Platformdan yapılan yazılı açıklamada, aynı bölgeye 20 yıl önce Japonlar tarafından termik santral kurulmak istendiği, ancak bu girişimin hem hukuksal mücadeleler hem de halkın geniş katılımıyla gerçekleştirilen demokratik eylemler sonucunda alınan yargı kararıyla sonuçsuz kalarak inşaatın durdurulduğu hatırlatıldı.
Yargı kararına rağmen aynı girişimin 20 yıl sonra yeniden canlandırıldığını ve başta EPDK’dan lisans alan bir firma tarafından olmak üzere, bölgeye birçok termik santralin kurulmasının planlandığının savunulduğu açıklamada, mevcut sanayi kuruluşları nedeniyle bölgenin zaten yeterince kirlendiği, kurulacak termik santralin, sadece bu bölgeye değil tüm Menemen Ovası’na, İzmir’e, İzmir Körfezi’nin güney ve kuzey kıyı bölgesine çok ciddi zararları olacağı ileri sürüldü.
Açıklamada, “toplumsal ve zorunlu bir ihtiyaç olan elektrik üretiminin, sosyal politikalardan vazgeçilerek özel şirketlere devredilmesinin, şirketlerin rant amaçlı yaptıkları yatırımlar nedeniyle yaşamın talan edilmesine” yol açtığı iddia edilerek, “20 yıl önceki yargı kararlarını hiçe sayarak, daha Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu bile almadan elektrikten rant elde etmeye ve zeytin ağaçlarını katlederek termik santral kurmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz” denildi.
