmek, özellikle bir çocuğun yetişmesinde bunun işe yaradığını görmek herşeyden önemlidir, ve en büyük ödüldür. 

Teşekkürler Londra Üniversitesi, çok, çok teşekkürler Yıldız hanım. 

Tüm iyi öğretmenleri kutlar, onlara teşekkür ederim. İyi ki varsınız.

“Öğretmenlik yaşamınız her zaman öğrenci olduğunuzu anladığınız gün başlar”.  

Öğretmenlerle ilgili söylenen yığınlarca sözler arasında en çok beğendiğim bu anlamlı söz, öğretmenlik macerasına atılmak üzere olan Hanna Phillips isimli bir öğretmen tarafından söylendi. 

 

2700560cookie-checkÖğretmenlik, eğitmenlik

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.