BİRSEN ALTINER / AÇIK GAZETE – Bugün (25 Kasım) İstiklal Caddesi’ndeki SALT Beyoğlu-Robinson Kitabevi salonunda Açık Gazete’nin iki yazarından sinema üzerine güzel bir söyleşi dinledik. Söyleşi sadece güzel değildi, aynı zamanda çok önemliydi. Mahmut Şenol moderatörlüğünde Münir Karataş sinemada göz ardı edilen birçok konuya değindi.
“Sinema’nın Burjuvazisi var mıdır?”
Avrupa ve Amerika’da ortaya çıkan Sinema Burjuvazisi, seçilmiş yönetimler üzerinde gerekli baskıları kurarak bağımsız sinema kurumların kurulmasını ve gelişmesini sağlamıştır. Bu özerk kurumlar siyasi baskılardan ve özgürlük alanlarını kısıtlayacak her türlü girişim ve engelden bağımsız şekilde sinema filmleri üretilmesine katkı sağlamıştır.
Türkiye’de ise devlet eliyle gelişen burjuvazi, sanatın bazı alanlarına çok ufak ölçekli katkılar sağlanmıştır belki ama, bu çok yetersiz kalmıştır.
Peki sinema Burjuvazisinin oluşturduğu bağımsız sinema nedir? Hangi filmlere bağımsız film diyoruz? Büyük stüdyo sistemi dışında üretilen filmler “bağımsız film” olarak adlandırılırlar.
Türkiye’de sinema endüstrisi olmadığı için sinema kültürü de oluşmadı.Türk sinemasında bu yüzden bir kuram gelişmedi. Türkiye’de bir film marketi yoktur. Oysa dünyadaki bütün film festivallerinin arkasında uluslararası film marketleri vardır.
Türk sinemasında seyirci yok diyemeyiz. İstanbul film festivalini ortalama 12 bin kişi izliyor. Peki bu seyirciyi sinema salonlarına niye çekemiyoruz?
Bizde sinema festivallerinin yöneticileri iktidar değistiğinde değişiyor. Cannes Film festivalinin yöneticisi 25 yıldır aynı kişidir. İktidar değiştiğinde festivallerin yöneticileri değişmez.
Yapay zeka sinema endüstrisini nasıl etkileyecek? Kuşkusuz endüstride hayatı kolaylaştıracak ama fikir üretemeyeceği için hikaye anlatımı yine insanların elinde olacak. Sanat hikayeyi ifade ediş biçimidir. Hikaye anlatıcılığı hiçbir zaman yok olmayacak.
