Temenni 

İki haftadır kendimde yazı yazacak gücü, motivasyonu bulamadım.

Mutsuz, umutsuz olacak çok neden var bu acımasız, çirkin dünyamızda. 

Kişisel mutluluğumuzu gölgeliyor dünyanın mutsuz, umutsuz durumu.

Aylardır protesto yapılıyor, Gazze’de hala çocuklar öldürülüyor.

Bölgeyi yerle bir etmeye azimli zalim İsrail ordusu dur bilmiyor. 

BM ateşkes kararı çıkarmaktan dahi aciz. 

Şimdi de günlerden beri ABD’yi memnun edecek zayıf bir karar çıkarmaya çalışıyorlar.

Ölüm kol geziyor. Kıbrıs’ta ani ölümler hızla devam etmekte. Birçokları tanıdık. 

Sosyal medyayı açmaya korkuyoruz. Yeni bir ölüm haberi ile karşılaşacağız diye.

Yıl sonu kapıda. Ne yani, değişen bir şey mi olacak yeni yılda?

Yine savaşlar, yeni ölümler, nemelazımcılık, giderek yozlaşan insanlık.

***

Çok severdim çalışırken Noel ile yeni yıl arasındaki zaman dilimini.

Koltukta pinekler, bütün gün zevkle eski filmler seyrederdim.

Bir zamanlar çok zevk aldığımız Yeşilçam filmlerine katıla katıla gülerek.

Hani Cüneyt Arkın’ın bir ok atıp üç kişiyi öldürdüğü filmleri.

Sonra Münir Özkul’un kel kafasıyla düşman askerinin gözlerini kamaştırdığı filmi.

İnsanın içini ısıtan Noel filmlerini de çok severdim tekrar tekrar izlemeye bu hafta içinde.

Örneğin James Stewart’ın “İts a Wonderful Life” filmini.

Bu yıl da bol bol televizyon ekranlarında gösterilmekte bu filmler.

Bakmadım hiçbirine. Bakamadım. 

İş arkadaşlarımla eğlenceli Noel kutlamaları düzenlerdik.

Dört ayrı arkadaş grubum var. Zaman zaman buluşur, hasret gideririz.

Birkaç aydır hiçbir arkadaş grubu buluşmasına katılmadım. İçimden gelmedi. 

Çalışma odama çekilip kitap okudum bol bol.

Düşündüren, hüzne boğan, insanın insana yaptığı kötülükleri anlatan değerli kitapları.

“Tottenham Boys”, “Serenad”, “Hoş Bulduk İstanbul”, “Pantelis”, “Geyşa” bunlardan bazıları.  

Sevgili dostum Ali Rıza Aksoy’un “Kasaba” kitabını dudaklarımda bir gülümseme ile okudum.

Bu yazıyı yazarken İlker Özkunt’un “Otuz Yıllık Yalnızlığım” kitabını attı postacı. 

Birazdan onu okumaya başlayacağım. 

Yalnızlık. 

“Yalnızım dostlarım” diye haykırıyordu İbrahim Tatlıses’in hüzünlü şarkısı az önce.

Geçenlerde Londra’ya uğramıştım. Sokaklar kendilerini eğlenmeye zorlayan insanlarla dolu.

Acıdım onlara. Ekim ayından beri Londra’da düzenlenen protestolara gitmeliydim halbuki.

Dünya çapında yapılan büyük gösteriler sonucu ne oldu diye düşündüm bir de.

Kocaman bir hiç. Halbuki hiç böyle düşünmezdim eskiden.

Sosyal medya yeni yıl temennileri ile dolu.

“Yeni yılda dünyamıza barış gelsin” diyor arkadaşlarım!

Ben bu tür saçma, gerçekleşmeyecek temenniler yapmayacağım hiç yeni yıla girerken.

Tek temennim şu:

Yeni yıl sağlığınızı geliştireceğiniz, duyarlılığınızı geliştireceğiniz, dünyadaki olumsuzluklara karşı farkındalığınızı artıracağınız bir yıl olsun.

Tüm yukarıdaki depresif yazdıklarıma rağmen çirkinliklerin, kötülüklerin üzerine yürümeye devam edelim n’olur. Hep birlikte. 

 

2743910cookie-checkTemenni 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.