Son kararınız olsun!

1961 Anayasasıyla kurulan Anayasa Mahkemesi, 1980 darbecilerinin yetki alanını genişletmesiyle bugünlere geldi.
Ama hiç de iyi gelmedi.
Hele son 8 yıldır aldığı kararlar ile sadece bizleri değil, batı dünyasını da hayretler içerinden bıraktı.
Bırakın Almanya veya Fransa’daki meslektaşlarını, Zambiya veya Zimbabwe’deki yüksek yargıçlar alınan kararlara gülüyorlarsa şaşmam.
Anayasa Mahkemesi adı konmamış ama adeta “bürokratik vesayet kurumu” gibi hareket etmekten geri kalmıyor nedense.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi patlak veren 367 krizi ve ardından çıkarılan Türban kararının iptal edilmesi kargaları dahi güldüren en tazeleri.
Son kararı ise Anayasa’nın referanduma sunulması için TBMM’nin çıkardığı kanun.
Henüz yürürlüğe girmemiş bir kanun üstelik.
Referandumda halkın çoğunluğu oy verirse ancak yürürlüğe girmesi beklenen bir yasayı Anayasa Mahkemesi bu kez de “ esas” tan bozdu.
Bazı maddelerindeki “tırnak içi” ifadeleri ele aldı ve bunları yok saydı.
Yani doğmamış çocuğa don biçti.
Bravo.
Tabii kendi sınırları içinde kalmadı.
Kendi yasasına sınırlar getiren yürürlükteki Anayasanın tarih ettiği görevlerin dışına çıkarak, şekil yönünden denetlemesi gereken yasayı esas yönünden inceledi ve “ Ben yaptım oldu” deyip kesip attı.

Anayasa Mahkemesi üyeleri halkın vergilerinden alınan paylarla maaşlarını hak ediyorlar.
Oysa aldıkları kararların hiç biri halkı tarafından onaylanmıyor.
Halkın onaylamaması denek, bu mahkemenin milletin gerisinde kalması demek.
O zaman bu kurum neden var?
O zaman bu kurumdakiler neden bizim vergilerimizle yaşıyorlar, emekli oluyorlar.
Üstelik halkın geleceğini, hukuk devleti olmasını engelliyorlar.
Demokrasiyi öteliyorlar.

Bir kere Anayasa Mahkemesinin sayın üyeleri şunu anlamalıdırlar:
“Yetkilerimiz meclisin üstünde değildir”
Yani:
“Biz meclis değiliz” demeliler, diyebilmeliler.

Peki de Anayasa Mahkemesi meclisi denetlemeyecekler mi?
Tabii ki denetleyecek.
Verilen yetkiler ortada.
Görev sınırları belli.
Anayasa ne diyorsa onu yapacaklar.

Son kararları ile halkın gözünde iyice yıpranan, itibar kaybeden bu yüksek mahkemenin, ilk genel seçimlerden sonra derhal ele alınması gerekiyor.
Hiç zaman kaybetmeden üstelik.
Askeri ve faşist Anayasayı madem ki tam olarak değiştirme şansı yok.
Demokrasiye giden yolun üstündeki en büyük ve etkili mayının temizlenmesi kaçınılmaz.
İnşallah aldığınız karar son karar olur.
Sözün özünü halk söylemiş asırlar önce: “Tezekten terazinin, boktan olur dirhemi.”

1627510cookie-checkSon kararınız olsun!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.