İstanbul’un turizmi bu atölyede şekilleniyor

Koordinatörlüğünü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın danışmanlarından olan Tülin Ersöz’ün yaptığı Turizm Atölyesi, gerçek bir atölye gibi çalışıyor. Atölye adı resmi kurumlarda görmeye alışık olmadığımız bir ad ama, buraya çok yakışmış. Çünkü tıpkı bir atölye gibi üretiyorlar. İstanbul’u turizm merkezi haline getirmek için projeler üretip, üretilen bu projeleri hayata geçiriyorlar.


Tülin Ersöz, Kadir Topbaş’ın Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden sınıf arkadaşı. Kadir Topbaş’ın Beyoğlu Belediye Başkanlığı döneminde yürütülen yerel kalkınma çalışmaları kapsamında, “Güzel Beyoğlu Proje Atölyesi”ni beraber hayata geçirmişler. Şimdi Beyoğlu ölçeğinde yürütülen o projeyi genişletip, tüm İstanbul’un turizm planlamasını yapmak amacıyla kurmuşlar Turizm Atölyesi’ni.


“İstanbul Turizmi Geliştirme Platformu”; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mimar Kadir Topbaş ve İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı’nın yanı sıra, aralarında turizmci, eğitimci, gazeteci, yazar, sanatçı,  işadamı, mimar, şehir plancısı, ekonomist, dernek ve vakıf yöneticilerinin de bulunduğu, turizm gönüllülerinden oluşuyor.


Turizm Atölyesi, ilk projelerini Gülhane Parkı’nda bulunan Bizans dönemine ait iki katlı tarihi binada hayata geçirdi Şimdi Beşiktaş’taki Üsküdar İskelesi’nin üst katındalar. Üç tarafı deniz manzaralı bu ofiste İstanbul’u dünyanın turizm merkezi yapmak için harıl harıl çalışıyor.


Çalışmalarının karşılığını da alıyorlar. Kısa zamanda birçok ödül almışlar. İstanbul Turizm Atölyesi, şimdiye kadar sekiz uluslararası turizm fuarına katılmış, üçünden birincilikle geri dönmüş.


En önemli hedefleri İstanbul turizmi için bir model, bir strateji geliştirmek olan Turizm Atölyesi’nin koordinatörü Tülin Ersöz’le hayata geçirdikleri ve üzerinde çalıştıkları projeleri konuştuk.


-Tülin Hanım, Turizm Atölyesi fikri nasıl oluşup, şekillendi anlatır mısınız?


– Kadir Bey Beyoğlu Belediye başkanıyken, “Güzel Beyoğlu Proje Atölyesi”ni hayata geçirmiştik. Kadir Bey İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zaman bu projenin ölçeğini Beyoğlu ilçe sınırından tüm İstanbul’a taşıdık. 7 Nisan 2004 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Turizmden sorumlu vali yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı ve benden oluşan komisyon tarafından Turizm Atölyesi’nin temeli atıldı. Amacımız İstanbul Turizm vizyonunu belirleyecek kısa, orta ve uzun vadede projeler üretip uygulamak, dünya kenti İstanbul’u uluslararası boyutlara taşıyacak çalışmalar yapmak ve hayata geçirmek. Bunun için projelendirme komisyonu, hukuk ve idari işler komisyonu, aktivite ve tanıtım komisyonu, çevre komisyonu ve güvenlik komisyonları kurduk. Turizm Atölyesi bir anlamda katılımcı yerel yönetim perspektifiyle merkezi ve yerel yönetim temsilcileri, meslek odaları, akademisyenler, sektör temsilcileri, işletmeciler, profesyoneller ve sivil toplum örgütleri temsilcilerini bir araya getiren bir model olarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiştir diyebilirim.


– O kadar çok projeyi hayata geçirdiniz ki, doğrusunu isterseniz hangisinden başlayacağımı bilemiyorum. İsterseniz Talimhane projenizle başlayalım, ne dersiniz?


