Rekreasyon değil, restorasyon zamanı…

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Kendi partisinin meclisten geri çektiği projeyi “Boğaçayı’nda benim projem meclisten geçmedi” diye anlatan Başkan Böcek’i kimler yanlış bilgilendiriyor…

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin yeni dönem başkan adayı Muhittin Böcek, önceki gün basın mensuplarıyla bir araya gelerek proje ve hedeflerini anlattı.

Antalya’da Türkiye ittifakı kurulduğunu dile getiren Böcek, “Ezanımıza, al bayrağımıza sahip çıkan, AK Partilinin de ülkücünün de destek verdiği ittifakın belediye başkanıyım. Mavi gözlü devin ışığında herkesin belediye başkanıyım” diyerek başladığı konuşmasında, “Biz buralara ağa babalarının parasıyla gelmedik. Ben Yörük çocuğuyum” vurgusu yaptı.

Yeni dönemde 132 projesi olduğundan söz eden Muhittin Böcek’in konuşmasının satır aralarında daha önce AKP’li Menderes Türel’in başkanlığı döneminde gündeme getirilen ve ilk etabı uygulanan Boğaçayı projesinin ikinci etabına da değinmesi dikkat çekti.

BÖCEK ‘BOĞAÇAYI PROJEM MECLİSTEN GEÇMEDİ’ DEDİ

Böcek, “Boğaçayı’nda benim projem meclisten geçmedi. Çocukların balık tuttuğu, yetişkinlerin vakit geçirdiği bir rekreasyon projem vardı. Kıyı boyunca sedde çalışması yapılacaktı. Projem çılgın değildi, meclisten geçmedi. Düden Çayı için de denize döküldüğü yere kadar olan 15 kilometrelik alana rekreasyon projem var” diye konuştu.

Boğaçayı projesinin ikinci etabı için hazırlanan projeyle ilgili teklif, 13 Kasım 2023 tarihinde Büyükşehir Belediye Meclisi’nin gündemindeydi. Boğaçayı projesi teklifinin de görüşüleceği Büyükşehir Meclisi öncesinde konuyu gündeme getiren bir yazı yayınlamıştık. (1)

BAŞKAN DANIŞMANLARININ BOĞAÇAYI PROJESİ SUNUMU

Boğaçayı projesi, Meclisin devam toplantısına bırakıldı. Ancak Kasım ayı devam meclisinin hemen öncesinde Başkan danışmanları Cem Oğuz, Lokman Atasoy ve Alper Gökçay, tam adı “Boğaçayı 2. Etap Dere Islahı ve Rekreasyon Düzenlemesi” olarak duyurulan proje hakkında bazı meslek odalarının temsilcilerine bilgi verdiler. Proje alanındaki gezinin ardından yerel basına servis edilen bültende, “bilim kurulunun projeye tam not verdiği” belirtilmişti.

KAMUOYUNUN TEPKİSİ ÜZERİNE PROJE KOMİSYONE GERİ GÖNDERİLDİ

Kasım ayı devam meclisi öncesinde alelacele yapılan bu toplantı ve açıklama, projenin meclisten geçeceğine kesin gözüyle bakıldığını gösteriyordu. Başkan Danışmanı Cem Oğuz’un açıklamaları da bu yöndeydi. Ancak 22 Kasım’daki devam meclisinde yapılan oylamada Boğaçayı Projesini içeren 27. Madde oybirliği ile yeniden değerlendirilmek üzere komisyona geri gönderildi. (2)

PROJEYİ BAŞKAN BÖCEK’İN KENDİ PARTİSİ GERİ ÇEKMİŞTİ

Muhittin Böcek’in “benim projem meclisten geçmedi” diyerek altını çizdiği Boğaçayı projesinin ikinci etabı, aslında kendi partisinin teklifiyle geri çekilmişti.  CHP Gurubu adına söz alan Meclis Üyesi Deniz Filiz’in 27. Maddede yer alan Boğaçayı ile ilgili düzenlemenin Meclis gündeminden geri çekilmesi yönündeki sözlü talebi üzerine Başkan Böcek, bu talebi oylamaya sundu. Yapılan oylamada talep kabul edilerek tartışma yaratan Boğaçayı projesinin ikinci etabı oybirliği ile ilgili komisyona geri gönderildi.

