Yangından kurtulan ormanlarda madenci tehdidi!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Isparta’nın Sütçüler ilçesinde nesli tehlike altındaki kızıl akbaba ve dağ keçisi ile endemik kekik türünün yaşam alanı olan ormanlık bölgede 100 hektarlık mermer ocağı ruhsatı verildi…

Isparta’nın Sütçüler ilçesinde Ağustos 2021’de çıkan orman yangınları bölgenin orman varlığına büyük zararlar verdi. Ancak yangından kurtulabilen orman varlığı da mermer ve taş ocaklarının tehdidi altında. İlçeye bağlı Çandır köyü ve çevresinde birbiri ardına verilen maden izinleri, yöre halkının da tepkisini çekiyor. Çandır köyü Yıldız Mahallesi’nde orman arazisinde 100 hektarlık alanda özel bir firmaya mermer ocağı ruhsatı verildi. Ağustos ayında ÇED süreci başlatılan projenin bölgenin orman dokusunu tehdit ettiğini savunan köylüler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne başvuru yaparak ruhsatın iptalini talep etti. Mermer ocağı açılması planlanan bölge, Isparta, Antalya ve Burdur illerinin sınırlarının kesiştiği sarp arazide yer alıyor. Büyük bir yıkıma neden olması beklenen mermer ocağıyla ilgili ÇED raporunda, “Proje, sektörde ve yan sektörlerde ülkemizin diğer ülkelerle yarışabilmesi ve itibarı bakımından önemli bir rol oynamaktadır” ifadelerine yer verilmesi dikkati çekiyor.

Dağları, yaylaları, su kaynakları ve ormanları ile ünlü Isparta’nın Sütçüler ilçesi, son yıllarda vahşi madenciliğin tehdidi altında. Büyük bölümü ormanlarla kaplı olan Sütçüler’de verimli karaçam, sedir ve ardıç ormanlarının yanı sıra gen kaynağı olarak korumaya alınan saçlı meşe ormanları da yer alıyor. İlçe sınırlarında bulunan anıt kestane ve ıhlamur ağaçları, bölgenin biyolojik çeşitliliğini simgeliyor.

SÜTÇÜLER KEKİĞİNDE YÜZDE 50 ORANINDA AZALMA YAŞANDI

Bölgede doğal olarak yetişen endemik Sütçüler kekiği (Origanum minutiflorum) ise odun dışı orman ürünleri kapsamında Orman idaresinin denetiminde yöre halkınca toplanarak satılan önemli ihraç ürünlerinden biri. ‘Tota kekiği’, ‘Yayla kekiği’ gibi adlarla da anılan bu endemik türün bilinçsiz toplayıcılık ve denetimsizlik yüzünden son yıllarda yüzde 50 oranında azaldığı belirtiliyor. Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü’nün yaptığı bir çalışmaya göre, yöre halkı tarafından toplayıcılığı yapılan Sütçüler kekiğindeki verim son yıllarda 140 tondan 70 ton seviyesine düştü. Ancak türün hızla azalmasının tek nedeni bilinçsiz ve denetimsiz toplayıcılık değil. Son yıllarda ilçenin dört bir yanında açılan mermer ve taş ocakları, ormanları, su kaynaklarını ve endemik Sütçüler kekiğini de tehdit ediyor.

ŞİFA İÇİN GİDİLEN DAĞLARDA NEFES ALINAMAZ HALE GELDİ

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre Sütçüler ilçesi sınırları içinde mermer ve taş ocaklarıyla ilgili 397 ÇED duyurusu yapılmış durumda. İlçe genelinde faaliyette olan mermer ocağı sayısının ise 100’ün üzerinde olduğu kaydediliyor. Her bir ruhsat sahasının yaklaşık 100 hektardan oluştuğu göz önüne alındığında Sütçüler’in el değmemiş doğasının nasıl bir yıkımla karşı karşıya kaldığı ortaya çıkıyor. Bu ürkütücü tabloya rağmen vahşi madenciliğin önü alınamıyor. Göçle birlikte boşalan köylerin çevresinde gece gündüz dağları peynir kalıpları gibi keserek çalışan mermer ocaklarının sayısı hızla artıyor. Bir zamanlar solunum yolu hastalıklarının tedavisi için bu dağların yolunu tutan yöre halkı, çoğu köyde mermer ocaklarının yaydığı toz yüzünden nefes alamaz durumda.