-Evet o önemli bir projeydi ve onu 37 gün gibi kısa bir sürede hayata geçirdik. Projenin tam adı “Talimhane Kentsel Tasarım Projesi”. Proje alanı Taksim kışlasının talim alanı olarak kullanılan ve bugün Talimhane olarak adlandırdığımız yer. Buralar 1930’lı yıllara kadar boş durumdaydı. Daha sonraki yıllarda yapılan yeni düzenlemelerle imara açıldı ve o dönemin önemli kişilerinin kaldığı  ve mimari özellikleri olan apartmanlarla yeniden hayat buldu. Son yıllarda bu apartmanlar iş yeri olarak kullanılmaya başladı. Trafiğe açık olduğu için bu alan bir keşmekeş halindeydi. Biz bu projeyle alanda güvenliğin sağlanması amacıyla yayalaştırma uygulamasına gittik. Bölgede önerilen yayalaştırılmış sokak ağı modeli kentimiz için bir ilk niteliğindedir. Günümüze kadar yayalaştırma uygulamaları genellikle tek bir aksı yada bir meydanı kapsayan parçalı çözümler getirmiştir. Ancak bu projeyle sokaklar arası bağlantılar ve taksim meydanı gibi odak noktalarıyla ilişkiler bir bütün olarak tasarlanmıştır. Özel güvenlik ekipleri ile alanda 24 saat güvenlik sağlanmaktadır. Bölge dışardan araç trafiği ile beslenmekte, ancak belli saatler dahilinde ve servis amaçlı araçların bölgeye girmelerine izin verilmektedir.


-Gerçekten de Talimhane’nin alt yapısı da üst yapısı da çok kısa bir süre içinde yenilendi. Bölgedeki binaların bakım ve rehabilitasyonları hızla yapıldı. Bu hıza biz İstanbullular tanık olduk. Sizin projelerinizin en önemli özelliği sanırım kısa sürede hayata geçirilmiş olmaları. Akbıyık Caddesi kentsel tasarım projesi de hızla hayata geçirilen bir projeydi değil mi?


-Amacımız bütün projeleri hızla hayata geçirmek. Bazı projeler buna uygun oluyor ama, bazıları olmuyor. Örneğin Sıraselviler projemiz uzun soluklu bir proje ve bu yüzden uzun bir zaman alacak. Akbıyık Caddesi böyle değildi, onu hayata geçirmek daha kolay oldu. Akbıyık Caddesi, Sultanahmet bölgesine olan yakınlığı ve kendi içlerinde barındırdığı tarihi yapısından ötürü turizm faaliyetleri açısından önemli konumda olan bir bölgeydi. Hayata geçirdiğimiz kentsel dönüşüm projesi ile buranın çehresini değiştirdik. Önce proje alt yapısı tamamlandı. Zemin uygulaması yapıldı. Bina dış cepheleri yenilendi. Tabela ve vitrinler düzenlendi. Masa sandalye ve oturma düzeni yapıldı. Polisan spronsorluk anlaşmasıyla 22 adet binanın dış cephesi ücretsiz boyandı. Engellilere uygun kaldırımlar yapıldı. Sokaklardaki dış oturma birimleri disiplin altına alındı. Bunlar projenin bir ayağıydı.


-Yanılmıyorsam Süleymaniye Külliyesi’ni de siz düzenlediniz…


-Evet Süleymaniye Külliyesi saçak ve çevre düzenleme projesi de bize ait. Mimar Sinan’ın en önemli eserlerinden biri olan Süleymaniye Külliyesi için işe önce ilgili yolların yayalaştırılması ile başladık. Sonra sert zemin, yeşil alan, cephe ve oturma düzeni yapıldı. Yeşil alanlar ferforjelerle korunmaya alındı. Saçaklar, Anıtlar Kuruluna sunulan projeye uygun olarak tamamlandı. Tüm bunlar buradaki tarihi dokuyu bozmadan yapıldı.


-Önemli projelerinizden biri de Adalar at ahırları yenileme projesiydi. Bu proje için orman arazisi olan bu bölge belediyeye tahsis edildi.


