Tecavüzcü baba olayının basında yansıması

Avusturya basını olayla ilgili yaptığı ayrıntılı haberlerin ardından ˝neden biz böyle olduk˝ sorusuna cevap aradı. Somut bir cevap bulamamakla beraber¸  yabancı basının Avusturya ve İsviçre´nin ev sahipliği yaptıkları 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası öncesi ülkeleri hakkında ne düşündüklerini özellikle merak ediyorlardı.
Yabancı ülkelerin gazete ve dergileri haberi geniş şekilde manşetlerden  birinci haber olarak vermeleri¸  Avusturya basınında ilgiye izlendi.  İzledikleri basında çıkan yorumları ulusal gazetelerden bazıları sayfalarına taşıdılar. Avusturya basınına yansıyan bu yorumları kısa özetler halinde burada okurlarımıza aktarmak isterim.
İtalyan La Stampa¸ ˝kendi kızından yedi çocuk yapan ve gene kendi kızına yıllarca tecavüz eden Josef  F.  şahsında komik¸ tuhaf bidermayer karekteri saklıdır˝ demekteydi.

İsveç´in Dagens Nyheter gazetesi ˝Amstetten´de olan bu olay sonrasında ‘Avusturyalılar nasıl  böyle bir olay  olur´ diye sorusuna  cevap aramaya başladılar˝  diye değerlendirmişti. ˝Psikolog ve başyazarların yazılarında kızgınlıklar dikkat çekmekte¸  böylesi bir uç olayının şokunu yaşayan toplum ‘nasıl olur´ sorusuna cevap bulamadan unutulup kapanıp gideceğinin˝ gazete tarafından altının çizildiği Avusturya basınında yer aldı.

İsviçre´nin Tages Anzeiger gazetesinden ise Avusturya basınında şu alıntı yapılıyordu; ˝Katı  katolik bir ülke olan Avusturya´da sivil toplum sorumluluk kavramını hala bilmiyor. Avusturya´da öğretmenin¸ papazın ve ülkeyi feodal beyler gibi yöneten belediye başkanlarının (eyalet valisi k.ü.) otoritesi yıkılamaz kaleler gibidir. Böylesi bir toplumda soru sorulamaz ve medeni cesaret beklenilemez. Yönetenler müdahele etmedikleri sürece¸ herşey düzenli bir şekilde devam eder. Bir mühendis¸ ülkede saygı gören bir şahsiyettir¸ iki torununu (ve çocuklarını) Amstetten´de okula götürür¸ okulda öğretmen ona çocuklarla olan ilişkisinin ne olduğunu sormaya cesaret edemez. Zira çocuklar uslu çocuklardır. Aşağı Avusturya´da otorite büyük¸ soru sormak ise küçük yazılır˝.

Avusturya´nın yazılı basınında İspanya gazetesi El Pais´den de alıntı yapılmıştı; ˝Avusturya´dan gene bizleri yerle bir eden bir haber daha ulaştı. Bu haber şimdi kendi kızını ve kızıyla birlikte çocuklarını yıllarca hapis tutan  baba. Günümüzde varolmayan¸ görmeyen¸ görmek istemeyen soğuk buz gibi bir toplum. Böylesi bir  haber gene Avusturya´dan geldi˝.

İngiliz The Guardian gazetesinden de alıntılar dikkat çekmekteydi; ˝Son yirmi yıl içerisinde defalarca bu tür olaylar yaşandı. Cevap aranması gereken soru¸ olayların yıllardır neden zengin ve doymuş toplumlarda sistematik bir şekilde ortaya çıktığıdır. Kendisi doğrudan etkilenmediği sürece¸ komşusuna duvarın arkasında nelerin olup bittigini soramayan doymuş toplumdur bu. Bu toplumun çok da karanlık bir geçmişi vardır. Senelerce Alp dağları ve Mozart´ları pazarlandı. İttfak güçleri tarafından ‘Hitler´in ilk kurbanı´ oldukları kendilerine hediye edilmişti¸ gerçek ise onların Hitler mezalimde merkez rol üstlenmeleriydi.˝