Başkan Böcek’in basın mensuplarıyla buluşmasında dile getirdiği mağduriyet içeren sözler gerçeği yansıtmadığı gibi kamuoyunu yanıltmaya dönük ajitasyon da içeriyor.

BELEDİYELER BAKANLIKLARDAN DAHA FAZLA BÜTÇEYE HÜKMEDİYOR

Tüm ülkede olduğu gibi Antalya’da da yerel seçimlere partiler büyük bir hırsla hazırlanıyor. Çünkü özellikle büyükşehir belediyelerinin devasa bütçeleri ve merkezi siyasetin finansmanı için yaratılan rant iştah kabartıcı. Rakamlar, büyükşehir bütçelerinin pek çok yatırımcı bakanlıkla yarıştığını gösteriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştirakleriyle birlikte 2024 yılı bütçesi 516 milyar TL olarak açıklandı. Milli Savunma Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçesinin 440 milyar, İçişleri Bakanlığı’nın 76 milyar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 369 milyar olarak sunulduğu göz önüne alındığında, büyükşehir belediyelerindeki koltuk kapma yarışının “duygusal” nedenleri daha iyi anlaşılıyor.

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR 2024’TE 54 MİLYARLIK PARAYI KONTROL EDECEK

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 2024 yılı bütçesi ise 16 milyar TL olarak açıklandı. İlçe belediyeleriyle birlikte 2024 yılının toplam bütçesi 41.8 milyar. Belediyeye bağlı ASAT’ın 12,8 milyarlık bütçesi de eklenince bu rakam yaklaşık 54 milyar TL’yi buluyor. Yılın son çeyreğinde talep edilen ek bütçeleri de düşünürsek Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bir yıl içerisinde üzerinde hüküm ve tasarrufta bulunabileceği kamu kaynağının tutarı 60 milyar TL’yi bulacak.

KÜLTÜR BAKANLIĞI’NIN BÜTÇESİ 38, SAHİL GÜVENLİĞİN 11,5 MİLYAR!

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 38,9 milyar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 48 milyar, Ticaret Bakanlığı’nın 38 milyar, MİT’in 11 milyar, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın 11,5 milyar TL bütçesi olduğu düşünülünce yalnızca Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bir yılda kontrol ettiği tutarın ölçeği daha iyi anlaşılıyor.

DEVASA KAMU KAYNAKLARI SEÇİM BÜTÇESİNE DÖNÜŞÜYOR

Bu nedenle seçim öncesinde bol keseden kamu kaynakları fütursuzca kullanılabiliyor, basın toplantıları 5 yıldızlı otellerde yapılabiliyor, hiç ihtiyaç olmadığı halde Hıdırlık Kulesi’ne 66 milyonluk, Konyaaltı sahiline 200 milyonluk projeler ihale ediliyor, nostaljik tramvay hattı ve kaldırım düzenleme ihaleleri yapılıyor, kamu kaynakları seçim bütçesi için rahatlıkla harcanabiliyor.

AÇIKLANAN PROJELERİN BAZILARI YILLAR ÖNCE UYGULANMIŞTI

Muhittin Böcek’in kent kamuoyuna açıkladığı yeni dönem projeleri arasında birçok başlık ya kurumun üstlendiği yapılması zorunlu olan işler ya da daha önceden planlanan ancak yapılmayan, kimisi de atıl bırakılan projeler var. Örneğin Başkan Böcek’in vaat ettiği “Bisiklet Dostu Şehir Projesi” Mustafa Akaydın döneminde başlatılan bir projeydi. 2010’lu yıllarda Antalya’daki bisiklet kullanıcıları kentin sosyal dokusu içinde önemli bir yer tutuyordu ve Antalya bir bisiklet kenti olarak anılıyordu. Bu proje kapsamında bazı bisiklet yolları ve bisiklet kiralama noktaları yapıldı. Ancak aradan geçen zamanda ilgisizlik ve proje takibi sağlıklı biçimde yapılamadığı için bisiklet kiralama noktaları bakımsız kaldı.

SAYIŞTAY, AKILLI PROJELERİ KAMU ZARARI OLARAK KAYDETTİ

Aynı şekilde Akıllı Kent Yönetim Merkezi de benzer şekilde Santral Mahallesi odaklı uygulanama konulmuş, kentteki parklarda ve başka alanlarda akıllı aydınlatma sistemleri devreye sokulmuş ancak bakımsızlık ve ilgisizlik yüzünden bu projeler de atıl duruma düşmüştü. Sayıştay’ın 2022 yılı denetimlerinde akıllı aydınlatma ve sulama projelerinin atıl bırakılarak nasıl kamu zararına neden olduğu kalem kalem anlatılmıştı.