– Adalar at ahırları çok kötü durumdaydı. Çok sağlıksız bir ortamdı. Yeşil alan içerisinde yer alan at ahırlarından denize doğru yığılmaya başlamış olan atıklar hem insan sağlığına  zarar verebilecek, hem de çevresel ve görsel kirliliğe neden olacak hale geldiğinden alanın ıslah edilmesi zorunluluk olmuştu adeta. Bu amaçla Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından uygulama projesi yaptırıldı. Sizin de belirttiğiniz gibi orman arazisi olan 22 dönümlük alan Orman Bakanlığı’ndan belediyeye tahsisi yapıldı.


-Açıkçası beni en çok heyecanlandıran ve turizme de büyük katkısı olacağını düşündüğüm kıtalararası kuş göçü gözlem parkı projeniz ne durumda? Ne zaman tam olarak hayata geçecek?


-Biliyorsunuz Avrupa, Asya ve Afrika kıtlarına göç eden kuşlar İstanbul ve Çanakkale Boğazları, Arhavi Borçka ve Hatay Belen geçitlerini kullanmaktadır. Boğaziçi bölgesi göçmen kuşlar için Avrupa’daki en önemli göç yolu üzerinde yer almaktadır. Doğu Avrupa’yı Afrika’ya bağlayan güzergah üzerinde bulunması ve etrafının denizlerle çevrili olması nedeniyle göç eden kuş türlerinin tercih ettiği bu ana göç güzergahından yılda yaklaşık 500 bini aşkın göçmen kuş geçmektedir. Buradan büyük sürüler halinde leylekler, arı kuşları, guguk ve üveyikler, ibibik, gökkuzgun, örümcek kuşları, sinekkapanlar, orman kartalı ve arı şahini gibi yırtıcı kuşlar, kırlangıçlar, ebabiller, ötücü kuşlardan bülbüller, çıvgınlar görülebilir. Buradan ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde yılda iki kez en az dört ay süresinde göç gözlemi yapılabilir. Bu amaçla kıtalararası kuş göçü gözlem parkını Çamlıca da kurma projemiz var. Projede kule şeklinde göç gözlem istasyonu; içerisinde radar, müze, hediyelik eşya bölümü ve eğitim ve seminer salonunun olduğu göç izleme istasyonu ve yürüyüş parkuru olacak. Göç gözlem istasyonu yani kule ahşaptan yapılmış çevre ile uyumlu 10 – 15 metre yükseklikte üst bölümü açılabilir camlarla kapanan içinde teleskop ve dürbünler bulunan yerli ve yabancı ziyaretçilere açık bir mekan olarak inşa edilecektir. Göç izleme istasyonunda betonarme yapılmış platform üzerinde göçü izleyen özel radar ve sonografi cihazı bulunacak. Platformun altında ise kapalı 3 kat bulunacak. Buranın birinci katında müze ve hediyelik eşya, ikinci katında eğitim ve seminere salonu, üçüncü katında ise bilimsel araştırma merkezi bulunacak. Böylece İstanbul üzerinden göçen kuşların sayılarının, türlerinin, yoğunluk ve uçuş yüksekliğinin tespiti yapılabilecek. Yerli ve yabancı bilim adamlarının araştırmalarını sürdürebileceği bu mekan, aynı zamanda yerli ve yabancı ziyaretçilere de açık olacak. Buradan en iyi teknolojiyi kullanarak kuşları izlemek, sayılarını kayıt altına almak, göç yollarını emniyet altına almak için kamusal alanda gerekli girişimleri yapmak mümkün olacak.


-Diğer projelerinizden söz eder misiniz?