İsviçre´nin Neu Zürcher Zeitung gazetesinin Avusturya temsilcisi  Charle Ritterband  konu ile ilgili makalesinde olayın yaşandığı  Amstetten kasabasının Nazilerin Avusturya´da oluşturmuş oldukları toplama kampı Mauthausen´a çok yakınlığına vurgu yaptı. Bu yakınlıktan da  yola çıkarak¸ Avusturyalıların Mauthausen´dan da haberlerinin olmadığını hatırlattı.  Tarihsel bu olayı hatırlatması ve her iki kasabanın da coğrafi yakınlığı belirledikten sonra¸ Amstetten´deki komşuların 24 yıl boyunca ˝Mauthausen toplama kampından haberleri olmadığını iddia ettikleri gibi¸ bu olaydan da haberdar olmadıklarını˝ yazdı.
İsviçreli Ritterband Mauthausen´de yüzlerce çocuk¸ kadın ve erkek öldürülürken¸  orada görevli bulunan kişilerin¸ daha sonra ˝Avusturya´da herhangi bir cezaya çarptırılması şöyle dursun¸ onurlandırılarak yaşamlarının sürdürmeleri˝ olgusu ile¸ kendi çocuğunu 24 yıl boyunca hapis tutup¸ ondan da yedi çocuk yapmasını karşılaştırması¸ bunun da ˝Avusturya ruhuna uygun olduğunu˝ yazması Avusturyalıları çok kızdırdı. Televizyonlarda gazetelerde kendisine ˝yapmayın bunu˝ uyarısında bulunuldu.
Neu Zürcher Zeitung gazetesinin Avusturya temsilcisi Charles E. Ritterband´ın bu makalesi Avusturya´nın ulusal gazetelerinden olan Der Standard gazetesinin 1 Mayıs tarihli sayısında da olduğu gibi yayınlandı. Sözkonusu makale çeşitli çevreler tarafından eleştirildikten sonra¸ Avusturya´nın ciddi haftalık haber ve yorum dergisi Profil makaleyi başyazısından cevaplandırdı. Derginin genel yayın yönetmenlerinden Christian Rainer Profil´in 5 Mayıs tarihli sayısında ˝KZ´in şubesi¸ Amstetten˝ adlı makalesinde¸ komşuları  İsviçre için ˝Nazi altınlarının ülkedeki rolüne rağmen¸ İsviçre uluslararası arenada ahlaki ölçüt olarak kabul görür˝ diyerek İsviçre´nin Nazi paraları ile zengin olan bir ülke ve o paralarla bankalar kurulmuş ve gazeteler çıkarılmakta olduğunu¸ o gazetelerden birinde de Charle E. Ritterband´ın çalıştığını belirtti.
Böylece meslektaşına ˝tencere dibin kara¸ seninki benden kara˝ diyerek İsviçre´nin tarihinin de sütten çıkmış ak kaşık olmadığının mesajını göndererek¸ Ritterband´ın yapmış olduğu benzetmeden dolayı rahatsızlığını dile getirdi. 
Siyasi arenada Fritzl olayına bir parti lideri tecavüz suçlarının cezalarının artırılmasını tartışma konusu ederken¸ yılda 64 çocuğun kayıp olduğu Avusturya´da¸ daha ne tür olaylarla sarsılacağının korkusu toplumda yayılmaya başlandı. Bugüne kadar yüzlerce kayıp çocuğun dosyaları tozlu raflardan indirilmeye  ve  polisin önüne  konacağının sinyalleri verilmeye başlandı. 
Avusturya´da son yıllarda olan biten kaçırmalar¸ alıkoymalar¸ cinsel tecavüzler ve bunun gibi olaylar kısa aralara rağmen toplumu daha uzun süre meşgul edecek midir¸ bunu zaman gösterecek.
Şimdilik Avusturyalı Avrupa Futbol Şampiyanosu organize etmenin sarhoşluğuyla  stadyumlarda¸ evlerinde ve büyük şehirlerin meydanlarında yerleştirilen büyük ekranlarda onbinlerce kişiyle beraber futbol izlemekte.

Çocuğunu alıkoyma ve tecavüz olayı Avusturya basınında ˝Inzest ilişkiler˝ olarak haberleştirildi. Yazım bitmiş merakım bu kelimeye kelimesine yöneldi. Almanca´daki bu ˝Inzest˝ kavarmının Türkçe´deki karşılığını merak ettim. Öğrencilik yıllarımda¸ onca yoksulluk içinde almış olduğum Almanca/Türkçe sözlüklerimi başladım karıştırmaya.  Sözlüklerden birisi Türkiye´de abc Yayınevi¸ Almanya´da ise Otto Harrassowitz Verlag tarafından yayınlanan Karl Steuerwald´in çalışmasıydı.  Diğeri ise Arif Cemil Denker ve Dr. Bülent Davran´nın birlikte oluşturdukları ve  Kanaat Yayınevi tarafından basılan sözlüktü.
Kanaat Yayınevi´nin sözlüğünde ˝Inzest˝ sözcüğünün karşılığı olarak aynen şu sözler yeralmaktaydı: ˝Yakın kan hısımları arasında memnu olan cinsi mukarenet: fücur¸ A kızılbaşlık; zina.
Karl Steuerwald´in Türkçe´den Almanca´ya olan sözlüğünde ise ˝Kızılbaşlık˝ nasıl açıklanıyor derken¸ orada da Almanca ˝Inzest˝ kavramı ile açıklanıyordu.  Almanca´dan Türkçe´ye olan sözlükte ise tersi¸ yani Almanca Inzest kavramı Türkçe ˝Kızılbaşlık˝ kavramı ile açıklanıyor. 
Onca yoksulluk içerisinde satın almış olduğum ve yirmi¸ yirmi beş yıldır kütüphanemde tuttuğum kendi sözlüklerimle¸ Alevi anne ve babadan dünyaya gelen birisi olarak nasıl hakarete uğradığımı anlatamam. Hala o hakaretle sözlüklerimi bıraktığım yerden kaldıramadım. 

1597500cookie-checkTecavüzcü baba olayının basında yansıması

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.