BALBEY’DE GÖSTERMELİK BETON DÖKÜLDÜ

Balbey Kentsel Yenileme Projesi de daha önceki dönemlerde yapılması gereken, gecikmiş bir projeydi. Seçimlere sayılı günler kala Balbey Mahallesi’nde bir iki temele beton dökerek “ilk beton döküldü” diye servis edilse de bu uygulama iktidarın göstermelik temel atma projelerinden farklı bir şey değildi.

SANTRAL MAHALLESİ PROJELERİ SUR YAPI’NIN ZORUNLU İŞLERİ

Başkan Böcek’in “yeni proje” olarak açıkladığı Santral Mahallesi Eğitim Kompleksi, sosyal tesisler ve cami projeleri de aslında daha önce Türel döneminde ihale edilen ve Sur Yapı’ya verilen kentsel dönüşüm projesi içinde yer alan, yapılması gerekli kalemler arasında. Proje Sur Yapı’ya verilince tüm kente yayılması gereken 2.8 milyon Euro bütçeli bir AB projesi olan MAtchUp Projesi’nin uygulamaları büyük ölçüde Sur Yapı’nın projesine yedirilmiş, kentin tamamının yararlanması gereken proje yandaş Müteahhit şirketin reklam ve pazarlama aracına dönüştürülmüştü. Taksim’e yaptırdığı cami ile iktidardan alacağı ihaleleri garantileyen Sur Yapı’nın sahibi Altan Elmas, Santral Mahallesi’nde birçok hak sahibini mağdur ederken, belediye eliyle projeye giydirilen AB hibeli uygulamalar sayesinde yaptığı konutları “akıllı” diye Araplara, İranlılara ve Ruslara satarak rantsal dönüşümün nimetlerinden faydalanıyordu. (3)

PROJE MANYAĞI YAPILAN DÜDEN ÇAYININ IŞILTILI ÖLÜMÜ

Başkan Böcek’in açıkladığı “15 kilometrelik” Düden Çayı Çevre Düzenleme projesi de benzer şekilde izaha muhtaç kalemlerden biri. Düden Çayı’nda balık ölümleriyle sonuçlanan ağır kirlilik, denizin de kirlenmesine neden olurken hem Muratpaşa, hem Büyükşehir belediyelerinin hazırladığı raporlara rağmen kirliliğin önüne bir türlü geçilemedi. Kesilen göstermelik idari para cezaları ve yapılan günü kurtarmaya yarayan açıklamalar da Düden’in göz göre göre ölmesini durduramıyor. Geçtiğimiz günlerde yukarı Düden’den yayılan ağır lağım kokusu, hem ziyaretçilerin hem de doğal yaşamın sağlığı için büyük bir tehdit oluştururken büyükşehir yönetimi aldığı çevre ödülleriyle övünen açıklamalar yapmaktan geri durmuyordu. Bunun adı çevrenin fiyakalı, ödüllü ve ışıltılı ölümü!

GERÇEĞİ YOK OLURKEN SANALINA MİLYONLAR HARCANAN YÖRÜKLER

Yaşayan Yörük-Türkmen Köyü projesi de aslında neye hizmet ettiğini tam da bilmeden yaşayan bir kültürün ölümüne katkı sağlamak, tabutuna çivi çakmak anlamına geliyor. Son yıllarda “Yörük Müzesi” adıyla açılan çok sayıda düzenleme, ne müzecilikle ne de Yörüklükle ilgisi olmayan bir sergileme yöntemini genelleştirdi. Belediyeler bu işte öncülük yapıyor. Tıpkı Afrika’daki gibi yerlilerin yaşamını yansıtan “turistik” simülasyon köylerin benzerleri giderek Türkiye’de de henüz plastik çadır düzeyinde kurulmaya başlandı. Yörük yaşamını gözleme-ayran ve durmaksızın çalıp oynayan insanların oradan oraya amaçsızca koşturmasına indirgeyen bu kakafoni tüm ülkeyi kuşatmış durumda. Oysa Anadolu’nun gerçekten konar-göçer üretim biçimini sürdüren son Yörükleri adeta var olma mücadelesi verirken giderek üretimden koparak tarihten siliniyor. Belediyelerin bu tür uygulamaları, gerçeği yok olurken canlandırmasına milyonlar harcayan bir kültürel yozlaşmayı da beraberinde getiriyor. (4)

KARBON ÜRETİMİNİ ARTIRARAK ÇEVRE DOSTU OLUNUR MU?

