Amerikalıların “Horasan” olarak adlandırdıkları bu örgüt böylece dünya medyasında da ilk kez duyulmuş oldu. Washington Post’un ünlü köşe yazarı Adam Taylor “Horasan’ın arkasındaki tuhaf hikaye” başlığıyla ele aldığı makalesindeörgüt hakkında pek çok ilginc bilgiyi okurlarıyla paylaştı.
Özellikle “Khorasan” olarak bilinen ve IŞİD’in Asya eyaleti farzedilen gurubun Suriye’de ne işi olduğu da aslında tam olarak anlaşılabilmiş değil.
Yazar ayrıca Pentagon dışında böyle bir örgütün varlığından bölgede savaşan radikal gurupların bile haberi olmadığını iddia etmiş. İşin daha da tuhafı Amerikan hükümet yekilerinin yaptığı “Horasan IŞİD’den daha tehlikeli” acıklaması olsa gerek. Dolayısıyla Amerikan kamuoyu da topraklarına yapılabilecek bir saldırının Işid’den degil de Horasandan gelebilecek olduğuna iyiden iyiye inanmaya başladı.
Yine hükümet yetkilerinin yaptığı açıklamaya göre bu esrarengiz örgüt hem Avrupa’da hem de Amerika’da kitlesel ölümlere yol açacak terörist ataklar peşinde ve planlarını her an gercekleştirebilecek donanıma sahipler. Ayrıca çok etkili, bilgili ve yaratıcı bomba yapım ekibine sahip olan örgütün, “kilot bombası” icat ederek tüm havayolu şirketlerini alarma geçiren teröristi de bünyesine kattığı açıklandı. Böylece Horasan batılı devletler için ciddi bir tehlike haline gelmiş oldu.
Bu esrarengiz terör gurubunu anlamak için işe ilk başından başlayalım ve “Horasan” kelimesinin anlamını açıklayalım.
Horasan “deccal’ın uykudan uyanacağı yer” anlamına geliyor. Radikal, islami fanatik bir örgütün kendine böyle bir isim koyabilme ihtimalini ise taktirinize bırakıyorum.
Kelimenin bir diğer anlamı da Afganistan’ın 1992 ve 2001 arasındaki resmi adı olması. Yani Taliban ve elkaide işbirliğiyle kanlı darbe sonucu yıkılan hükümetin adı. Horasan’ın kurucusu olduğu iddia edilen ve El-Kaide’nin 2 numaralı adamı olarak bilinen Muhsin El-Fadli’nin de örgütüne neden daha önce yıktığı hükümetin adını vermiş olduğu anlaşılır gibi değil.
Zaten varlığı bile uzun zamandır tartışmalara konu olmuş El-Fadli’nin birden bire Amerikan bombardımanında öldüğünün açıklanmasından sonra ne yazık ki bu soruların hiçbirine yanıt bulamayacak gibi görünüyoruz. Sonucta bu tehlikeli örgütün başına kimin geçecegini örgütten mi yoksa medyadan mi haber alacağımız da henüz belli değil. Horasan hakkındaki bilgi yetersizliği yüzünden özelikle Türk medyasında, amiral gazeteler dahil hemen herkes imzasız olarak kopyala-yapıştır mantığıyle kimin yazdığı belli olmayan aynı metni paylaşıyor. Yani iki yıldır faaliyette olan ve Işid’den bile tehlikeli bu el-kaide yapımı örgüt hakkında hiçbir bilgiye sahip degiliz.
Ve tabii ki komplo teorileri ve teorisyenleri bu kaos ortamını en güzel şekliyle degenlendirerek horasan hakkında çeşitli senaryolar üretmeye başladılar bile.
Şimdiden Suriye işgali için zemin hazırlamaktan, nükleer bomba kullanmaya kadar giden bir sürü renkli hikaye bloglarda gezmeye başladı.
İsmini ana sayfalarda sıkça görmeye başladıgımız Horasan’ın kokusu bakalım ne zaman çıkacak.
