Ban’ın açıklaması farklı yorumlanmış

Alithia, “Hristofyas ‘Paralel’, Eroğlu ‘Bilirkişiler’… Eroğlu-Hristofyas Görüşmesi Önümüzdeki 15 Gün İçerisinde” başlığıyla yansıttığı haberinde, tarafların birbirine zıt değerlendirmelerinin “paralel müzakereler” ve “bilirkişiler” ifadesinde saptandığını yazdı, özetle şunları savundu:

“Kıbrıs Rum tarafı, Derviş Eroğlu için ilk testin; Toprak ve Mülkiyet başlıklarının ‘paralel müzakeresi’ olacağı görüşündedir. Başkan Hristofyas’ın bu konuyu Kıbrıslı Türk liderle; şubat ayının ilk haftası veya ilk on gününde belirlenecek görüşmesinde gündeme getirmesi bekleniyor.

Başkan Hristofyas elinde; Toprak ve Mülkiyet başlıklarının paralel müzakere edilmesi konusunda BM Genel Sekreteri’nin olumlu yaklaşımının bulunduğu düşüncesiyle; Kıbrıslı Türk lider ile Cenevre üçlü görüşmesinden sonra yapacağı ilk görüşmede gündemin en üst sırasına koyacak.

Bilgi sahibi kaynaklara göre BM Genel Sekreteri, iki liderin paralel müzakereyle ilgili görüşlerini dinledikten sonra -bilindiği gibi Kıbrıs Rum tarafı Mülkiyet-Toprak başlıklarını, Kıbrıs Türk tarafı da Toprak-Güvenlik başlıklarını tercih ediyor- Toprak ve Mülkiyet başlıklarının paralel görüşülmesini kendisinin de mantıklı bulduğunu söyledi. Eroğlu, kabul edip etmediğini söylemedi, bu müzakere masasında ortaya çıkacak.

Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu dün, Hristofyas’ın Toprak ve Mülkiyet’in birleştirilmesi yaklaşımını BM Genel Sekreteri’nin de benimsediğini ifade etti.

Derviş Eroğlu’nun ise Mülkiyet’teki bilirkişiler konusunu ortaya koyması bekleniyor. Bu, Başkan Hristofyas’ın Cenevre görüşmesi sırasında reddettiği bir şeydir. Genel Sekreter tam olarak; BM bilirkişilerin müzakerelere katılarak ve müzakere masasında hazır bulunarak mülkiyet konularına iştiraklerini önermişti.

Başkan Hristofyas bunu reddetti ancak müzakerelere katılmamaları şartıyla, bilirkişileri hoş karşıladığı izahında bulundu. Bilirkişilerin rolünün; her bir tarafın gerekli görmesi ve bilirkişilerin görüşlerini istemesi durumunda, iki tarafa yönelik danışmanlık düzeyinde sınırlı kalmasını önerdi.

Kıbrıs Rum tarafı Genel Sekreter’in bunu kabul ettiğini ve Ban’ın, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada ilgili terminolojiyi bu nedenle kullandığı görüşünde.”

RUM YÖNETİMİ BM’NİN ORTA YOL BULMA NİYETİNDEN ENDİŞE DUYMUYOR

Politis ise, BM çevrelerinin; BM bilirkişilerinin de müzakere masasına oturmaları ve mülkiyet konusunda teknik yönlerinde hazırladıkları önerilerin görüşülmesi ile Kıbrıs Türk ve Rum taraflarının mülkiyet başlığındaki tezleri arasında bir orta yol ileri götürme arzusunda olduğu yolundaki haberlerin Rum Yönetimini tarafından dikkatle ve sağduyuyla yorumlandığını yazdı.

Gazete “Hükümet BM’nin Muhtemel ‘Orta Yol’ Bulma Niyetinden Endişe Duymuyor… Mülkiyet Konusunda Kontrollü Karışıklık” başlığıyla yansıttığı haberinde, Rum Sözcü Stefanos Stefanu’nun, bu aşamada mülkiyet konusuna hiçbir aktif katılım, hiçbir arabuluculuk, hiçbir hakemlik olmadığını söylediğini yazdı.

