Birleşik Krallık’ın çiçeği burnundaki başbakanı Liz Truss 7 Eylül’de başbakanlık koltuğuna oturdu. Medya yeni başbakanı mercek altına alıp “Siz Liz’i nasıl bilirsiniz?” sorusuna yanıt aramaya başlamıştı ki ertesi günü Kraliçe II Elizabeth yaşamını yitirdi. Haliyle gündem değişti.
Partisinin güvenini yitirdiği için koltuğu bırakmak zorunda kalan Boris Johnson yalancı birisiydi. Türk kökenli olmasına karşı “Birleşik Krallık AB’den çıkmazsa burayı Türkler dolduracak” yalanını atmış sonra da çamura yatmıştı. Her ne kadar Türkiye’deki sağ basın “Boris Johnson Türk kökenli olduğu için harcandı” iddiasında bulunsa da kökenleriyle hiç mi hiç ilgisi yoktu… “Eh bari gelen gideni aratmasın” diye düşünürken Liz, kabinedeki maliye bakanı rakibi Rishi Sunak’ı eleyerek koltuğu kaptı. Geleneklerin tersine Sunak ve ekibi ile kendisine yakın olmayanlara kabinesinde yer vermemesi benmerkezci, kindar ve hırslı birisi olduğunu düşündürdü.
Liz seçilince “hanelerin yanı sıra şirketlere de enerji konusunda destek vereceği” vaadinden dolayı Domino’s Pizza gibi restoranların hisseleri yüzde 6’dan fazla yükseldi. Times bu gelişime temkinli yaklaşarak “Artık sözünü tutmalı” diye yazdı. Muhafazakar liderlerin sözünü tutmakta karneleri kırıklarla dolu olduğunu hatırlatan Daily Mirror da “Fazlasıyla bozduğunuz ülkeyi tamir edin” manşetini attı. Ülkenin ciddi ekonomi gazetelerinden Financial Times da hükümetlerin eski taktiği tüketicilere kaşıkla verip yine aynı tüketiciden kepçeyle geri alma taktiğinin olası enerji desteğinde pek işe yaramayacağını savunarak “Bu yüzden enerji destek maliyetini vergi mükelleflerinin üstlenmesi gerekecek” yorumunu yaptı.
Peki basında pek tartışılmayan, bizim başlıktaki “Siz Liz’i nasıl bilirsiniz?” sorusunun yanıtına gelirsek, dostum Cahit Baylav’ın sosyal medyadaki paylaşımından alıntı yapayım efeeem:
“Yeni başbakan Liz Truss… Karıştığı skandallar nedeniyle istifa etmek zorunda kalan Boris Johnson kabinesinin dışişleri bakanı. Katı ama pragmatik sağ görüşleriyle tanınıyor. Türkiye’de adı en çok İngiltere’nin reddettiği ilticacılar için Ruanda’nın yanında Türkiye’de de göçmen kampları kurdurma önerisiyle duyulmuştu. Yaşadığımız sorunları dış güçlere bağlayarak geçiştirmeye çalışanlar paranın ucunu görünce sessiz kalmayı tercih etmişlerdi. Liz Truss sol eğilimli bir ailenin kızı. 1980’lerde çocukken ailesi ile birlikte nükleer silahlara karşı kampanya örgütü CND gösterilerine katılıyor. 1990’larda Oxford’da öğrenci iken Liberal Demokrat partili. Kraliyete son verilip cumhuriyet kurulması kampanyalarında aktif yer alan bir öğrenci lideri. Daha sonra Muhafazakar Parti’ye giriyor. 2010’da 35 yaşında milletvekili seçiliyor. Derken çeşitli bakanlık görevleri yapıyor. Brexit kampanyasında o sıradaki başbakan David Cameron’la birlikte AB’de kalmayı savunuyor. Referandumda az farkla ayrılma sonucu çıkınca o da Brexit’çi oluyor ve kampanyanın başını çeken Boris Johnson’un güvenini kazanıyor. Şimdi yıllar önce yıkılması için çalıştığı Kraliyet’in başındaki adaşı Kraliçe Elizabeth tarafından başbakan olarak atanacak. Böylesine ilkeli(!) ve tutarlı(!) bir başbakan İngitere’ye ve dünyaya hayırlı olsun!”
***
Kraliçenin vefatıyla gündeme gelen “Siz Kraliçe Elizabeth’i nasıl bilirdiniz?” sorusu da bizim toplumu sosyal medyada ikiye böldü. Feodal dönemden kalan monarşinin dolayısıyla tahtın çocuklara geçtiği kraliyetin tarihin tozlu raflarına bir daha geri gelmemek üzere kaldırılmasını isteyenler ile Kraliçeyi; ardından yasin okutacak, helva yapıp dağıtacak, sarayın kapısına çiçek gönderecek kadar çok sevenler…
Son paragrafımda da bizim bazı toplum üyelerinin sosyal medyadaki yorumlarına (isim vermeden) örnek vereyim efeeem: “Toplumda bu kadar kraldan çok kralcı olmasına şaşırdım”, “En değerli mektup arkadaşımı yitirdim (Kraliçeye gönderdiği hediye ve mektuplarına karşı ‘alındı ve teşekkür’ mektubu alan birisi)”, “Kraliçe’nin verdiği sakatlık parasıyla Türkiye’de hava atarlar. Bir de Kraliçe’ye sömürgeci diyorlar. Bunlar ne yiyor Kraliçe olmasaydı haliniz ne olurdu? Nankörleri toplayıp Türkiye’ye göndereceksin!”, “Önümüzdeki birkaç gün ve hafta boyunca, İngiltere’nin kraliyet ailesini eleştiren ve özellikle Kraliçe’yi kınayan insanlar olacak. Lütfen cehaletleri ve merhametsizlikleri ile bu ailenin önemini, kaybettiklerini, ülkenin kaybının farkında olmamalarını görmezden gelin. Ayıp be. (Eski bir dernek başkanı)”