Ülkemizin rock ozanlarından Fikret KIZILOK, 21 Eylül Uluslararası Dünya Barış Günü, İstanbul’da son nefesini verdi ve O gitti…Cenazesini Bodrum’daki Türbe mezarlığına uğurladık. Fotoğraf sanatçısı olan oğlu Yağmur KIZILOK’a, cami avlusunda, babasından iki yaş büyük olan rock ozanı Cem KARACA diyordu ki,” Yağmur’um babanın teknesi EYLÜL’e iyi bak, EYLÜL sana emanet, babana tekne ve balık zevkini ben aşıladım, O gidince gözüm yaşı sel oldu evlat.” Yağmur diyordu ki, ”Merak etme Cem Abi, EYLÜL’e iyi bakıcam, babacığımın hatırasıdır EYLÜL bana, sen hiç merak etme.”
Herkes kendi evine, kendi mezarlığına doğru yola koyulduğunda, ozan Cem KARACA yuvasına vardığında, rakısını yudumlamaya başlamıştı, şiir söylemeye başlamıştı, gözyaşını, narçiçeği renkli fularıyla silerek, karısı İlkim de kağıda yazmaya başlamıştı hemen, unutulmasın, hatıra kalsın diye düşünerek.
Fikret KIZILOK için…
Keşke elverseydi töre de
Seni denize gömseydik
Sahile vuran her dalgada
Ahh be Fikret deseydik
Keşke elverseydi töre de
Naaşını yakabilseydik
Tutup da sonra göğe savurabilseydik küllerini
Ve her yağan yağmurla beraber
Kapatıp şemsiyemizi
Karışmış rahmetle Fikret yağıyor diyebilseydik
Mütevazı bir cami avlusundan
Sen cihan değiştirdin
Yaradanın kılıcı kuşkusuz 4 silahşörler’den keskin
4’tük 2 kaldık
Keşke hiç eksilmeseydik
Cem KARACA’nın bu şiirde bahsettiği 4 sanatçı, Fikret KIZILOK, Barış MANÇO, Cem KARACA, Erkin KORAY’dır. Dördü de İstanbul’da doğmuş, Galatasaray Lisesi, Robert Kolej ve Alman Lisesi’nde öğrenim görmüş ve Anadolu’dan ilham alarak, gençlere ilham vermeye devam etmişlerdir ve sanırım hep ilham verecekler.
Fikret KIZILOK aynı zamanda bir diş hekimi idi. Sözleri, müziği, sesi, yorumu, enstrümanları, düşünceleri, sohbeti, esprileri, dertleri, kederleri, hayalleri ile gerçek bir insan, gerçek bir sanatçı idi. ”Kalbim, Ey halkım unutma beni, Yeter gayri yumma gözün kör gibi”,…..şarkılar saymakla bitmez ki, dinlemek ve söylemek lazım, ben duyuyorum, çocuklar bile söylüyorlar, anlıyorlar…
Fikret KIZILOK’un 12. yıldönümünde, mezarı başında 4 kişiydik. Mimar Mustafa EROL, Bodrum Kültür ve Sanat Topluluğu sözcüsü, Besteci Necmi CAVLI, bendeniz müzisyen İlkim KARACA ve Doğan Haber Ajansı Bodrum Temsilcisi gazeteci Yaşar ANTER.
4’tük, esasında 5’tik, çünkü Yağmur KIZILOK telefon ederek, sesiyle yanımızda ve hep babasıyla olduğunu, babacığına teşekkürleri olduğunu söylüyordu, ”şu anda EYLÜL’le Gökovada’yım, seneye birlikte hatırlayalım” diyerek, bize de teşekkür ediyordu, sevgilerini yolluyordu, ”Cem Abimin vasiyetini yerine getiriyorum, EYLÜL’e iyi bakıyorum” diyordu, Benim gözlerim doldu, Allah herkese iyi ve hayırlı evlat nasip etsin diye dua ettim.
Bir gün sizin de yolunuz Bodrum’a düşerse, Türbe mezarlığında yatan Fikret KIZILOK’umuzu hatırlayın, türbenin diğer ucundaki çıkış kapısında Cevat Şakir Kabaağaçlı’mızı da ( Halikarnas Balıkçısı’nı ) hatırlayın, olur mu?
Hepimiz hepimizi, ve herkesi doğru anlama gayreti içinde olalım, olur mu?
Herşey insanla güzel…ve ben Fikret KIZILOK’un çok sevdiğim şarkılarından birisini dinliyorum, onunla beraber söylüyorum, siz de şarkı söyleyin, olur mu?
Yeter ki sen sev beni, yeter ki inan bana…….