ÇANDIR’A BAĞLI YILDIZ MAHALLESİNDE YENİ MERMER OCAĞI GİRİŞİMİ

İlçeye bağlı Çandır köyü ve çevresi mermer ocaklarından en çok etkilenen bölgelerden biri. Yazılı Kanyon Tabiat Parkı’nın güneyindeki dağlık bölgede açılan mermer ocaklarının yarattığı yıkım, onlarca kilometre uzaktan tahribatın boyutlarını gözler önüne seriyor. Çandır’a bağlı Yıldız Mahallesi’nde özel bir şirket tarafından açılmak istenen yeni bir mermer ocağı için 8 Ağustos 2023 tarihinde ÇED süreci başlatıldığı duyuruldu.

PROJE HAYATA GEÇERSE AYDA 2280 TON SU TÜKETİLECEK

Avpaş Av Malzemeleri Pazarlama Nakliye Madencilik ve Agrera İmalat Sanayi Tic. Ltd. Şti. tarafından açılması planlanan mermer ocağı ile ilgili hazırlanan ÇED başvuru dosyasında yer verilen bilgilere göre orman ve tarım arazisinden oluşan 100 hektarlık ruhsat sahasının, ilk etapta 19,97 hektarlık kısmında işletme açılması planlanıyor. Yılda 500 bin metreküp malzeme çıkarılması planlanan ocakta, çıkarılan malzemenin 450 bin metreküpünün pasa (moloz) olarak ayrılacağı, 50 bin metreküpünün ise mermer olarak işlem göreceği kaydediliyor. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından 2033 yılına kadar ruhsat verildiği kaydedilen mermer ocağının işletmeye açılması durumunda günde 76 ton su kullanılacağı belirtiliyor. Bu rakam, ayda 2280 ton su tüketimi anlamına geliyor. Antalya Su Havzası içerisinde yer alan bölgede önceki yıllarda açılmış ve halen faaliyetini sürdüren onlarca mermer ocağı da göz önüne alındığında su kaynaklarının yaşam için değil, yıkım için kullanıldığını da ortaya koyuyor.

‘SU KULLANIMI TAŞIMA SU İLE SAĞLANACAK’

Projeyle ilgili ÇED dosyasında su kullanımına ilişkin şu ifadelere yer veriliyor: “Tesis içi yollar ve nakliye yolunun sürekli olarak spreylenerek nemli kalması sağlanacak ve tozlanma en aza indirgenecektir. Tozumanın en aza indirgenmesi amacı ile yapılacak spreyleme işlemi için gereken su ihtiyacı yaklaşık 5 m3 /gün ’dür. Faaliyet kapsamında personel içme suyu damacana ile karşılanacaktır. Kullanma suyu için ise gerekli izinler alındıktan sonra tankerlerle en yakın yerleşim yerinden taşınarak karşılanacaktır. Tesisin su ihtiyacı; 4,56 + 5 + 67,2 m3 /gün = 76,76 m3 /gün olacaktır. Tesiste su kullanımı taşıma su ile sağlanacaktır. Tesiste su kullanımı, personel su kullanımı damacanalarla satın alınacak olup, üretimde kullanılacak su, taşıma su ile tankerlerle sağlanacaktır.”

‘PROJE ÜLKEMİZİN İTİBARI BAKIMINDAN ÖNEMLİ ROL OYNAMAKTADIR’

Projenin amaç ve önemiyle ilgili görüşlere de yer verilen ÇED dosyasında, sürdürülebilir gelişim ve kalkınmanın amaçlandığı belirtilerek, “Proje, sektörde ve yan sektörlerde ülkemizin diğer ülkelerle yarışabilmesi ve itibarı bakımından önemli bir rol oynamaktadır. Faaliyetin gerçekleştirilmesi halinde yardımcı sektörlerdeki artış ile ekonomik olarak katkı oranının daha da artması söz konusu olacağı göz önüne alındığında projenin bölge ve ülke olarak önemi büyüktür” deniliyor.

