AKARYAKIT ZAMLARI: “BİZ NEREDE YANLIŞ YAPTIK ?”

Prof. Dr. Mustafa Durmuş – Sayıları 16 milyonu bulan emeklilerin maaşlarına (yalnızca kök maaşlara) yapılan zamların yüzde 25 ile sınırlı tutulmasından ve aynı gün KDV oranlarının artırılmasından dolayı hayal kırıklığına uğrayan milyonlar, dün gece petrole yapılan büyük zamlarla muhtemelen şoka girdiler.
Örnek olarak, Ankara’da benzinin vergiler dâhil litre fiyatı 34,48 TL, motorinin litre fiyatı 32,80 ve LPG’nin litre fiyatı 13,90 oldu.(1) Kısaca, “pompa fiyatları” olarak tabir edilen perakende petrol fiyatları ortalama yüzde 20 arttı. Bu da daha önce 1,500 TL’ye doldurulan bir otomobilin yakıt deposunun artık 1,800 TL’ye doldurabileceği anlamına geliyor.
Ayrıca son 16 ayda benzinin litre fiyatının yüzde 79, motorinin litre fiyatının yüzde 89,6 ve LPG’nin litre fiyatının yüzde 90,4 arttığının altını çizelim.
BU FAHİŞ ZAM NİYE?
Peki, insanımız bunca büyük bir ekonomik sıkıntı yaşarken bu fahiş zamlar neden yapıldı? Acaba yine “dış güçlerin saldırı altında mıyız” yani dünyada petrol fiyatları artırıldığı için mi bizde de fiyatlar attı? Ya da petrol dağıtımı yapan şirketler kâr marjlarını mı yükselttiler?
Aslında ikisi de değil.
Bilindiği gibi, akaryakıt pompa fiyatlarını belirleme yetkisi bir regülatör kamu kuruluşu olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) ait. Yani bu kurum normalde piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak belli kâr marjlarıyla pompa fiyatlarını belirliyor. Kurumun sitesinde kâr marjlarında bir değişikliğe gidildiğine dair bir yeni bilgi mevcut değil. O halde, akla ilk gelen neden dünyada petrol fiyatlarının arttığı.
Zira Covid-19 salgını sırasında ve Ukrayna savaşı sonrasında dünyada ham petrol fiyatları varil başına 130 dolara kadar yükselmişti. Buna rağmen Mart’ta (Ukrayna savaşı devam ederken) benzinin Türkiye’deki litre fiyatı 19,3 TL idi.
DÜNYADA PETROL FİYATLARI ARTMIYOR
İşin gerçeği bu aralar dünyadaki ham petrol fiyatları artmıyor, hatta son bir iki gündür düşme eğiliminde. Öyle ki Brent petrolünün varil fiyatı (bizde petrole zam yapıldığı saatlerde) yüzde 2’ye yakın düştü ve varil başına 78,5 dolar oldu. (2)
Bir diğer neden TL’nin dolar karşısında değer kaybının sürmesi olabilir zira petrol sadece dolar ile satın alınabiliyor ve kur arttıkça petrolün maliyeti de artıyor. Nitekim bir süredir izlenen yanlış ekonomi politikaları yüzünden ülke ekonomisi bir döviz krizinin eşiğine geldi ve dolar kuru 26,2 TL’ye kadar yükseldi.
VERGİLER 3 KAT ARTIRILDI
Ancak “Şeytan ayrıntıda gizlidir” misali asıl neden bu da değil. Ayrıntıya girdiğimizde petrol fiyatlarındaki bu artışın asıl nedeninin dün gece benzin, motorin, LPG fiyatlarına yapılan devasa zamlar olduğunu görüyoruz.
Öyle ki daha bir hafta önce petrol ürünlerinden alınan Katma Değer Vergisi (KDV) oranının yüzde 18’den yüzde 20’ye yükseltilmesi yetmiyormuş gibi, benzinden litre başına 2,52 TL olarak alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) 7,52 TL’ye, motorinde 2,05 TL olan ÖTV 7,05 TL’ye ve LPG’de 1,77 olan ÖTV 5,77 yükseltildi. (3)
Özetle ÖTV; benzinde yaklaşık 3 kata, motorinde 3,4 kata ve LPG’de 3,3 kata yakın, yani ortalama 3 kat artırıldı. Fiyatları artıran tek etken de bu aslında.
VERGİ YÜKÜ YÜZDE 45’E ÇIKTI
Bu üç akaryakıttan alınan toplam verginin yükü bu son vergi zamlarıyla birlikte yüzde 45 oldu. Yani aldığımız her litre akaryakıtın fiyatının neredeyse yarısı vergilerden oluşuyor.
İşin kötüsü vergi artışları petrolden alınan ÖTV oranlarının 3 kat civarında artırılmasıyla sınırlı kalmayacak. Nitekim bugün de doğalgazdan alınan ÖTV oranları artırıldı. Otomotiv ürünleri ve elektronik eşyadan alınan ÖTV de artırılacak (bu konu Murat Batı hocanın son yazısında detaylı bir biçimde ele alınıyor) (4)
KAMU MALİYESİ KRİZİ DEVREDE
Neden mi? Çünkü artık döviz krizinin yanı sıra, bunun ikizi olan “kamu maliyesi krizimiz de var. Öyle ki bu yıl ki bütçe açığı 1,5 trilyon TL’nin üzerine çıkacak ve bu açık öncelikle bizlerden alınan bu ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergilerle kapatılacak. Satılabilirse T. Varlık Fonu’nda yer alan kârlı şirketler yabancılara satılacak. Yani özelleştirme yapılacak, oradan gelir temin edilecek. Bunun yetmediği yerde Cumhurbaşkanına verilen yaklaşık 2,2 trilyon TL’lik borçlanma yetkisi devreye girecek. O da yetmezse Merkez Bankası para basacak.
Tüm bunların enflasyonu daha da artıracağı, TL’nin daha fazla değer kaybına neden olacağı ve cari açığı daha da büyüteceği açık. Açık olan bir şey daha var o da başta emekçiler olmak üzere toplumun büyük çoğunluğunu çok zor günlerin bekliyor olması. Yapılan memur zamları şimdiden erimeye başladı, daha da yükselecek olan enflasyon ve artacak olan hayat pahalılığı ile yüzleşmeye devam edeceğiz.
Şimdi “biz nerede hata yaptık” diye sormanın tam zamanıdır…
____________________
DİP NOTLAR:
(3) 7390 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı, RG sayı 32250 (15 Temmuz 2023).
2703740cookie-checkAKARYAKIT ZAMLARI: “BİZ NEREDE YANLIŞ YAPTIK ?”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.