Gazeteye göre BM Genel Sekreteri’nin, Cenevre görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada sadece; mülkiyet konusunda emirlerine verebileceği bilirkişileri değerlendirmeye cesaretlendirdiği ifadesine atıfta bulunan Stefanu, “Şu anda var olan gerçek budur. Ban liderleri; bilirkişilerin mülkiyet müzakerelerinde masada olmalarını kabule çağırmadı çünkü Başkan Dimitris Hristofyas Cenevre’de; böyle bir hareketin bir çeşit hakemliği gündeme getirebileceğini söyleyerek bu perspektife tepki gösterdi” dedi.

Stefanu’nun yorumlamaktan kaçtığı şeyin; BM çevrelerinin, iki tarafın tezleri arasında bir orta çözüm bulunması için BM’nin mülkiyete müdahalesine iyi gözle bakmaları olduğunu yazan gazete “Gazetemiz, Kıbrıs Rum tarafının da bu niyetlerden haberdar olduğunu ancak istikrarlı tepkisinin bu tür bir gelişmeyi alaşağı edeceği düşüncesinde olduğunu bilebilecek durumdadır” diye yazdı.

Habere göre Rum iç cephesindeki tepkilerin, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu yönetime ilişkin belgelerin Rum tarafınca verimsiz olarak nitelendirilmesine karşın Genel Sekreter’in ilerleme saptaması üzerinde yoğunlaştığının hatırlatılması üzerine Stefanu, şunları söyledi:

“Hepimiz açıklamayı çok dikkatle okumalıyız. Genel Sekreter Kasım ayında gerçekleşen son görüşmelerinin (New York) ardından ilerleme olduğuna dair genel bir ifade kullandı, bu ilerlemenin sınırlarını belirlemedi, büyük mü veya küçük mü olduğunu, hangi meselelerde olduğunu söylemedi.”

Stefanu’ya, Genel Sekreter’in neden yönetimde gerileme saptamadığı ve ekonomideki ilerleme saptamasını tercih ettiği de soruldu. Bunu, BM’nin değişmez bir yaklaşımına dayanarak yaptığını söyleyen Stefanu “müzakerelerin devam etmekte olduğu, BM’nin ve Genel Sekreter’in müzakerelerin ilerlemesi için iki tarafı desteklemeye devam etmek istediğinin beyan edilmiş olduğu bir zamanda bu şekilde konuşması çok doğaldır” ifadesini kullandı.

“NE MÜLKİYETTE NE DİĞER KONULARDA HAKEMLİK VAR”

Haravgi ise, “İlerleme Yapıcı Tavır Gerektirir.. Hükümet Sözcüsü: Mülkiyette veya Diğer Konularda Hiçbir Hakemlik Yok” başlıklı haberinde Stefanu’nun dünkü açıklamasına yer verdi.

TC Devlet Bakanı ve Baş Müzakereci Egemen Bağış’ın, Kıbrıs Türk tarafının Cenevre’de iyi gittiği açıklamasını yorumlarken, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun KKTC’ye dönüşünde Kıbrıs Türk tarafının hedeflerinin gerçekleşmediği yolunda bir açıklama yaptığını söyleyen Stefanu, “Kıbrıs Rum tarafının kendi planı var ve Başkan Hristofyas Genel Sekreter ile görüşmede; ilkeleri ve çözüm çerçevesi ve zemini dışında; çözüme ulaşılacak prosedürü de öngören BM kararlarını savundu ve bu sonucu aldık” dedi.

Stefanu dünkü Rum basınında yer alan ve BM’nin, bilirkişilerinin mülkiyet müzakerelerinde liderlerle birlikte müzakere masasına oturmalarına sıcak baktığı yolundaki haberle ilgili olarak ise şunları söyledi:

“Tekrar ediyorum. Hiçbir hakemlik, hiçbir arabuluculuk yok. Bilirkişiler de müzakere masasına oturmayacak. Genel Sekreter’in, müzakere masasında olmayacakları; bu yardıma ihtiyacı olması halinde her bir tarafın bunu ayrı ayrı değerlendirebileceği ifadesi netti. Yani bizim tasarrufumuzda.”

