Akıncı, Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların adada erken zamanda bir çözüme ulaşmak için çaba sarf etmesi gerektiğini, aksi halde ileride iki toplum arasındaki yabancılaşmanın daha da artacağını söyledi.
BDH Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre Kıbrıslı Türkler ile Rumların, soruna başkalarınca çözüm önerisi getirilmesini beklemek yerine, birbirlerini dinleyerek uzlaşı yollarını bulmasının şart olduğunu kaydetti.
Akıncı, “Bu ülkenin insanları olarak bizler çözüm yolunda adım atamaz ve çözümün dışarıdan gelmesini beklersek, kaybeden yine bizler olacağız. Tüm Kıbrıslılar bu gerçeğin farkına varmalı ve ona göre hareket etmeli. Eğer istersek başarabiliriz” diye konuştu.
Classic Otel’de dün akşam düzenlenen konferansta konuşan Mustafa Akıncı, bir süre önce açıkladığı “Kıbrıs’ta normalleşme paketi” ve son gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Yeni Kıbrıs Derneği Başkanı Thukis Thukidides’in açış konuşmasıyla başlayan ilginin yoğun olduğu konferansta, Rum Yönetimi Dışişleri eski bakanlarından Nikos Rolandis, AKEL Milletvekili Takis Hacıyeorgiu, eski bakanlardan Marios İliades ve PEO eski Başkanı Pavlos Dinglis de hazır bulundu.
BDH Genel Başkanı Akıncı, 1 Mayıs 2004’te Kıbrıs’ın bölünmüş bir ada olarak AB’ye tam üye olması ve Türkiye’nin 3 Ekim 2005’te üyelik müzakerelerine başlamasıyla ortaya yeni parametrelerin çıktığını, bunlara göre de yeni siyasetler gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti’yle ilişkilerini normalleştirirken, Kıbrıs’ın da kendi içinde normalleşmesi gerektiğini anlatan Akıncı, 1960 Cumhuriyeti’nden kaynaklanan hakların Kıbrıslı Türkler dışındaki diğer tüm taraflarca kullanıldığını, toplumsal hakları talep edip, bunlar üzerinden iki kesimli, iki toplumlu federasyona gidilebileceğini ifade etti.
Akıncı, Rumların yetki, Türklerin de toprak paylaşmaya hazır oldukları mesajı vermesi gerektiğini kaydetti.
BDH Başkanı Akıncı, Güney Kıbrıs’ta 1974’te hayatta olanların yüzde 30’unun bugün hayatta olmadığını, 1974 sonrası doğanların ise toplam nüfusun yüzde 40’ını oluşturduğunu belirterek, bu gidişle 10-15 yıl sonra birbiriyle ilişkisi olmayan ve geçmişi bilmeyen toplum yapıları ortaya çıkabileceğine dikkat çekti.
