sivil kesimin özlemlerini dindirecek olumlu hiçbir mesafe alınamıyor. Öyle ki, bu örgütlerin lider kadroları, temsil etme iddiasında bulundukları kesimlerin çıkarlarını öncelemek yerine sorunu çözümsüzleştirip koltuklarını korumak üzere her türlü manipülasyona ortak oluyorlar. Üzülerek belirtelim ki, belirli bir toplumsal büyüklüğe erişen her hareketin içinde, devletin eli ve yönlendirmesi kaçınılmaz olarak yerini alıyor. En makul yapılanmalar bile sonuç alma aşamasına geldiklerinde içlerinden radikal bir unsur peyda edilip hareket, toplumun nezdinde meşruiyetini kaybediyor. Kürtler, Aleviler, İslamcı ve diğer örgütlenmelerin akıbeti hep bu hatta kesiliyor.
Bir süre önce AK Parti Hükümeti’nin bir paket olarak kamuoyu ile paylaştığı ve alevi kesime hitap eden tekliflerin zenginleştirilip daha uygulanabilir bir kıvama dönüştürülmesi yerine iş bakın nerelere vardırıldı.
Alevilerle devletin arasında öteden beri var olan ve dönem dönem tırmandırılan husumetin sona erdirilmesi için, ister iyi niyetli ister politik amaçlı olsun, sunulan proje, ciddi bir açılımdır. Bir kapı aralamadır, el uzatmadır en azından!
AK Parti Hükümeti’nin teklifinin Alevi kardeşlerimiz nezdinde ciddi bir heyecanla karşılandığını düşünüyorum. Çünkü makul şeyler içeriyor, çözümün tamamı olmasa da bir ilk adım. Bu adıma razı olmayanlar, ne teklif ediyorlar? Havanda su dövmeye eşdeğer lakırdı!
Önceki gece bir takım alevi derneklerinin yetkililerinin katıldığı programı izledim. Teklifi tartışmak yerine alakasız şeyler etrafında dolanıp durdular. Program yapımcısının, “Nesini eksik buluyorsunuz, bugün siz iktidarda olsanız ilave ne yaparsınız?” soruları hariç her şeyi söylediler.
Bin parçaya bölünmüş, bin kez merkezden savrulmuş, içine ideolojik ve benzer kaygılar tıkıştırılmış ve özünde birkaç düzenleme ile rahata ermesi mümkün olan milyonların rahatı, uyumu ve duyacağı güven alacağı keyif bir yana, “bu sorun çözülürse biz ne yaparız?” kaygıları tarafların elini zayıflatıyor, çözümü güçleştiriyor.
AK Parti İktidarı, bu konuda ne kadar mesafe alır bilemem.
Bildiğim şey şu: kangrenleşen sorunlar karşısında siyaset kurumunun önereceği her şeyi sabote etmeye dönük piyasada yer etmiş sakat bir sivil toplum geleneği yer etti.
Devletin bekası namına her yere el atan zihniyet, çözümsüzlüğü bu “beka” adına bir kazanım olarak görüyor.
Dolayısı ile…İş yapanla yapmayan aynı kaba konuyor. Biri tembellik diğeri samimiyetsizlikle suçlanıyor.
Alın bunu Kürt sorunu konusundaki açılımla kıyaslayın.
Dindar muhitlerdeki yankısına bakın, aynı.
Her defasında kabahati statükoya, darbecilere yükleme hevesinde olan çevrelerin aynaya bakma zamanları geldi geçiyor. Bunları tartışaduralım asıl statüko ve darbe kafalılar mantar gibi çoğaldı hayatın her alanında.
Aleviler konusundaki açılımın önünde bu engel var, Kürt sorununda bu var, İslamcılar ve diğerlerinde bu var.
Biz sivil örgütlenmeyi gerçekleştiremedik. Kebapçılar odasına bile kimin ne gerekçe ile başkan olacağı birileri tarafından tayin ediliyor. Çünkü sivilleşmeyi felaketi ile aynı gören statüko, varlık nedeni olan sahalarda bulunmak yerine buralara el atıyor. AK Parti iktidarından tek beklentim, sivilleşmeye giden yolda kalıcı adımlar atabilmesidir. Bunun için gerekli iradeyi ortaya koyduğunu görüp umutlanıyorum.
Aleviler, kendileri adına sahnede konuşanları aşabilirlerse önemli kazanımlar elde edeceklerdir. AK Parti’nin niyetinin ne olduğunu Allah bilir ama şunca zamandır olması için çaba gösterilen noktalara dokunma zamanı gelmişken bu akla ziyan tartışmalara dalıp kehanette bulunmak Alevilere hiçbir şey kazandırmaz.