-O kadar çok ki, birkaç tanesini daha sayayım. Örneğin köprü aydınlatma projemiz var. Boğaz köprüsü İstanbul’un ulusal ve uluslararası imajını oluşturan önemli öğelerinden biridir. Dünyada iki kıtayı birleştiren tek şehir olan İstanbul kentinin ilk köprüsü Boğaziçi Köprüsünün statik ve dinamik olarak aydınlatılması bizim projelerimizden biridir


Alt geçitlerin rehabilitasyonu projemiz de önemlidir. Tarihi yarımadadaki alt geçitlerin mevcut durumundaki olumsuzlukların giderilerek sağlık ve temizlik normlarına uygun, turizme ve İstanbul halkına yakışır ve en iyi şekilde hizmet üretmesi için, mevcut vitrin, doğrama, havalandırtma, aydınlatma tesisatlarının yenilenmesi amaçladığımız bir uygulama. Eminönü alt geçidi bu anlamda yenilendi ve diğer alt geçitler için örnek teşkil edecek bir çalışma oldu.


Sanat gemileri projemiz var. İstanbul’un simgesi olmuş ve korunması gereken vapurlara yeni bir işlev kazandırılarak yenilenmesini, İstanbul’un kültür ve sanat hayatının ulaşmadığı bölgelere ve salonu olmayan tiyatro topluluklarının hizmetine sunulmasını amaçladık ve çok da güzel işler yaptık.


2005 yılında UIA 2005 İstanbul Uluslararası Mimarlık Kongresi’ni düzenledik. Dünyadan 10 bin mimar ve 100 bin ziyaretçi İstanbul’da buluştu.


2005 yılından bu yana İstanbul Desing Week düzenleniyor. Bu projeyle İstanbul’un üçüncü milenyumda yeni tasarım merkezi olarak markalaşması için gereken dinamikleri bünyesinde topladığını söyleyebiliriz. Tasarım haftası üç yıldır eski Galata Köprüsü’nde yapılıyor. Bu etkinlik turizm adına büyük bir girişim. İstanbul konumu itibariyle  bir milyar dünya vatandaşına  1-2 saatlik ulaşım mesafesinde yer almaktadır. Bu da kenti dünyanın kalbi konumuna taşımaktadır. İstanbul dünyanın yeni trendi olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemektedir. Kültürlerarası bağlantı konumundaki İstanbul’u tasarımın kurumsal ve deneyse merkezi haline getirmek amacındayız.


Bu yıl 5. Dünyalar Odalar Kongresi 4 – 6 Temmuz tarihleri arasında İstanbul’da düzenlendi. Milletlerarası Ticaret Odası ICC’nin şemsiyesi altında Dünya Odalar Federasyonu WCF’nun her iki seneden bir düzenlediği bir kongre bu. İstanbul’da yapılması turizm açısından önemli bir kazanımdı doğrusu.


Yine turizm açısından önemli bir tanıtım olarak kabul ettiğimiz bir başka etkinlik de Uluslararası Basın Entitüsü IPI 2007 yılında İstanbul’da toplanmasıydı. Tüm dünya basınını İstanbul’da çok güzel ağırladık ve her biri döndüğünde İstanbul’la ilgili çok güzel yazılar yazdılar.


Ayrıca Turizm Atölyesi olarak İstanbul’da yaya sergileri düzenliyoruz. İlk olarak Tünel – Karaköy arasında 2005 yılında  yaya sergisi düzenledik. İki yılda bir düzenlenmesi planlan İstanbul yaya sergileri kentin değişen ve dönüşen semtlerini mercek altına almayı hedefliyor.


Ahırkapı Hıdırellez şenliklerimizi de unutmamak lazım. Her yıl çok eğlenceli geçiyor Ahırkapı’daki Hıdırellez şenliklerimiz.


DİĞER AYAKÜSTÜ SOHBETLER:


