TEF ve ORUÇ

SEDAT YILDIRIM SARICI* – Ramazan ayı denilince Osmanlı’da akla Hacivat & Karagöz gölge oyunu gelirdi.

Türlü rivayetten en hazini şöyledir; Hacivat ve Karagöz inşaat ustalarıdır. Çalışırlar, matraklıkta da yarışır, atışırlar. Osmanlı İmparatorluğu’nun ikinci padişahı Orhan Gazi (1281-1362), başkent yaptığı Bursa’da yaptırmakta olduğu caminin mimarına, “zamanında bitmezse kelleni alırım” der.

Mimar zamanında bitiremez. Gecikmenin matraklıkları sebebiyle Hacivat ve Karagöz’de olduğunu iddia eder ve idamlarına sebep olur. Onları çok seven Şeyh Küşteri kuklalarını yapar, atışmalarını anarak nesilden nesile aktarılmasına vesile olur.

Hacivat ve Karagöz

Hacivat ve Karagöz birbirlerine söylediklerini yanlış anlarlar ve kendiliğinden mizahi münazara doğar. Bizim topraklarda 800 yıldır hepimiz birbirimizi yanlış anlıyoruz. İzah edemediğimizi mizaha çeviriyoruz.

Memleketten uzaktayım ya, hasretle ekranlara kapılıyorum. Görüyorum ki ulema yakın bir gelecekte ezeli mevzularda nihai mutabakata varmak üzere!

Oruçluyken sakız çiğnemenin orucu bozup bozmayacağını birkaç yıl içinde ilahiyatçılarımız karara bağlayacaklar. Ve sakız bir daha kamuoyunu oyalamayacak. Ve fırsatçı siyasiler de sakıza yaslı oy alamayacak.

Orucu bozma ihtimali olan vukuatlar ünlü gazetecilerimizin YouTube yayınlarına kadar yansımış durumda. Gelen sorular arasında neler neler varmış; 

“Kolonya sürsem orucum bozulur mu? Lens taktım orucum bozulur mu? Arı soktu orucum bozulur mu? Ağda yaptırsam orucum bozulur mu? Kalp ameliyatı olacağım, kan verilirse orucum bozulur mu? 

Parmağımı pirize soktum, vücuduma elektrik girdi, orucum bozulur mu? İftardan önce sevişirsem orucum bozulur mu? Biraz sinir krizi geçirdim, intihar edip kendimi yakmaya kalkıştım. Üstüme tiner döktüm, orucum bozulur mu?”  

Vallahi, sahnede sergilenecek güldürü metni mi yazılıyor, yoksa hakikaten gerçekten de bu soruların cevabını merak edenler var mı, insan düşünmeden edemiyor.

Bense en çok geçen ay (25 Şubat 2024) Amerikan Hava Kuvvetleri askeri Aaron Bushnell’in Filistin’deki soykırıma ortak olmayacağını söyleyerek kendisini yakması sonrası ahiretteki yargılamayı merak ediyorum. Kadın ve çocuklar başta olmak üzere Gazze’de mazlumlara yapılan katliamın sona ermesi için canını feda ederek cennete gitmesi gereken 25 yaşındaki asker, “semavi” dinlerin işaret ettiği üzere “intihar ettiği için” cehenneme mi gidecek?

Filistin halkına yapılan haksızlığa karşı Avrupalılar ayaklanıp yürümekteyken bütün İslam alemi kendi aleminde seyrediyor. Bu durum Allah’a mı havale edilmeli mi? Yoksa Orhan Gazi’nin torunu Gencebay’ın yazdığı gibi, “şikayetim yaradana” deyip geçelim mi?

Sorbonne Üniversitesi’nden mezun, İttihat ve Terakki Fırkası üyesi, Selanikli yazar-gazeteci Hasan Tahsin İngiliz, Fransız, Amerikan, İtalyan ve Yunan zırhlılarının işgaline karşın 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’de tek başına direnişi başlatan ilk kurşunu sıkıp 31 yaşında göz göre göre hayatını feda ederken “Kamikaze” yaptığına göre cehenneme mi gitmiş olacak?

Şu mübarek Ramazan günü hak yiyenin Allah müstahakını versin. Maruz kaldıkları saldırılar, uygulanan konser yasakları, kültür merkezlerine yapılan baskınların son bulması için 288 günlük “ölüm orucu” sonrası 3 Nisan 2020’de henüz 28 yaşındayken hayatını kaybeden Grup Yorum üyesi Diyarbakırlı müzisyen Helin kardeşimizi iki cihanda da intihar etmiş mi kabul edeceğiz?

