ANAVATANLA İLİŞKİLERİMİZİ MARJİNALLERİN ETKİSİNDEN UZAK TUTALIM
Anavatan Türkiye ile KKTC ve Kıbrıs Türklerinin ilişkilerinin, özellikle de bu ilişkilerde yaşanan bazı sıkıntıların uzun dönemdir tartışılmadığı/tartışılamadığı, görmezden gelindiği ve bazen de üstünün örtüldüğünü çok iyi biliyoruz. Başımızı kuma gömmek anlamına gelen bu tavır nedeniyle bugün zor günler yaşıyoruz. Yapıcı ve geliştirici olabilecek sorgulamaların, iki ülke ilişkileri açısından olduğu kadar, Kıbrıs Türklerinin geleceği için de son derece yararlı sonuçlar üretmesi olasıdır. Hal böyle olunca, bir tabu olarak görülüp iki ülke politikalarının tartışılmaması ve yeterince değerlendirilememesi gibi bir durum yaşanıyor. Bu tabulaştırma sürecinde de marjinallerin etkin ve belirleyici olmasının yolu açılmış oluyor.
Kıbrıs Türkleri ve Anavatanları arasındaki ilişkilerde aksayan tarafların neler olduğu, hangi önlemler ile daha iyi sonuçlar alınabileceği konusunu tartışma zamanımız geldi, belki de çoktan geçti. Ancak, bu tartışmayı marjinal düşünce sahibi ve çağdışı ideoloji mensubu birkaç çapulcuya bırakmak niyetimiz de olmamalı. Son zamanlarda yaşanan sorunlar da bu sapık zihniyetten kaynaklanıyor.
Anavatan ve KKTC/Kıbrıs Türkleri ilişkilerini marjinal unsurlar dışında tartışan olmayınca, üç beş marjinalin uç söylemeleri ile iki ülke ilişkileri zarar görebiliyor. Örneğin, Türkiye’de “Ver Kurtul” anlayışına sahip üç beş dalkavuk liberal ile KKTC’de “Git Kurtulalım” anlayışını savunarak Rum çıkarlarına hizmet eden üç beş çapulcunun ülkeleri adına tartışması, iki ülke kamuoyuna gerilimli biçimde yansıtılıyor. Bu konuda özellikle KKTC’deki bazı marjinal yayın organları ile Türkiye’deki sorumsuz bazı tv kanallarının iki ülke ilişkilerine, telafisi imkansız olabilecek oranda zarar verici yayınları olduğunu görüyoruz.
Türkiye ve Kıbrıs Türkleri arasındaki ilişkiler ve daha sonra da Türkiye-KKTC ilişkileri konusunda birçok dönemde yanlış uygulamalar, hatalar, yanlış anlamalar, yanlış politikalar olmuştur ve ileride de olması olasıdır. Bunları serinkanlılıkla, yapıcı, kardeşçe ve birbirimizi incitmeden konuşabilirsek, bu tartışmadan çok önemli sonuçlar ve kazanımlar ortaya çıkacaktır. Böylece, iki ülke ilişkilerinin daha da sağlamlaşmasına zemin hazırlamış oluruz.
Marjinal uçların ve Rum sevdalılarının Anavatan Türkiye ile ilişkilerimizi bozmasına izin vermek istemiyorsak, yapıcı ve sonuç alıcı tartışmaları bizler yapabilmeliyiz.
Anavatan Türkiye ile ilişkilerimizi Şener Elcil ve İzzet İzcan gibi uç unsurların belirlemesine izin vermemenin yolu, bu konuda bizlerin olgun ve yapıcı bir tartışmaya girişmesinden geçer. Yanlış mı düşünüyorum?