MERMER OCAĞI SAHASI İÇİN VATANDAŞTAN UYARI DOLU BAŞVURU

ÇED süreci başlatılan projeyle ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Isparta İl Müdürlüğü’ne yazılı başvuruda bulunan vatandaşlar, daha önce çıkan orman yangınında bölgedeki orman varlığının büyük kısmının yok olduğunu belirterek projenin yeniden gözden geçirilmesini talep etti. Vatandaşların başvurusunda, mermer ocağı açılmak istenen bölgede sedir, ardıç ve çam ağaçlarının yoğun olduğu kaydedilerek, arazideki eğimin yüksek olmasının yaratacağı sorunlara dikkat çekildi. Ruhsat sahasının Akçal Yangın Kulesi’ne kadar uzandığı kaydedilen itiraz başvurusunda, ÇED dosyasında pasa döküm alanı olarak gösterilen arazinin dik yamaçtan oluştuğuna vurgu yapıldı.

NESLİ TEHLİKE ALTINDAKİ TÜRLER ÇED DOSYASINDA YOK

Mermer ocağının açılması durumunda ortaya çıkabilecek risklere dikkat çekilen başvuruda, özetle şu ifadelere yer verildi: “Mermer ocağının açılması durumunda Çandır köyü Yıldız Mahallesi’nden Antalya’ya ulaşımı sağlayan yol kapanacak. Mermer ocağı sahasının üst kesimleri tamamen kayalık, ocağın çalışması durumunda titreşimden dolayı yuvarlanacak kayalar ölümlü kazalara neden olacaktır. ÇED dosyasında hiçbir şekilde bölgede yaşayan ve nesli tehlike altında olan dağ keçilerinden, kızıl akbabalardan bahsedilmiyor. Mermer ocağı açılmak istenen bölge, nesli tehlike altındaki Sütçüler kekiğinin de yayılış alanının tam kalbindedir. Alan sanki bir ekin tarlası gibi bu kekiklerle kaplıdır. Mermer ocağı dosyasının hiçbir sayfasında bu kekik türünden bahsedilmemektedir. İlaç sanayiinde aranan bu çok değerli kekik türün mermer tozu altında yaşama şansı var mıdır?”

ÇEVRE KANUNU VE BELGEDE SAHTECİLİK HATIRLATMASI

Çevre Kanununda, ÇED raporlarında yanlış ve yanıltıcı bilgi verenler hakkında “altı aydan bir yıla kadar hapis cezası uygulanır” hükmünün yer aldığı da anımsatılan vatandaş başvurusunda, ayrıca kanunun uygulanmasında “yanlış ve yanıltıcı belge düzenleyenler hakkında TCK’nın belgede sahtecilik hükümlerinin uygulanır” denildiği kaydedilerek söz konusu mermer ocağı izninin iptali istendi.

2021 yangınından sonra bölgede yeniden ağaçlandırma çalışmaları başlatıldı
Ağustos 2021’de çıkan orman yangınından Yazılıkanyon da etkilendi
Çandır köyündeki mermer ocaklarının yarattığı tahribat kilometrelerece öteden bile ürkütücü boyutta
Çandır yangınında 1395 hektarlık ormanlık alan zarar gördü. Yangın ve mermer ocakları bir arada
Proje sahası orman dokusunun yoğun olduğu bölgede yer alıyor
Proje sahasından görünüm (ÇED raporu)
Proje sahasından görünüm
Projer sahası üç ilin sınırlarının kesiştiği bölgede, Isparta ili sınırları içerisinde yer alıyor
Sütçüler Ayvalıpınar köyünde mermer ocağı

 

2733260cookie-checkYangından kurtulan ormanlarda madenci tehdidi!
Önceki haberMüzeler ve düşündürdükleri
Sonraki haberDink ailesinin avukatı açıkladı: Katil Ogün Samast yeni iddianamesinde dikkat çeken detay!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.