Uydu istihbaratı nihayet…

Başbakanlığa bağlı Savunma Sanayii Müsteşarlığı, yeni ihaleleri hayata geçirmek için “ nihayet” düğmeye basabildi.
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Erdoğan’ın başkanlığında “nihayet” toplanan icra konseyi bir çok önemli ve hayati konuda mutabakata vardı.
Neden ısrarla “nihayet”in altını çizdim önce onu anlatayım.
Savunma Sanayii toplantılarının Başbakan Erdoğan’a uğursuzluk getirdiğine ilişkin söylentiler son günlerde aykuka çıkmıştır.
Birer ay arayla yapılması gereken, planlanan ve günleri belli olan üç toplantı  başbakanın, ya çok  yakınlarının ölüm veya yakın hısım akrabasının bozulan sağlık haberleri nedeniyle ertelenmek zorunda kalmıştı.
Üç toplantı aynı gerekçeyle iptal olunca herkesin aklında “ bir uğursuzluk var, ama kimde ve nerde?” sorunu takılır olmuştu.
“Nihayet” toplandı ve bazı önemli kararları hayata geçirdi demem ondan.
Bu son toplantı çok şükür ertelenmedi ve gerçekleşti.
Toplantının en önemli gündem maddesi haberleşme uydusu ihalesine çıkılma kararıydı.
Nerdeyse yedi yıldır gündemde olan ama ABD ve Batılı ülkelerin israrla “kıvırmaları” nedeniyle hayata geçirilemeyen uydu sayesinde TSK ve MİT terör konusunda kimseye muhtaç kalmadan kendi istihbaratını kendisi yapacak.
Tabii bu uydu uzaya fırlatılıp istihbarat bilgilerini gönderinceye kadar yine ABD’nin ağzının içine bakacağız.
Bugün baktığımız ve muhtaç olduğumuz gibi..
Şimdi İngiliz, İtalyan veya Almanya bu uydu sistemi için açılan ihaleye girecekler.
Neyse başlamak, bitirmenin yarısıdır demişler.
Yedi yıl gecikmenin bedelini ağır ödedik.
Bizi “üçüncü dünya ülkeleri”arasında sayan zihniyet hiç olmazsa uydu ihalesinin önünün açılması sonucu açığa çıkmış gibi görünüyor.
Ülke olarak üçüncü sınıfı geride bıraktık artık.
Bir üst lige çıktık ama istihbaratta hala dökülüyoruz.
Neden?
Türkiye’de herkesin bildiği gibi istihbarat çok ama çok dağınık.
Mesela, Kontrterör merkezi yok.Bu merkez hayati önemde ama kurulmuş değil. Yani TSK’nın, emniyetin ve diğer bazı kurumların elde ettikleri bilgilerin MİT gibi bir merkezde toplanması ve gereken değerlendirmelerin yapılması hala gerekleşebilir noktada değil.
Yabancıya karşı güvenlik yani espiyonaj ve elektronik dinleme-gözetlemeye karşı korunma, açıkcası kendi kendimizi dışa karşı korumak için önlem alınması gerekiyor. Ama bu konuda  da “tık” yok..
Bütün bu eksikliklerin yanında gelişmiş ülkelerin yıllardır kullandıkları sinyal ve fotograf istihbaratı en zayıf halkamızı teşkil ediyordu. Yedi yıldır adeta derin dondurucuya konan istihbarat uydusu sorunu ve sonucunda ihale safhasına gelinmesi  son derece önemli bir adımdır.

Türkiye gibi, terörle mücadele eden ancak sıınırlarını gözetleyemeyen bir ülke, bu açığını biran önce kapatamadığı, değişen dünya koşullarına ayak uydurabilmek için, MİT’i ve diğer istihbarat kuruluşlarını yeniden yapılandırıp, yeni bir strateji oluşturamadığı sürece,  ABD’ye ve Avrupa’nın güçlü ülkelerine her zaman el açmak zorunda kalır.
Bugüne kadar kalmıştır da.

Terörle mücadelede başarının temel unsuru elektronik ve insana dayalı istihbarat olduğu, APO’nun paketlenip Türkiye’ye tesliminden sonra anlaşıldı.
Bundan sonra uydu sayesinde teröristi kendi imkanlarıya paketleyen ülkeler arasına Türkiye’nin de girebilecek olması sevindiricidir.
Tabii bu ihale fazla gecikmezse.
Tabii ihaleye giden yok tıkanmazsa.
Dahası bu yol mayınlanmazsa.
Bekleyelim…
Görelim…

1624170cookie-checkUydu istihbaratı nihayet…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.