Stefanu’ya, Hristofyas’ın Rum Ulusal Konseyi’ni toplantıya çağırıp çağırmayacağı da soruldu. Hristofyas’ın, Cenevre’de dahi; siyasi liderlere bir ilk bilgilendirme yaptığını ve daha sonra detaylı şekilde bilgilendirmeye devam edeceğini söyledi.

DİKO Başkanı Marios Karoyan yurtdışında olduğundan partinin, Cenevre üçlü görüşmesi konusunda bilgilendirilmediği şeklinde parti tarafından yapılan açıklama hatırlatıldığında ise Stefanu, DİKO ve Rum Meclis Başkanı Marios Karoyan’a, Güney Kıbrıs’a dönüş yolunda olduğundan kısaca bilgi verildiğini ve bunu; daha geniş bilgilendirmenin yapıldığı ikinci bir telefon görüşmesinin takip ettiğini belirtti.

Simerini ise, Stefanu’nun açıklamasına “Çıkmazı Engellemek İçin İlerlemeden Bahsediyor… Hükümetin Genel Sekreter’in İfadesi Konusunda Tuhaf Muhakemesi” başlığı altında yer verdi.

Habere göre Stefanu, Rum Yönetiminin, Genel Sekreter’in Kıbrıs sorununun çözüm müzakerelerinin gidişatına ilişkin raporunu sunmasına kadar, yürütülmekte olan müzakerelerde ilerleme olması beklentisi içerisinde olduğunu ancak ilerleme olabilmesi için “Hristofyas’ın müzakere masasında gösterdiği yapıcı niyet ve yaklaşımı Türk tarafının da göstermesi gerektiğini” savundu.

Gazete Rum siyasi partilerinin Cenevre görüşmesinden sonra halen puslu bir görüntü içerisinde, değerlendirmeler ve daha ileri adımlara dair tavsiyelerde bulunmakta olduklarını yazdı.

Gazete DİSİ’nin, ilerleme olabilmesi için özellikle AB’nin prosedürde etkin yer alması ve Türkiye’nin müzakere masasında olması görüşü üzerinde durduğuna işaret etti

Rum tarafındaki iki büyük partinin (AKEL ve DİSİ) konuyla ilgili tavırlarının bilindiğini, aradaki DİKO’nun gelişmelerden boğulduğu hissiyatı taşıdığını belirten gazete, Nikolas Papadopulos (DİKO Başkan Yardımcısı), Yannakis Omiru (EDEK Başkanı), Dimitris Şilluris (EURO.KO Başkanı) ve Çevreciler Hareketi’nin 37 yıldan sonra ilerlemeden söz edilebilmesi için ne kazanıldığı sorusunu sorduklarına dikkat çekti.

Habere göre EURO.KO Başkanı Şilluris “Prosedürün, Eroğlu’nun 4’lü konferans önerisi ile yaptığı gibi müzakerecilerin prosedürde değişiklik önermelerine müsaade edip etmediği büyük bir soru işaretidir” dedi.

Politis ise, DİKO sekreterliğinin, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’tan Cenevre görüşmesiyle ilgili bilgi almak üzere 1 Şubat Salı günü Rum Başkanlık Köşkü’ne çıkacağını yazdı.

Gazete 1 şubat randevusunun, Hristofyas ve DİKO Başkan Marios Karoyan arasında dün sabah yapılan yeni telefon görüşmesinde ayarlandığını belirterek Karoyan’ın, milletvekilliği seçimlerine yönelik aday belirleme çalışmaları çerçevesinde DİKO Merkez Komitesi’ne; Hristofyas’ın Cenevre ile ilgili kendisine söylediklerini aktardığını belirtti.

Alithia’ya göre EDEK Başkanı Yannakis Omiru, Kıbrıs sorunundaki durumun, Rum tarafını; kendi kendini 2004’teki referandumlardakine benzer yeni bir maceraya sürükleyebilecek şekilde, tuzağa düşürmeye sürüklemekte olduğu görüşünü vurguladı.

Kıbrıs sorununun “hat safhaya geldiği” görüşünü de ortaya koyan Omiru, Türk tarafının “uzlaşmazlığının tırmandığını”, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun müzakere masasına taksimci ve konfederatif tezler koyduğunu, Genel Sekreter’in ise ilerleme saptadığını ileri sürdü.

1520620cookie-checkBan’ın açıklaması farklı yorumlanmış

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.