Akşener’le masaya oturmak

Nuray Sancar / Evrensel – CHP’li Gürsel Tekin’in ‘HDP’ye bakanlık verilebilir’ sözü üzerine, önce İyi Parti Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu sonra da Meral Akşener HDP ile aynı masada olmayacaklarını söylediler. İyi Parti yöneticileri HDP eşittir PKK, oradan eşittir terör çıkarımıyla kurulu geleneksel devlet politikasından bir milim uzaklaşmış değil. Zaten bu formülü Akşener de aynen tekrarladı.

Akşener’in seçime on kala HDP-ayar düğmesine bu kadar sert basmasının nedeni, kendi ifadesiyle, Cumhur İttifakı ve ‘muhalefetin’ onu ve partisini HDP ile terbiye etmek istemesiyle ilgili. Akşener böyle bir pres altında kaldığını vurguladı ve ‘HDP’ye bakanlık verilebilir’ diyerek bu tartışmayı başlatan Gürsel Tekin’in partisinin görüşünü dile getirdiğini iddia etti. Yani suçlama Tekin’i aşıp partisine kadar uzandı.

Ne HDP ne CHP’nin aynı masaya oturmak gibi bir beyanı olmuş, her ikisi de böyle iddiaları defalarca geri çevirmiş, dahası HDP’nin de içinde olduğu bir Emek ve Özgürlük İttifakı kurulmuşken Akşener’in masasına HDP’yi iliştirmeye çalışan var mı acaba?

HDP ile ilgili piyasa söylemlerinin büyük çoğunluğunun HDP kaynaklarıyla ilgisi yok aslında. Zaman zaman resmi açıklama değeri taşımayan demeçler HDP içinde dile getiriliyor olsa da memleketin tablosu Meral Akşener’in söylediğine daha çok uygun. HDP herkesin birbirine karşı sopası, sınav sorusu, terbiye müfredatı vesaire. O halde Meral Akşener için de geçerli bu!

Millet İttifakının 6’lı masasında ne oluyor bilemeyiz. Ancak zaman daraldıkça, ertelenmiş pazarlık konularının gündeme gelmeye başladığını söylemek yanlış olmaz. Kimisi bunu Mansur Yavaş’ın adaylığıyla ilgili bir çekişme olarak anlıyor. Diğer yandan şehir şehir dolaşarak cümle esnafın elini sıkan Meral Akşener’in medyadaki görünürlüğüne bağlı olarak partisinin oy oranındaki artış masada inisiyatif ve nüfuzun yeniden tartışılabileceği bir zeminin de doğduğuna işaret ediyor. Bu masadaki paylaşım mücadelesi muhtemelen kızışıyor.

Diğer yandan İyi Partinin şimdiye kadar suya sabuna dokunmadan, esnaf dinleyerek, çarşı pazar muhalefeti yaparak, yasaklamalara ilişkin demeçler vererek geldiği ‘kalkınma dönemi’nin şu evresinde, memleketin birikmiş bir dizi sorunu kesin çözümler bekliyor. Yüzde 181’e dayanmış enflasyondan halk inlerken kârları yüzde 500’e varan oranlarda artan bankalar ile büyük sermaye arasında açılan bölüşüm uçurumu nasıl kapanacak? İyi Parti özgürlükler konusunda içinden doğduğu MHP’den farklı mı? ‘Bir gece ansızın geleceğiz’ diye ifade edilen tehditkar dış politikanın argümanlarını ne kadar benimsiyor? Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş derken HDP’nin meşru görülmemeye devam ettiği bir sistem mi öneriyor? HDP’li Saruhan Oluç’un dediği gibi İyi Parti HDP’li bir masada olmuyorsa HDP’li Mecliste de olmayacağım diyecek mi?

AKP ve iktidarı paylaştığı müttefikleri HDP’siz bir Kürt nüfus hayal ediyorlar. Böyle bir hayalin realitede karşılığı yok. Ama bu realiteyi yaratmak için şiddet ve dışlama politikası kullanılmaya devam ediyor. Bu politika özellikle ekonomik ve siyasi olarak kritik dönemeçlerde ateşleniyor. HDP ve Kürtler onlarca partiye bölünmüş egemen siyasetin ve ikiye kutuplaşmış sosyal hayatın içtima borusu. HDP-Kürt-terör- geçen cümleler kurulmaya başlandığı anda Yenikapı sahnesi otomatik olarak açılabiliyor. Malum yine öyle zamanlardan biri.

Meral Akşener’in elinde de başka bir terbiye cihazı bulunmadığı için 6’lı masaya HDP biçiminde görünen kartlarını açtı. Susurluk kazasından sonra kendi deyimiyle ‘bakiye toplamak’ üzere İçişleri Bakanlığına getirilen, bölgede yargısız infazlar, insan kaçırmaların yoğunlaştığı, Beyaz Toroslarla simgelenen ‘90’lı yılların kritik bir döneminde Tansu Çiller ile çalışan, Susurluk bakiyesi topladığı sıralarda Abdullah Çatlı ile yakınlığı süren Meral Akşener bu. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan onunla ilgili ‘Ben eşimi faili meçhul cinayetler döneminde kaybettim. Akşener o dönem hükümetteydi” demişti. Meral Akşener faili meçhullerle ilgili bir soruyu ise şöyle yanıtladı: ‘Ben, tarihin en uzun, en geniş, en kapsamlı sınır ötesi harekatına imza atmış bir bakanım. Bazıları diyor ki sosyal medyada ‘Meral Akşener MHP’ye genel başkan olmasın, faili meçhullerin sorumlusu odur’ diyorlar. Ne derseniz deyin hepsi kabulümdür. Bu ülke için, bu milletin birliği beraberliği için bir şey yapılması gerekiyorsa yapmışımdır, sorumluluğunu da sonuna kadar alıyorum.”

HDP bu durumda Meral Akşener ile masaya oturmayı aklından geçirmesin zaten.

Ne var ki Kürt sorununun derin devlet-MİT, aracılar-taşıyıcılarla masaya yatırılmasının bedelini hem halkın geneli hem de Kürtler pahalıya ödedi. Bu sorunun eşitlik temelinde çözümünün koşulu açık siyasi ortam ve hukuki güvence. Biraz akıl varsa bunu herkes görür. Buna rağmen HDP, masanın kendisi, altı, ayağı filan diye demeçler veriliyorsa o da HDP ile birilerini terbiye etmek, pazarlık yapmak ya da bazı gerçekleri gizlemek istiyordur. En azından şiddet politikasının işlemesinden yanadır.

2631850cookie-checkAkşener’le masaya oturmak

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.