Talimatla idare edilen partilerin traji-komik sonu

Son zamanlarda siyasetin kalitesi ve siyasetçilerimizin düzeyi iyice azaldı. Bazı siyasetçi müsveddeleri, siyaseti kendi kişisel çıkarlarına alet etmek konusunda yeni örnekler sundukları gibi, başkalarının kuklası ya da piyonu olarak siyasette yer kapmaya çalışmak konusunda da yeni örnekler sunmaktan geri kalmıyorlar. Bu nedenle, bu tiplere, Siyasetin Tavurileri demek istiyorum.

Bazı siyasetçilerimiz ve siyasi partilerimiz, kendi görüşlerini ve vizyonlarını oluşturamadıkları için mi bilinmez, ikide birde Ankara yollarına düşüp ne yapıp yapmayacaklarıyla ilgili talimatlar almayı alışkanlık haline getirdiler. Bu konuda en traji-komik espriyi, Tahsin Ertuğruloğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde destek istediği TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı yapmıştı. TDP’den destek isteyen Sayın Ertuğruloğlu’na, “Birkaç dakika bekleyin Ankara’ya sorup geleyim” esprisini yapan TDP lideri Mehmet Çakıcı, siyasetimizin içinde düştüğü zavallığı ve sefaleti anlatmak açısından çok güzel bir davranış sergilemiş oldu.

Ankara’nın kuyruğuna takılarak ve kendisini Ankara’nın uzantısı gibi göstererek siyaset yapmanın bir zavallılık olduğunu kabul etmek gerekiyor. Eğer siyasette söyleyecek bir sözünüz yoksa, sürekli talimatlar ile karar alıyorsanız, sizden ne lider, ne de ülkenize hayırlı bir siyasetçi olur.

Ülkemizde bir parti başkanı, Ankara’da sürekli temaslar yapıp her konuda talimatlar alarak siyaset yaptığını zannediyor. Aslında yaptığı, Kıbrıs Türk halkını aşağılamaktır. Siyasetin bu düzeye düşürülmesinden en zararlı çıkacak olan ise Türkiye Cumhuriyeti olduğu bir gerçek.

Yeni siyaset söylemiyle parti kuruyorsunuz, sonra her başınız sıkıştığınıza Ankara yollarına düşüyorsunuz. En basit konularda bir fikriniz bulunmuyor. En kritik konularda kendi kararınız yok, Ankara’dan talimat alarak siyaset yapmaya çalışıyorsunuz. Sonra da çıkıp Kıbrıs Türk halkından oy isteyeceksiniz. Size hangi insaflı, erdemli, kendine saygısı olan seçmen oy verebilir ki!

Ülke sorunları hakkında hiçbir görüş ve öneriniz yok da her konuda Ankara’dan talimat alma yoluna girerseniz, Ankara’yı da seçimlere ve iç politikaya karıştırmış olursunuz. Ankara’yı da yıpratmış olursunuz. Başarısızlığınızla Ankara’yı da başarısızlığa sürüklemiş olursunuz. Dosta düşmana, Ankara’nın KKTC’deki seçimlerde desteklediği parti % 7 bile oy alamadı diye söyletirsiniz. Ayrıca, bir fikriniz ve görüşünüz yoksa, neden pati kurdunuz? Ankaar partilerien önerim, sürekli Ankara’yı rahatsız edeceklerine, partileri ile Ankara’daki talimat aldıklar güçler arasında bir kırmızı telefon hattı çektirsinler de talimatlar sürekli oralardan iletilsin, kaynak ve zaman kaybı olmasın. Yazık ki ne yazık !

İşin diğer komik ve anlaşılmaz yanı, seçimler sonucunda halkın Ankara partilerine verdiği yanıtta görülüyor. Ankara talimatları ve desteğiyle otobüsler ve ilanlarla seçime giriyorlar, sonuçta partileri yüzmilyarca borç altına sokuluyor. Sonra da parti içinde eleştiri yapanlara ve kafasını kaldıranlara borcu öde diye tehditler savuruyorlar. Vay uyanıklar !

Ankara partilerinin seçim sonuçlarından aldığı pay ise tam anlamıyla bir hezimet. Bir araba laf yapıp Ankara’dan talimatlar ve otobüsler alıp seçimde 2 milletvekili çıkaratcak, seçim barajını kıl payı geçeceksiniz. Ülkenin başkentinde yerlerde sürüneceksiniz. Sonra da çıkıp pişkin pişkin konuşacaksınız. Yemezler!

Ankara’dan talimatla parti kurup halkı aldatmaya ve halk iradesini yok saymaya çalışanlara tek sözünmüz var : Hadi Canım Siz De!

671460cookie-checkTalimatla idare edilen partilerin traji-komik sonu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.