Siz hiç yurt dışında yaşayan Türk oldunuz mu (5)

Sekiz on saatlik yolculuktan sonra Yeni Delhi’ye vasıl olduk.


Her zamanki gibi çiçek çocuklarının buluşma noktası olan ve “Central Court” otobüslerinin bulunduğu yere park ettik. Delhi’de ne kadar kalacağımız belli değildi, benim çok merak ettiğim konu, boşanma davamın nasıl sonuçlandığıydı. Oğlumun annesine söylemiştim, “Boşanırsak Delhi’deki Türk konsolosluğuna mektup yazarak beni haberdar et lütfen” diye.


Delhi’deki konsoloslukların bulunduğu muhit, bizim Ankara’da olduğu gibi temiz pak bir muhitti, Türk konsolosluğunu ararken karşıma çıkan Kemal Atatürk Caddesi beni ne kadar heyecanlandırdı bilemezsiniz. Ülkemden bu kadar uzakta bu büyük adamın ismini, cadde tabelasında üç lisanda, Hintçe, İngilizce ve Arapça yazmışlardı.


Türk konsolosluğunu buldum içeri girdim, Türkiye’den ismime mektup var mı diye soracakken, birisi “Abi sen Erenköy’den Önder Ağabey değil misin?” diye bana sorunca şaşırmadım desem yalan olur. Dikkatlice bakınca ben de onu tanımıştım, “Sen bizim
Emin’in kardeşi Bülent değil misin? Evet, ne arıyorsun burada?” diye şaşkınca sormuşum.
Verdiği cevap güzeldi. “Abi ben burada çalışıyorum, asıl senin burada ne işin var?” dediğinde “Yerden göğe kadar haklısın kardeşim, bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete” diye otomatik bir cevap vermiştim.


Tabi ki “Almanya’dan otobüsle Katmandu’ya gidiyoruz, orada otobüsleri satıp dönebilirsek Almanya’ya döneceğiz” dediğimde yüzünün ifadesi görülmeye değerdi. “Ağabey ben seni deli dolu birisi olarak bilirdim ama bu kadarına pes vallahi” dedi.


Neyse uzatmayalım, bana kendisine ulaşabileceğim telefon numarasını verdi: “Mektup için merak etme ben alakadar olurum sen beni ara hallederiz, gelir alırsın”. Delhi’de iki haftaya yakın bi zaman kaldık.


Bülent’ten mektubumu almaya gittiğimde fotoğraf makinemi de yanımda götürmüştüm. Bu arada boşandığımı öğrenmiş oldum. Kemal Atatürk tabelasının resmini çekecektim. O gün orada çektiğim resim, bugün Kalkan’daki evimin duvarlarının birinde asılı durur.


Resim deyince aklıma geldi, Amritsar’da, sokak dişçisinin resmini çekmiştim, geçen sene
eve gelen bir Alman turist eve girer girmez “Ben bu resmi bir yerden tanıyorum, bu adam Amritsar’daki dişçi değil mi?” diye sordu, ben de “Hala dişçiliğe devam ediyor mu?” diye sordum, “Evet saçlar ve sakallar biraz kırlaşmış ama hala devam ediyor” dedi, gülüştük.


Yanlış hatırlamıyorsam Delhi- Katmandu yolu 1700 km olmalı. İki otobüse yolcu olarak 18 yaşında Kanadalı bir kız bulabildik. Amritsar hikâyesi bütün programımızı alt üst etmişti. Geçmiş zaman için tahminim, 1700 km olan yolu, üç günde tamamlamıştık.


Katmandu denen şehir benim için son duraktı, dünyanın yolunu gelmiştik. Katmandu’da geçirdiğim iki aylık zamanı bundan sonraki bölümde anlatacağım. Bir dahaki yazıda buluşmak dileğiyle hoşça kalın… 

709000cookie-checkSiz hiç yurt dışında yaşayan Türk oldunuz mu (5)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.