Düşünce kuruluşu Council on Foreign Affairs ‘de konuşan Başbakan Davutoğlu, büyüyen ekonomiler arasında en kırılgan ilk beş arasına sokulan Türkiye hakkında iyimser bir tablo çizdi. Ekonominin patlamaya hazır bir balon olduğu endişelerinin yersiz olduğunu, tam tersine performansın, dünya ve OECD ortalamalarından daha iyi olduğunu, Avrupa’nın ikinci en hızlı, OECD’nin de 12ci en hızlı büyüyen ekonomisi olduğunu anlattı. Bu yıl için öngörülen yüzde 3lük büyüme hızının dünya standartlarında kötü olmamasına rağmen Türkiye’nin beklentilerinin altında olduğunu, en az yüzde 4’ü yakalamak istediklerini, izleyen yıllarda da yüzde 5 ya da 6’yi hedeflediklerini belirtti.
Başbakan, ülkenin yaygın karayolu ağından, Türk Hava Yollarının başarısından, İstanbul’da inşa etmeyi planladıkları dünyanın en büyük havalanından ve diğer dev altyapı projelerinden bahsetti. Fakat, dinleyenler daha çok siyasi riskle meşguldüler. Cumhurbaşkanının Merkez Bankasına müdahalelerini ve para politkasını yönlendirmesini merak ediyorlar, ülkeyi gerçekte kimin yönettiğini öğrenmek istiyorlardı.
Türk lirasının dolar karşısında rekor düzeyde düştüğü bir günde New York’taki yatırımcıları ikna etmek kolay bir iş değildi.
Gerçi Ahmet Davutoğlu, New York toplantılarından olumlu sonuç alındığını savunsa da medyaya yansıyan tepkiler söylendiği kadar içacıcı değildi. Reuters haber ajansı, ‘Türkiye’nin New York’da yatırımcılarla yaptığı toplantıların liranın düşüşünü durduramadığını bildirdi. Business İnsider’da yazan Linette Lopez ise Türkiye’nin Wall Street’i panik içinde’ yorumunu yaptı.
Bana kalırsa, asıl panik, Türkiye finans merkezlerinde değil, bizzat Vaşington’un Wall Street’inde, cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi başdanışmanının önümüzdeki günlerdeki ziyareti sırasında hissedilecek. Geçmişte hükümet karşıtı göstericilerin telekinezi yoluyla Erdoğan’ı öldürmeye çalıştığını ileri sürerek ünlenen Yiğit Bulut, son olarak da doların yükselmesine tepki olarak, , “Ben Euro’nun para birimi olduğuna inanmıyorum” dedi.
Hükümet yanlısı Star gazetesindeki köşesinde bir de önemli müjde verdi. 12 Mart’ta Vaşington’da, Amerikan Ticaret Odaları öncülüğünde düzenlenen toplantılarda, önde gelen şirketlere ‘Yeni Türkiye modeli ve Cumhurbaşkanı tarafından tanımlanan üretim odaklı paradigma ve detaylarını ‘ anlatacağını bildirdi.
Yiğit Bulut, kuşkusuz bu görev için mükemmel bir tercih. Yeni Türkiye’yi kişiliğinde ondan daha iyi temsil eden başka birini bulmak zor.
Ah keşke, toplantıdan bir gün sonra Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün brifinginde olabilsem de sorulan sorulara verdiği cevapları kulaklarımla duyabilsem.
_______________________________
* Yazarın diğer yazıları için lütfen tıklayınız:
http://www.firdevstalkturkey.com/tr/