Böcek’in duyurduğu ‘Çevre Dostu Araçlar Projesi’ de kurumun çelişkilerinden biri. Büyükşehir Belediyesi’nin 2019’dan bu yana yaptığı ihalelerdeki toplam harcama tutarının yaklaşık üçte birinin akaryakıt ve otomotiv şirketlerine aktarıldığı düşünülünce bu çelişki daha iyi anlaşılıyor. Bir başka deyişle Büyükşehir yönetimi danışmanından bürokratına, daire başkanından şube müdürüne kiralanan yüzlerce araçla büyük bir sefahat içinde kamu kaynaklarını kullanırken aynı zamanda kentteki karbon üretiminde önemli bir payı olan kirliliğin de kaynağını oluşturuyor. Kent halkı yazın sıcakta kışın yağışlarda ulaşım çilesi çekerken, kamuya ait araçları özel aracı gibi kullanan belediye görevlilerinden tutun da lüks araçların içinden poz verip “bu ışıltılı hayatı biz seçmedik” sözleriyle sosyal medya paylaşımları yapmaktan geri durmayan danışmanlar Antalya’nın kolektif hafızasını işgal etti.

EXPO İÇİN 5 YIL BOYUNCA NEDEN BİR ÇÖZÜM ÜRETİLEMEDİ?

AKP’nin ve Cumhur İttifakının adayı olan Hakan Tütüncü’nün ardından Başkan Böcek’in EXPO alanıyla ilgili açıklamaları da her iki başkanın eksi hanesine yazılacak türden bir içerik taşıyor. Görevde oldukları 5 yıl boyunca her iki başkanın da EXPO alanıyla ilgili yapabileceklerine ilişkin kayda değer bir adım atılmadı. Büyük bir kamu kaynağı harcanarak tarım arazilerinin ve akarsu yatağının üzerinde kurulan EXPO alanı 2016 yılından bu yana kah düğün salonu, kah film seti olarak kullanıldı. Ancak kentin ihtiyacı olan pek çok konuda işlevlendirilebilirdi, ancak bu yapılmadı. Seçim öncesi yapılan açıklamalar bu yüzden çok da samimi gelmiyor.

REKREASYON DEĞİL, RESTORASYON ZAMANI

Özetlemek gerekirse, benzersiz bir doğası ve tarihi birikimi olan Antalya gibi bir kenti yönetmeye talip olan başkan adaylarının kafası halen içinde yaşadığımız ve gelmekte olan krizlerden bihaber olarak çalışıyor. Birleşmiş Milletler 2021-2030 arasını tüm dünyada “Restorasyon On Yılı” ilan etmişken, artık kentlerin tanıtımdan çok korumaya ihtiyaç duyduğu kırılgan bir döneme girilmişken, rekreasyona değil, restorasyona ağırlık verilmesi gerekirken halen 1990’ların belediyeciliğinin projelerinin ortalığa saçılması kentlerin ve toplumun geleceği açısından endişe vericidir. (5)

İlgili yazılar için:

(1): https://yusufyavuzhaber2022.wordpress.com/2023/11/10/bogacayinda-ikinci-etap-proje-meclis-gundeminde/

(2): https://yusufyavuzhaber2022.wordpress.com/2023/11/22/bogacayinda-ikinci-etap-meclisten-gecmedi/

(3): https://yusufyavuzhaber2022.wordpress.com/2023/01/04/akilli-kent-projesi-kimleri-zengin-etti-kimleri-aglatti/

(4): https://yusufyavuzhaber2022.wordpress.com/2023/09/03/kentlerde-yasayan-yeni-bir-yoruk-boyu-kesfedildi-sariyaglikli-yorukeri/

(5): https://yusufyavuzhaber2022.wordpress.com/2023/11/25/bilim-neden-yikimin-aleti-haline-getiriliyor/

2760480cookie-checkRekreasyon değil, restorasyon zamanı…
Önceki haberAlmanya’da göçmen kökenliler en çok temizlik işi yapıyor
Sonraki haberArtık İstanbul’da minibüslerde Akbil geçecek!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.