-Neden Patara ve neden şimdi?
-‘Terörün panzehiri ekonomik gelişmedir’
-‘Türkmenlerin hakları, bizim Kürtlere de tanınmalı’
– ‘Mahalle baskısı değil, ideolojik baskı’
– ‘Meclis’teki partilerin kadın politikası yok’
– Ersümer: Merkezde bir yeniden yapılanma olmalı…
– Fotoğrafın büyücüsü: Aykan Özener
– Savaş karşıtı eylemlerin fotoğrafçısı: Hüsnü Atasoy
– Ufuk Uras: Desteği için Baykal’a teşekkür ediyorum!
– ‘AKP’yi sola karşı yaratanlar yok edecek’
– ‘Muhabirlerin telifle çalıştırılması yasalara aykırı’
– Yeşiller bağımsızları destekleyecek
– Türkiye sağlık turizminde atakta
– ‘Hayallere tanık olmak istedik’
– ‘İngiltere’de işkence yaptılar…’
– ‘Kürtler, Türkler’i ikna etmeli…’
– ‘Düşünceye militarizm de engel…’
– Boyalı bank nöbetini terkeden ‘sosyalist’ asker
– ‘Kategorizesiz bir dünya hayalim’
– ‘Toplumsal varlıklar elimizden kayıp gidiyor’
– Ermeni tarihçi: Asıl sorumlu emperyalizm
– Hrant Dink: Ruh halimin güvercin tedirginliği
– ‘Vicdansızlığın İslamcısı, solcusu olmuyor…’
– ‘İsrail bir devlet değil, bir projedir’
– Orhan Suda: Yaşasın edebiyat
– Türkiye’nin Papa’ya sormayı unuttukları!
– Sol Kendini Arıyor VII: Ömer Laçiner
– Sol Kendini Arıyor VI: Hayri Kozanoğlu
– Sol Kendini Arıyor V: Aydemir Güler
– Sol Kendini Arıyor IV: Oğuzhan Müftüoğlu
Sol Kendini Arıyor III: Aydın Çubukçu
– Sol Kendini Arıyor II: Çiğdem Çidamlı
– Sol Kendini Arıyor I: Mihri Belli:
– Hayalet yazar Hüdai Nabit
– Çitlembik ağacıyla söyleşi
– ‘Çocuğa şiddet, çok yaygın’
– İran PKK’yi neden bombalıyor?
– Serdar Denktaş: Mal mülk davaları en zor sorun
– ‘Kıbrıs’ta kısa dönemde çözüm olmaz’
– Tayvanlı yazardan ‘Sıcak bir öpücük’
– Kavakçı: Başörtü, dini bir mesele
– Perinçek: MHP tabanını dışlayarak solculuk yapılmaz!
– ‘Tek dileğim iki dengeli bir dünya…’
– ‘Beni en çok korkutan: Google’
– ‘Sorunumuz Yahudiler’le değil, siyonizmle’
– O bir ‘peynir avcısı’
– ‘Çernobil’den ders çıkarmadık’
– Bir kültür taşıyıcısı: Aydın Çukurova…
– Afşar Timuçin ile insana dair ne varsa…
– 12 Eylül iddianamesine ne oldu?
– Akın Birdal: Evren yargılanmalı!
– Hitler ile söyleşi…
– ‘Baş örtüsünü ilk kez Sumerliler taktı’
– ‘Türk solu titreyip kendine gelmeli’ 
– ‘Hepten pusulasız olmadığımız kanaatindeyim…’
– ‘Siyasi güç, her zaman kendi hukukunu yaratır’
– ABD işdünyasında çöküş
– ‘ABD Anayasası Patara’dan’
– Çocuklar öldürülmesin!
‘- ‘Bir Gün Mutlaka’
– ‘Derin devlet sorunları çözmek istemiyor’
– Kaş’taki gözyaşı
– ‘Son 15 yılda bilinçte sıçradık’
– Piref. H. Ökkeş ile ‘dörtköşe’ sohbet…
– Sorgun Ormanı’nı kurtaralım
– Devrim Bize Yakışırdı!
– G-8 protestosundan gözlemler…
– Başkaların hayalleri…
– Hurafeler gölgesinde Gelibolu…
Çokuluslu tekellere karşı ‘Adil Ticaret’
– Kuzey çikolata, Güney ekmek derdinde
– Fokları, katliamdan kurtaralım!
– Nükleer denemelerin faturası: Doğal felaketler
-Türkiye’de de nükleer silah istemiyoruz!
– İsrail dünyanın 6’ncı büyük nükleer silahına sahip!
– Faşizm neden Almanya’da kök saldı?
– Demirel davasında tekelci medya da suçludur

731070cookie-checkİstanbul’un turizmi bu atölyede şekilleniyor

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.