Kız kardeşi ziyaretine gelip gittikten sonra, aynı iş yerinde çalışan kadın arkadaşı, Kenan’a sordu: Kız kardeşin neden türban takmıyor? Ardından ikinci sorusu geldi: Kız kardeşin, Müslüman kadınlar, erkeklerin elini sıkmazlar, kuralını neden yerine getirmedi? Vardığı sonuç ise daha çarpıcıydı: Müslümanlığın kurallarını yerine getirmediğinize göre, yoksa siz Müslüman değil misiniz?
Amerikan 11 Eylül’ünden sonra, İsveçteki insanların kafalarında Müslümanlarla ilgili yeni değer yargıları oluşmaya başladı. Müslüman erkeğine, ”potansiyel terörist”, kadınlarına ise ”erkeklerin elini sıkmayan, türbanlı, çarşaflı yaratıklar” gözüyle bakanların sayısı çoğalıyor.
Kenan’ın iş arkadaşı Karina’nın aslında Hristiyanlıkla da fazla bir bağı yok. Özel sohbetlerinde, Budizme ilgi duyduğunu söylüyor. Amerikadaki 11 Eylül olayından sonra Müslümanlarla ilgili olumsuz izlenimler edinmeye başlamış. Dünyada her geçen gün artan İslami terör ve türbanın İslamın bir simgesi olduğu söylemleri Karina’nın bu kanısını güçlendirmiş.
George Bush’un, ”Yeni bir Haçlı Seferini başlattığını” söylemesinden sonra, İskandinav ülkelerinde de derin bir Müslüman karşıtlığı kampanyası başlatıldı. Bu kampanyanın en büyük malzemesi ise türbandı… Birkaç yıldır, İsveç ve Danimarka televizyonlarında, insanda, ”eş zamanlı” oldukları izlenimini uyandıran türban programları yayımlanıyor. Programların ana figürü ise türbanlı genç kızlar… Program sunucusu olarak sahneye çıkarılan genç kızlar, olur olmaz yerde İslami ”helal- haram” sözcüklerini dllendirerek, programa katılan erkeklerin ellerini havada bırakarak adeta, ‘ Al, işte Müslümanlık bu!” dedirtiyorlar. Hazreti Muhhammed karikatürleriyle başlatılan gerilim daha belleklerden silinmeden, Müslüman karşıtlığı şimdi de türban üzerinden sürdürülüyor. Ne amaca hizmet ettikleri anlaşılamayan türbanlı kızlar, program sunmakla yetinmiyor, gazete ve televizyonlara, ”Seçimlerde aday da olacağız, türbanı Meclise de sokacağız” yollu demeçler vererek adeta kışkırtıcı bir rol üstleniyorlar. ”Bunlar radikal İslamcı” diyen kadın örgütleri ayağa kalkıyor. Protesto telefonları nedeniyle, programı yayımlayan televizyon kanallarının telefonları kilitleniyor.
Malmö’de, yıllar önce, İsveç’in en büyük camisinin yapımına izin verilmişti. Tepkiler de daha o zamandan başladı. Gece, caminin camlarını kırarak içeriye domuz yavrusu attılar. Bir kaç yıl önce de, bir sabotajla tamamen yaktılar. Yerine minareli daha büyük bir cami inşa edildi. Önümüzdeki yıl da, Ahmedi Tarikatına bağlı Pakistanlılara ait ait ikinci büyük caminin temeli atılacak. Müslümanlar giderek radikalleşirken, onlara tepki duyanların sayısı da hızla artıyor…
Sosyal demokratların yönetimindeki Malmö Belediyesinin otobüs sürücüleri kadrosuna son günlerde türbanlı bayanlar da eklendi. Türbanlı sürücüler, şehri otobüsle dolaşırken bol bol destek ve tepki topluyorlar. İsveçteki Müslümanların büyük çoğunluğu Malmö şehrinde yaşıyor. Belediye yönetimi, geçen seçimlerde de listelerinde türbanlı bayanlara yer vererek türbanın ve çarşafın meyvelerini toplamaya çalışmıştı.Türbanlı otobüs sürücülerini görücüye çıkararak önümüzdeki seçimlerde oylarını birkaç puan daha arttırmayı amaçlıyorlar, hepsi bu. Fazla saf olmaya gerek yok…
Danimarka ve İsveçte bunlar olurken diğer İskandinav ülkesi Norveç de türbana karşı ilgisiz kalmadı. Norveç’in ünlü bir et ve yumurta üretim firması, iş yerlerinde türbana yeni bir standart getirdi. Firma, tıpkı kağıt mendiller gibi bir kez kullanıldıktan sonra atılan yeni bir türban modeli geliştirdi. Müslüman kadınlar, çalışırken, artık bu tek kullanımlık türbanları takacaklar. Proje, Norveç İslam Koseyinden de onay aldı…
_____________
[email protected]
* Bu yazı, Cumhuriyet Gazetesi’nin pazar yazıları sayfasında da yayımlandı.