YOL AYRIMI 

Karagöz’ü Hayâli ya da Hayalbaz dediğimiz tek bir usta oynatır ve bütün mizansenleri o seslendirir. Hayalbaz’ın yanında perde arkasında yardımcı bir “Yardak” vardır. Tef çalar, tasvirleri ustaya verir.

Orhan Gencebay, seçime özel bir parça yapıp İstanbul belediye başkanlığına aday olan “muradına” aklı sıra tef çalmaktadır.

Perdedeki Hacivat & Karagöz ve diğer kukla tasvirler ışığı kısmen geçirebilen deve derisinden, bazen de manda, at, eşek ve keçi derisinden kesilirmiş. Deve derisi köpek dışkısı (tüyleri dökmekte etkiliymiş ve taze değilse etkili olmazmış) ve zırnıkla yani sodyum sülfatla tabaklandıktan sonra gerilerek yavaşça kurutulurmuş. Camla kazınıp inceltilerek şeffaflığı arttırılırmış.

Günümüzde böyle marifetleri %95’i iktidarın elindeki cam ekranlar üstlenmişlerdir.

Sovyetler Birliği döneminde Köroğlu pulu

Anadolu’dan Sibirya’ya, Türkistan’dan Balkanlar’a Köroğlu ve Dadaloğlu’yla efsaneleşen halk müziklerinin, hükümdara karşı isyanı gelenekseldir. Günümüzde rock ve folk müzik bestecilerinin siyasi fikirlerinden dolayı öldürüldüğü, hapis yattığı, vatandaşlıktan çıkarıldığı ve yargılandığını da emsallerle dillendirmiştik.

Saray müziği de dediğimiz Türk Sanat Müziği ise sütliman güfteleriyle biat, itaat kültürüne tapınır, kapı kulluğuna soyunur. Benzer sazlar ve sazendelerle icra edilip, Arabi müziksel öğelerle moda akımların yapıştırılmasıyla oluşan “arabesk” müzikle iştigal buyuran şahsiyetlerin iktidar hortumlarını elinde tutan şahsiyetlerle hoş beş içtimaları aslen hoş bir durum değildir.

“Bana kaderimin bir oyunu mu bu” diye soran tüccar, zaaflarını mukadderatın tecellisi gibi sunmamalı. Allah muhafaza öyle sananlar olur.

“Kula kulluk edene yazıklar olsun” mısrasını, önce güfte sahibi idrak edebilseydi sorun çözülebilirdi.

TEF

Karagöz perdede Hacivat’a kafa atar. Kuklalar tokuştuğunda ses çıkmaz. Ses çıkacak kadar çarpıştırılsa kırılıp yırtılabilir, sökülüp dökülebilirler. Tokuşma sesi temsili olarak tefle canlandırılır.

Tef, sadece Hayalbaz’ın çalgısı değildir. Ayı oynatıcısının da vazgeçilmezidir. En çok da Bill Clinton’ın en çok sevdiği topluluk, melodik rock efsanesi Fleetwood Mac’in pürüzlü sesli, güzel solisti Stevie Nicks’e yakışır.

Stevie Nicks tefiyle

Tef, vurmalı çalgıdır. Vurmalı çalgıların en görkemli görüneni bateri takımıdır. Standart takım, zilleriyle birlikte sekiz parçadan oluşur ama işi abartanlar kırk parçaya kadar çıkarırlar.

Rakam, miktar bazılarını manadan uzaklaştırabilir. İftarı istifraya koşturacak israfa çevirenler olabilir.

Yirmi iki yıl önce miydi, neydi John McLaughlin’nin (Barbican) Londra konserinde Hintli bir üstad el kadar tek bir tefle on dakikanın üzerinde doğaçlama yapmıştı ki öyle bir yaratıcılığı kırk parçalı vurmalı çalgıyla sahneye çıkan benim diyen davulcuda bulamazsanız.

Orucun ana gayesi nefis terbiyesi olduğuna göre tek bir davulla savurda uyandırabilen, törende yürütebilen, düğünde oynatabilen, halayda zıplatabilen davulculara helal olsun.

__________________

*  Müzisyen de olan yazarımızın diğer çalışmalarına https://sedatsarici.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

2763800cookie-checkTEF ve ORUÇ

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.