Alperenden asil gence yanıt

Ülkenin gidişatı ile ilgili tartışmalara ve günümüzde ki hassas konulara; okurlarımız arasında ki gençlerimiz, zaman zaman göndermiş oldukları maillerle, kişisel görüş açılarından yorumlarını ortaya koymaya devam ediyorlar.


Adresimize gelen akıl süzgecinden geçmiş, kabul edilebilir duygu ve heyecanlarla bezenmiş ve uygarca yazılmış genç okurlarımızın maillerine, köşemizde olanaklarımız ölçüsünde, fırsat buldukça yer vermeyi yazarlık görevi sayıyoruz.


Bundan ötürü de büyük keyif duyduğumuzu, burada içtenlikle belirtmek istiyoruz. Çünkü geçlerimizden genellikle çok güzel ve anlamlı mailler geliyor… Onlar bizim geleceğimiz…


“Gözyaşlarıyla okunan satırlar” başlıklı yazımız nedeniyle, Sakarya’dan maille görüşlerini aktaran 20 yaşında ki gencimiz A.B. nin görüş ve düşüncelerine; “Asil Bir Gencin Mektubu” başlıklı bir sonra ki köşe yazımızda yer vermiştik. Asil gencimize, kendisinin ülkücü adayı, alperen olduğunu belirten bir gencimizden yanıt geldi.


Görüşe görüş eklemek için gelen maili yorum yapmadan aynen aşağıda aktarıyoruz.


“Burhan Bey
Ben Ankara Üniversitesi’nde okuyan 21 yaşında bir gencim. İnternet sitesinde yayınlamış olduğunuz mektubu okudum.O maili atan arkadaşıma hak veriyorum. Fakat şu da unutulmamalıdır ki, bu vatanın müdafaasında, elbette ki Ulu Önder Atatürk’ün katkısı büyüktür. Ancak onu eğiten, yetiştiren bir imparatorluk vardı.


Sevgili arkadaşımın mailinde Osmanlı hakkında biraz da haksız davranıyor galiba. Osmanlı yönetimi konusunda onları Türk olmamakla suçluyor. Hadisenin biyolojik boyutuna bakılırsa, bu ülkede öz be öz Türk bulmakta zorluk çekeriz.. Osmanlı imparatorluğu artısı ve eksisi ile tarihe damgasını vurmuş bir Türk cihan imparatorluğudur.


Bu millet yoktan var edilmedi, Aksini düşünenler yanılmış olurlar. Geçen dönem ki Başbakanımız Bülent Ecevit, Vahdettin’in hain olmadığını, ellerinde devlet arşivleri bulunduğunu yıllar sonra açıklamıştır.


Bu vatan, birlik ve beraberlik doğrultusunda bağımsız Türkler tarafından kurulmuştur. Elbette ki Ulu Önderimiz Mustafa Kemal’i inkar yoluna gitmek hainliktir. Belki de o olmasaydı, başka yönetimler altında kalabilirdik ama bunun da uzun süreli olacağı düşüncesinde değilim. Çünkü biz zaten tarihe bakıldığı zaman çok defa rüştümüzü ispatlamış bir neslin torunlarıyız. Ulu önderin yanında vatan için gözünü kırpmadan çarpışan ve bizlere bugünleri emanet eden atalarımıza selam olsun, ruhları şad olsun. Bu noktada önemli olan Türk milletinin milli şuur ve iman gücüdür.


Ben ülkücü adayı bir gencim ve düşüncelerim bu. Umarım siz de mailime cevap atarak düşüncelerim hakkında yorumunuzu belirtirsiniz. Görüşmek üzere… Allah’a emanet olun. “


Gencimizin mektubu (maili) böyle…


Atatürk’ün yüceliğini ve Türk milleti için yaptıklarını, minnet ve şükran duygularıyla her zaman yüreğinde taşıyan… Türk olmayı, Türk’lüğün gururunu ruhuna perçinlemiş, şanlı bayrağımızın ve bu vatan topraklarının her karışında dalgalanışını gördüğünde içi titreyen, gözleri yaşaran herkes: Görüşü, düşüncesi, ırkı, mezhebi, etnik kimliği ne olursa olsun, sosyal davranışlarıyla ve yaşam biçimiyle, toplumda vatandaşlık görevlerini de yerine getiriyorsa… Bizim için sevgiye ve saygıya layık kimsedir.


Atatürk’e yürekten bağlı olduğunu gördüğümüz bu iki gencimizin, maillerle ortaya koymuş oldukları düşüncelerine, biz burada bir yorum getirmek istemiyoruz. Gençlerimiz tartışsın, düşüncelerini ortaya koysunlar, okurlarımız takdir etsin… İki değerli gencimizin şahsında tüm gençlerimize sadece şunu söylemek isteriz.


Hiçbir zaman Yüce Atatürk’ün ilkelerinden ve çizmiş olduğu yoldan ayrılmayın. Atatürk asrın lideri olarak tarihe geçmiş bir Türk dehasıdır. Onunla her zaman gurur duyun ve ona dil uzatan hain emelli içte ki ve dışta ki kişilere fırsat vermeyin!


Çünkü sizler damarlarında asil kan taşımakta olan TÜRK GENÇLERİSİNİZ!


Bir hatırlatmamız da şu olacak. Şu Çılgın Türkler kitabını mutlaka okuyunuz!


İki yıl kadar önce Kenya’nın bozkırlarında seyahat eden ve oranın yerlileri ile bir süre yaşayan ve yaşadıklarını Alaba adıyla kitaplaştıran Gülay Yenilmez adlı Türk kadının, Kenya’nın küçük ve tenha bir kasabasında görmüş olduğu sahne, göz yaşartıcı!


Issız yollarda arabayla bir kılavuzun refakatinde yol alırken küçük bir kasabadaki molalarında, ihtiyaçları için bakkal ve kahvehane karışımı bir dükkana girmişler.
Duvarda asılı çerçeveli iki resme gözleri takılmış.
Bunlar ne resmiymiş sevgili okurlar biliyor musunuz?
Biri ATATÜRK’ün askeri üniformalı fotoğrafı!
Öbürü de Galatasaray’ın (UEFA) şampiyonluk fotoğrafı!
Kitapta ki o bölümü okurken, gözlerimizin yaşarmasına engel olamadık!
Gurur yaşlarıydı!…
Daha ne diyelim?


 


E-mail: [email protected] 


 

688630cookie-checkAlperenden asil gence yanıt

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.