‘Terörün arkasında gizli servisler var’

Eski Çevre Bakanı ve Yeni İşçi Partisi ‘Oldham West’ bölgesinden milletvekili olan Michael Meacher, 11 Eylül New York, Londra ve batıda gerçekleştirilen diğer bombalama olaylarının gerçek faillerini bulmak ve gerçeği ortaya çıkarmak konusunda karşı bir direniş olduğunu öne sürdü. 


Meacher, Londra’da geçtiğimiz Temmuz ayında gerçekleştirilen bombalama olaylarını, son on yılda, Avrupa’da yaşayan Pakistan’lı  müslüman gençlerin sistemli olarak radikalleştirilmesi bağlamında görmek gerektiğini belirtti.


Aşağıda Meacher’ın yazısının özeti şöyle:


“1980’li yıllarında, Afganistan’ın Sovyet işgali sırasında, ABD’nin Pakistan’ın gizli servisleri (ISI) aracılığıyla cihad yanlılarına mali destek sağlamış ve daha sonra  Yugoslavya’daki Sırp hükümetini devirmek için Bosna’daki müslümanlar arasında aşırı fanatik örgütler kurulmasınına ön ayak olmuştu. Bu gruplar içinde Pakistan asıllı Britanyalılar da vardı.


Delhi’de bulunan ‘Observer Research Fundation’na (Observer Araştırma Kurumu) göre, ABD başkanı Clinton’un isteği üzerine, bir grup asker, o zaman Benazir Bhutto başkanlığındaki Pakistan hükümeti tarafından Yugoslavya’ya gönderilmişti. Bu grup, ISI tarafından eğitilen Harkat-ul-Ansar (HUA) adlı terörist grubundan oluşturulmuştu. Bu rapore göre, Britanyada yaşayan 200 Pakistan asıllı  müslüman, Pakistan’a giderek orada HUA kamplarında eğitildi ve sonra, Bosna’daki HUA grubuna katıldı. Herşeyden önemlisi, tüm bunların İngiliz ve Amerikan gizli servislerinin rızası ve bilgisi dahilinde olmasıydı.


2002 yılında  Hollanda hükümetinin verdiği rapora göre, ABD, içlerinde Lübnan ağırlıklı Hizbullah örgütü de olmak üzere, kendi  terörist listelerinde bulunan bir dizi terörist örgütün Bosna’da çalışma yürütmesine yeşil ışık yaktı. Sadece bu olay bile ABD’nin ‘teröre karşı savaş’ politikasına gölge düşürmektedir.


On yıla yakın bir süre ABD, eski Yugoslavya’daki politik dengeyi bozmak için, Çeçenistan, İran ve Suudi Arabistan’a bağlı İslamik örgütlere yardım etti. Savaşın sonuna doğru Bosna, Kosova ve Hırvatistan’da on binlerce islamik gerilla oluşmuştu, Tüm bu isyancılar daha sonra Avusturya’nın batısına, Almanya’ya ve İsviçreye kaydılar.


Daha az bilinen ise Britanya Hükümeti’nin islamik terör ağıyla ilişkileridir. ABD eski federal savcısı John Loftus,  bu yaz FOX TV’de yaptığı bir görüşme sırasında, İngiliz gizli servislerinin, Londra’daki al-Muhajiroun grubunu kullanarak, Kosova’da Sırplara karşı savaşmak üzere İngiliz pasaportlu militan yetiştirdiğini açıkladı.


Temmuz ayından beri ‘Scotland Yard’, Londra’nın bombalanması eyleminin arkasında bulunduğu ileri sürülen, al-Muhajiroun üyesi, Haroon Rashid Aswat’ı aramaktadır. Yine Loftus’a göre, Aswat Pakistan’da gözaltına alınmış fakat 24 saat sonra serbest bırakılmış ve daha sonra da, Zambia üzerinden İngiltere’ye dönmüştü. İngiltere’de, ABD’den iadesi istendiği için gözaltına alınmış fakat, Londra bombalanması hakkında sorgulanmamıştı. Loftus’un iddiasına göre Aswat, iki taraflı ajandı, polis tarafından aranmakta olmasına rağmen M16 (İngiliz gizli servisleri) tarafından korunmaktadır.


Pakistan asıllı Britanyalı Omar Saeed Sheikh, 2002 yılında Amerikalı gazeteci Daniel Pearl’i öldürmek suçundan Pakistan’da cezaevindedir. (ki, Pearl’in eşi ve ABD yetkilileri bile onun suçlu olduğuna inanmamaktadır) Sheikh, Britanya’da faaliyet gösteren ve 1990’ların başlarından beri Britanyadaki üniversitelerde örgütlenme yapan Jaish-e-Muhammad örgütüne bağlıdır.


Pakistan’daki soruşturmaların ortaya çıkardığına göre, Londra bombalama eyleminden sorumlu Shehzad Tanweer, eylemden önce Karaçi ve Lahore yakınlarındaki iki kampta eğitim almıştı. Observer Araştırma Kurumu, Omar Sheikh’in Londra bombalama eylemini cezaevinden yönlendirdiği doğrultusunda yeterli delillerin bile olduğunu ileri sürmektedir.


Bu anlamda, Omar Sheikh, ölüm cezası almasına rağmen neden infaz edilmemektedir? Sheikh’in yüksek mahkemeye temyizinin, Temmuz ayında 32. defa ertelenmesi ve o zamandan beri de süresiz olarak ertelenmesi hayret vericidir.


ISI genel müdürü General Mahmood Ahmed’in emri altında bulunan Omar Sheikh’in, 11 Eylül’de New York’a saldırıyı gerçekleştirenlerden Mohammed Ata’ya, olaydan önce 100.000 Dolar gönderen kişi olması (ki bu FBI’ın Finans Suçları Bürosu eski başkanı Dennis Lormel tarafından teyit edilmiştir) tüm bu olanları daha da ilginç yapmaktadır.


Tüm bunlara rağmen ne Mahmood Ahmed ne de Omar Sheikh ABD tarafından 11 Eylül ile ilgili sorguya çekilmemiştir.


Tüm bunlar, 11 Eylül New York, Londra ve batıda gerçekleştirilen diğer bombalama olaylarının gerçek faillerini bulmak ve gerçeği ortaya çıkarmak konusunda karşı bir direniş olduğuna işaret etmektedir. Sheikh’e karşı kaçamaklı davranışları, Pakistan’da atom bombasının babası olan ve İran, Libya ve Kuzey Kore’ye nükleer sırları sattığı bilinen Dr. AQ Khan’a karşı hiç bir tavır almaması, ABD’nin  Pakistan ile olan özel stratejik birliğine işaret etmektedir. Bu doğrultuda Pakistan askerleri, Afganistandaki Amerikan askerleriyle yer değiştirebilir, Irak’a asker gönderebilir, ABD’nin İran’a müdehalesi için bir üs yaratabilir ya da Çin ve Hindistanla ilgili olarak Pakistan, bir platform olarak güçlendirilebilir.


Londra’daki bombalama olaylarının arkasındaki gerçeklerin, tüm bu politik güçlere rağmen ortaya çıkıp çıkmayacağını göreceğiz. Ki bu, Scotland Yard’ın, tüm delilleri yok etmek ve her fırsatta, ulusal güvenlik bahanesiyle yasalar ötesinde çalışan M16’dan önce hareket etmesine bağlıdır.

783530cookie-check‘Terörün arkasında gizli servisler var’

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.