Açık Gazete’de 30. 08. 2006 tarihli bir yazım yayımlanmıştı. 2006 yılında Avusturya gazetelerinin birinde bir İsrailli politikacı ile bir söyleşi yapılmıştıç Bu söyleyişi “Basında İsrail rüzgarı” adlı yazımın konusunu oluşturmuştu. İsrailli bir politikacı sözkonusu söyleşide Suriye’ye karşı İsrail olarak bir şey yapmamış olmalarının rahatsızlığını dile getiriyordu. Dönem İsrail’in Lübnan’a yapmış olduğu saldırı dönemiydi.
Avusturya’nın gazeteleri İsrail kökenli ve İsrail yanlısı şahıslarla Lübnan saldırıları süresince bol bol söyleşiler yapmışlar ve onu okuyucularına sunmuşlardı. Amaçları Avusturya’da İsrail aleyhinde bir kamuyunun gelişmesine engel olmak ve kamuoyunda İsrail’in haklılığının propoğandasını yapmaktı.
O zamanlar da bir İsrailli politikacı seçilmişti. Söyleşi İsrail’in solcu partisi olarak tanıtılan Meretz Yachad Parti Başkanı Yossi Beilini ile yapılmıştı. Çok açık sözlü solcu başkan Yossi Beilini’nin partisi o zamanlar muhalefette bulunmaktaymış. Ancak başkan Yossi Beilini hükümette çeşitli görevler üstlenmiş. Kendisiyle söyleşi yapan gazetenin yorumuna göre o zamanlar İsrail’de “Barış cephesinde bulunan” Beilini Adalet Bakanlığı yapmış. 1992 yılnda Şimon Peres’in görev yaptığı süre içinde İsrail Dışişleri Bakan yardımcılığında bulunmuş.
İsrail Dışişleri Bakan yardımcılığı yaptığı sürede Filistin ve İsrail arasında yapılan görüşmeler sonrasında imzalanan Oslo Sözleşmesinin mimarlarından olmuş. Ayrıca Cenevre Barış İnsiyatifi’nde Ortadoğu’ da İsrail ve Filistin arasında çatışmaların barışa dönüştürülmesinde çalışmalar yapan önemli kişilerden biriyimiş.
Bütün bu özellikleri ve deneyimleri hem “solcu” hem de “barışsever” olur da kendisine mikrofon uzatılmaz mı! Böyle de yapmıştı Avusturya’nın Salzburger Nachrichten gazetesi. Yaptıkları görüşmeyi gazetelerinin 8 Agustos 2006 tarihinde Gil Yaron imzasıyla yayınlamıştı.
Suriye konusunun güncelliğinden dolayı “Basında İsrail rüzgârı” adlı makalemi gözden geçirip bir bölümünü yeniden yayımlamak istedim.
Nisan 2006 tarihinden Mart 2009’a kadar Kadima Partisi’nden İsrail eski Başbakanlarından Ehud Olmert’in davranışını nasıl buluyormuş solcu başkan. Başkan bu soruya çok açık cevap vermişti. Olmert’ in soğukkanlılığını, olayları sürekli kontrol altında tutuğunu belirten açıklamalarla övmüştü. Övmüş övmesine ama, şahin solcu parti başkanı Olmert’i eleştirmekten de geri durmamış, “Başarı sağlanmayacak Lübnan’daki hedefleri vurma yerine, asıl suçluların ikamet ettiği Şam vurulmalıydı” demiş. Daha da ileri giderek “İsrail askerlerinin kaçırılmış olduğu günün ertesinde Suriye hiç durmadan günlerce vurmalıydık”. Görüşmenin devamında “Aslında daha önce de bombaladık” diyerek Suriye’ yi bombalamalarının sanki kazanılmış hakları olduğunu kabul ederek “Suriye’yi bombalamış olsaydık, Hizbullah’ın roketlerinden halkımız nasibini almamış ve gerçek suçlular cezalandırılmış olacaktı” diye eleştirilerine devam etmiş.
İsrail’in sözde solcu parti başkanı ülke çıkarları söz konusu olunca nereye vuracağını hedefini biliyor. Ülkesinin Lübnan saldırısına sesini çıkartmazken, aslında “Suriye’yi vurmalıydık” diyor. Lübnan’da Filistin’de öldürülen binlerce insanla ilgili, yerle bir edilen ülke hakkında bir düşünce belirtmemiş, sadece “daha önce yaptığımız gibi Şam’ ı vurmalıydık” diyebiliyor.
Bu tavır Avusturya’da da destek bulmuştu. Avusturya’nın hiçbir konuda ortaklıkları olmayan Yeşiller Partisi milletvekili ile ve ırkçı ve aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü Partisi milletvekili israil’e destek açıklamalarında bulunmuş ve İsrail’e destek konusunda birleşmişlerdi.
“Suriye’ye saldırmalıydık” diyenlerle, onların eski başkanlarına “van minut” diyerek efelenenler şimdi aynı yerde buluşmuşlar. “Van minutcu” Eşbaşkan, bize en fazla benzeyen komşumuz, Irak’ta ABD portalları arasında katledilen yüzbinlerce Iraklı hakkında ağzını açmazken, Suriye’ye Amerika’nın emrinde sefere çıkmak istemektedir. ABD’nin yanında Suriye’ye karşı yer almak Türkiye’yi arkadan hançerlemek demektir. Suriye sadece kendisi için değil Türkiye için de direnmektedir. Türkiye’nin ABD güdümünde Suriye’ye karşı yapacağı her hareket en yakın komşumuza ihanet olacaktır. Bu ihanete Türk halkı izin vererek, tarihimize bir kara leke sürdürmemelidir.
___________________
2006 yılında yayımlanan yazımın link adresi aşağıdadır.
https://acikgazete.com/yazarlar/kadim-ulker/2006/08/30/avusturya-dan-basinda-israil-ruzgari.htm?aid=1375
