Varolmak için şişe toplayan küçük kız

İkinci Toplumsal varoluş mitingi gerçekleştirildi.

Neyse ki bir iki ufak tartışmanın haricinde sorunsuz, dırıltısız bir miting oldu. Güvenlik güçleri olağanüstü bir performans gösterdiler. Sivil giyimli polisler rahatsız etmek bir yana, mitinge gelenleri rahatlattılar. Dolayısıyla kavga üzerinden prim yapma hayalleri kuran provokatörler de avucunu yaladı.

***

TC hükümetinin can yakıcı sözlerinden sonra miting kararını haklı bulacak gibi olsam da sonrasında çark ettim.
Çünkü, düşüncelerin anlaşılabilmesi ve o düşüncenin yanında durulabilmesi için ardındaki motivasyona bakmak gerekiyor.
Kimler tarafından desteklendiklerine, sebebine, sonucuna…
Günümüz Kıbrıs Türk Toplumunun, kendi toplumsal konumunda özgürleşmek yerine toplumsal konumunu saklayan bir fantazya oluşturması ve benimsemesi durumu söz konusu.
Gerçekten özgürleşmek, dünyayla bütünleşmek istiyor mu bu millet, ona bakmak lazım.
Ki; sanmıyorum…
Çünkü parası çok olanın dünya ile bir kavgası yoktur. Kavga akarı durdurmamak adına verilir.
Otoritenin keyfi uygulamalarda bulunması eleştirilebilir, sorgulanabilir ancak düşmandan medet ummak insanı yanılgıya götürür. Bizim sosyal, kültürel, ekonomik eksikliklerimizi Rum’un sağlayacağını düşünmek ise Bağdat’a kadar gidemeyecek denli bir yanlış hesap, büyük yanılgıdır.

***

Varoluş mitingi dendi adına. Güzel bir ad. Anlamlı…Birey ile toplum arasındaki formasyonun işleyişini anlatıyor bir yerde.
Ama buradaki varolmaktan kastı anlayamıyor insan. Varoluş mücadelesi deyince daha hoyrat bir yapı, daha hazin bir tutanak bekliyor…
Tam da o an, mitingin bitmesine ramak kala görüyorum varoluş mücadelesini.
Mitingde atılan pet şişeleri toplayan 9-10 yaşlarındaki küçük kızın gözlerindeki ışıkta…
Yerlerde o kadar çok şişe var ki, küçük kızın elindeki iki küçük poşete sığmıyor.
Ve küçük kız çok mutlu oluyor…
Eminim “kontrolsüz nüfusunu çek” sözlerini duymuyor. “Türkiye, ne seni, ne de paranı” bağrışlarından da tınmıyor. Onun derdi para kazanmak…
Belki üç lira, taş çatlasa beş lira…
Demokrasiyi (en) zora sokan bu yaman çelişkiyi birebir yaşarken, Aydınlanma çağının (en) akılda kalıcı ideolojisi olan “yoksulluğu hor görme” hastalığının (en) umutsuz halini hissediyorum o meydanda.
Açlıkla ve zorlukla geçen bir yaşamın, sadece yaşayan tarafından anlaşılabileceği ‘varoluşsal’ bir gerçeklik olduğunun ayırtına vararak…

***

“Küçük” soyadı öne çıkarılıyor bu günlerde. Mitingde “Küçük soyadı eskiden umudumuzdu, şimdi yok oluşumuz oldu” dendi. Ardından KTHY binasının yanında kurulan çadıra “Soyadına sahip çık” pankartı asıldı.
Kıbrıs Türk Halkının varoluş mücadelesinin en önemli ismi Dr. Fazıl Küçük’e duyulan saygı ve minnet sevindirici ancak ben Başbakan İrsen Küçük’ün vatanını Dr. Fazıl Küçük’ten daha az sevdiğini düşünmüyorum. Ve soruyorum: Rum mezalimi altında yaşam mücadelesi veren ve tek düşüncesi hayatta kalmak olan Kıbrıs Türk Halkıyla şimdiki Kıbrıs Türk Halkı aynı mı?

1619710cookie-checkVarolmak için şişe toplayan küçük kız

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.