Stamford Hill’deki komşumuz Yahudiler

Sanırım onların yaşamını, inaçlarını ilk kaleme alan gazeteciyim. 2007’de yayınlanan “Aşkolsun! Adı aşk olsun” romanımda Stamford Hill’deki Ortadox Yahudileri anlatmıştım. Türk ve Kürt toplumuyla aynı bölgede yaşayan fakat birbirlerine karışmayan Ortadox Yahudileri merak edenlere romanımı öneririm. İsrail-Filistin çatışmasıyla komşularımız da gündeme geldi. Bizim toplum üyeleri onları Filistin yanlısı, İsrail’i protesto eden eylemlerde görünce haliyle kafaları karışıyor.

Stamford Hill’in yanı sıra Batı Kudüs’te Haredilerin yaşadıkları Meaşerim Mahallesi’nde Ortaçağ’ı andıran bu Haredi Yahudilerinde erkekler; siyah kıyafetleri, cübbeleri, kipa ve şapkaları, zülüfleri ve pantolonlarının kenarlarından sarkan püskülleriyle, kadınları da perukları ve çok çocuklu halleriyle dikkati çekiyor. Haredi Yahudiler, 9 milyon civarındaki İsrail nüfusunun yaklaşık yüzde 12’sini teşkil ediyor ve “Ultra Ortodoks” ismiyle de anılıyor.

Evrensel Londra Temsilcisi Arif Bektaş benden önce davranarak, Stamford Hill’de Haham Elhanan Beck ve Haham Haim Sofer’le İsrail’in Gazze saldırılarını konuştu. Hahamlar, kendi bölgelerinde yaşayan 20 binden fazla Yahudi’nin çoğunun İsrail’e karşıtı olduklarını ve Filistin topraklarından çekilmesini savunduklarını açıkladılar. Şaka değil gerçek… Haham Beck, “Londra’da, Stamford Hill’de Yahudi toplumunun hemen hemen hepsi Siyonizme karşıdır. Burada binlerce aile, yüzlerce okul ve kurum var. Hiçbirinde İsrail bayrağı göremezsiniz. Çünkü İsrail devleti onların umurunda değildir. Hatta barış içinde, kan dökülmeden İsrail devletinin son bulmasını, yok olmasını istiyorlar” diyor ve ekliyor “Filistinliler gibi biz de böyle bir işgalci devlete karşıyız ve sonunun gelmesi için dua ediyoruz.”

Haham Sofer de “Evet. Çünkü Siyonizm ortaya çıkan nefretten besleniyor. Yahudiler bulundukları ülkelerde yaşamakta zorlanıp Filistin’e göçsünler isteniyor. Siyonistler antisemitizmden faydalanmıştır hep. Böylece devletlerini, ekonomilerini, askeri kuvvetlerini güçlendirsinler istiyorlar” diyor.

Haham Sofer’in söylediklerine hemen bir parantez açmak istiyorum. İngiltere’deki televizyon kanallarındaki filmleri ve Netflix’e (Julia Roberts’in başrolde olduğu Leave the World Behind gibi) lütfen dikkat edin. Çaktırmadan Yahudilerin nasıl mazlum bir halk olduğunu, nasıl ezildiklerini eğer İsrail’e karşı tehdit giderilmezse ABD ve diğer dünyanın güvenliğinin riskte olduğunu anlatan filmleri tekrar tekrar gösterime koyuyorlar. Oysa Yahudilere karşı olmak ve Sionizme karşı olmak tamamen zıt şeyler. Haham’ın dediği gibi İsrail devleti bu iki farklı olguyu karıştırmayı başarıyla uyguluyor.

Haham Beck de “Yahudilerin hepsi Siyonist olarak düşünülüyor ve hedef alınıyor. Ben de Filistin bayrağıyla ‘Filistin’e özgürlük’” diye bağırdığımda şaşırıyorlar” diyor ve çıtayı yükseltiyor: “Çözüm siyonist İsrail devletinin barışçıl bir şekilde ortadan kaldırılmasıdır… Müslümanların ve Yahudilerin ortak iyiliği için İsrail devletinin parçalanması sürecinde müzakereler yürütülmesinde rol oynayabilir.”

İki Haham da kapı komşusu Türk ve Kürt toplumundan “Siyonist” oldukları savıyla bazen tacize yani nefret suçuna uğradıklarını belirtip toplumu “Biz Siyonist falan değiliz. Tam tersi onlara karşı sizin gibi düşünüyor ve mücadele ediyoruz” diyerek uyarıyorlar.

***

MERRY CHRISTMAS: 24 Aralık Christmas… Çam ağaçlarının süslendiği gün. Noel, her yıl 25 Aralık tarihinde İsa’nın doğumunun kutlandığı Hristiyan bayramıdır. Bazı ülkelerde kutlamalar 24 Aralık’ta Noel arifesiyle başlar ve 25 Aralık bitimine kadar devam eder. Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ Orta Asya Türk toplumlarının yılın son gününü 21 Aralık kabul ettiklerini ve bayram olarak kutladıklarını, yılbaşı geleneğinin 325 yılında Hıristiyanlığa geçtiğini söylüyor. Gündüzün geceyi yendiği ilk gün 21 Aralık’ta Nardugan bayramı kutlandığını vurgulayan yazar Zübeyir Batur da “Noel Baba, efsanesinin temelinde eski Türk inancının beyaz sakallı iyilik meleği Ülgen vardır” diye konuşuyor. Türkçesiyle iyi Noeller dostlar…

2743970cookie-checkStamford Hill’deki komşumuz Yahudiler
Önceki haberLikya coğrafyasını yok etmeyin!
Sonraki haber“Açlık sınırı 16 bin 483 TL, yoksulluk 46 bin 837 TL”
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.