Yine mi yaşlılık demeyin…

Pazar günleri mümkün olduğu kadar “hayatın içinden” yazmaya çalışıyorum.
Hayat deyince içinde her şey var.
Ama nedense önüme hep yaşlılık konusu geliyor.
Gelmiyor, zaten 15 Şubat’ta 70 yaşına giriyorum.
Yolun yarısının iki katı yani.
Ailemden hiç kimse bu yaşa ulaşamadı.
Galiba ben çok şanslıyım ve modern tıbbın tüm olanaklarından yararlandım ve hala yararlanıyorum.
Ne de olsa geçmişte tıp bu kadar harikalar yaratıcı durumda değildi.
Tabii Tanrı’nın tespit ettiği ömür sınırını bilemediğim için, her sabah önce O’na şükrediyorum.
Sonra doktorlara…

Hiç yaşlanmayan Montreal’deki can dostlarımdan bana ulaşan yeni bir mail, yine yaşlılığa dair.
Ama her zamanki gibi yazılmaya değer.
Şimdi bunu paylaşalım isterseniz:

“87 Yaşındaki bir insan yaşlı değildir”
Bu görüş, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e ait.

87 yaşında ve hala görevinin başında olan Peres, bir dergiye verdiği röportajda bakın neler söylemiş:
“Yaşımın 87 olması benim için kesinlikle bir sorun değil.
Hiç kimseyi yaşıyla yargılayamazsınız.
Yaşlı insanlar genç davranabilir, genç insanlar da eski kafalı olabilir.
Bence bir kişiyi, kimliğindeki doğum tarihine bakarak değerlendiremezsiniz. İnsan için önemli olan vizyonu ve enerjisidir. İnsanı bunlarla değerlendirebiliriz.”
Hemen geçmişteki yaşlıları ve başarılarını hatırlatalım. Yeri gelmişken tabii..

Picasso, 90’nda nefis eserler veriyordu.
Goethe, Dr. Faustus’u 80’unden sonra kaleme aldı.
Verdi, Otello’yu 73 yaşında, Falstaff’ı 80 yaşında bitirdi.
Mikelanj, 80’li yaşlarında hala yaratıyordu.
İngiliz düşünürü Thomas Hobbes, 90’nını geçtikten sonra bile yazdı.

Peki vücudu ve aklı dik ve dinç tutmanın sırları nedir?
Hayattan kopmamak.
Öğrenmeyi sürdürmek.
Her yaşta hedefli olmak.

Bu konuda ABD’li ünlü komedyon George Corlin’in ilginç önerileri var:

Zorunlu olmayan sayıları çöpe atın. Yaş, kilo, boy.
Sadece neşeli arkadaşlarınız olsun, abus ne negatif insanlardan uzak durun.
Öğrenmeyi sürdürün. Beyniniz atıl kalmasın.
Küçük şeylerden keyif almaya bakın.
Sık sık ve uzun uzun var gücünüzle gülün.

Hatatta gözyaşları olacaktır. Katlanın, yas tutun, başka yaşantılara geçin.
Çevrenizi sevdiklerinizle doldurun.
Sağlığınıza çok ama çok dikkat edin. Sağlıklıyken hayatın kıymetini bilin.
Vicdan azabından uzak durun. Suçluluk ve pişmanlık duygusuna kapılmayın.

Hiç ama hiç unutmayın ki yaşam, aldığınız nefeslerle değil, nefes kesen anlarla ölçülür.

Evet yaşlı dostlarımın, yaşlanmaya pek niyetli olmayan uzaktaki arkadaşlarımın bana gönderdiği bu yazı ve tavsiyeler umarım herkese iyi gelir.
Yeter ki, yaşlılığı ve ölümü takıntı haline getirmeyin.

1627800cookie-checkYine mi yaşlılık demeyin…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.