Bir türlü çürümeyen kapitalizm

Türkiye’ye yerleşeli beri, canımı iyice sıkmaya başladı şu Emperyalizm. Olur olmaz herkesin ağzında mübarek. MHP’liler bile dehşetcengiz birer anti-emperyalist olmuş. Meğer ne çok emperyalizme karşı insan varmış cânım memleketimde.

Bizim kuşak onu çürüyen Kapitalizm ve Kağıttan Kaplan olarak tanıdı. Birincisi Lenin’in, ikincisi Mao’nun ifadesiydi. Bu deyişler bilinçaltımıza öylesine işlemiş ki, bu gün dahi ciddi şekilde sancısı çekilmekte . Çürüyen Kapitalizm söylemi, Kapitalizmin rekabetçi dönemde içerdiği devrimci özü yitirip, gericileşmesi ve hatta zamanla içinden faşizmi de çıkararak, geriye dönüşü olmayan (kanlı ve zora dayanan) bir yola girişinin açıklamasıydı. Emperyalizm, çürüyen Kapitalizm idi. Kapitalizmin en gerici, en yoz ve tekelci aşaması idi. Demem o ki, böyle bilirdik biz bu işi ve zamanın iki kutuplu dünyası bu algılamayı oldukça kolay kılıyordu.
Bunu böyle bilmeyen bir tek, (ikisi de bizim kuşaktan değil tabii ) Alman Marksist ve Sosyal Demokrasi kuramcısı Karl Kautsky vardı, bir de Troçki. ( bkz. Ultra Emperyalizm teorisi. ) Zaten Lenin Kautsky’i döneklikle suçladı, Stalin ise Troçki’yi. Emperyalizm adlı çalışmasında Lenin; Kautsky’nin ‘barışçıl kapitalizm’ anlamına gelen düşsel ‘ultra emperyalizm’ini ileri sürerek yığınları kandırdığını, onları kapitalizm konusunda umutlandırdığını söylüyordu . Buharin’in Emperyalizm adlı kitabına yazdığı önsözde, ultra emperyalizmin soyut olarak olanaklı olabileceğini söyleyen de Lenin’di oysa. Ancak Lenin yine de, emperyalist sistemin o aşamaya varmadan çökeceğini ve kapitalizmin sonunun geleceğini düşünüyordu.

Zurnanın zırt dediği yere nihayet gelebildim. Lafı bu kadar uzatmamın nedeni anlaşılmıştır sanırım. Bizim kuşağın Emperyalizme karşı kolunu kavuşturup, bu melanetin kendi kendine çürümesini beklediği söylenemese de, yine de biraz olsun bir çürüme fena olmazdı doğrusu. ( kastettiğim elbette materyalist çürüme, ahlakî değil ) Bu gün geldiğimiz nokta, bu kapitalizm ve emperyalizm teorilerinin son kullanım tarihinin çoktan geçtiğini göstermiyor mu? Bu gün, emperyalizm dediğimizde neyi kasdediyoruz sahi ?

Şimdi anlatacaklarım durup dururken olmadı ve kapitalizm bu kadar da harikulade değil, biliyorum.

Ancak, Sosyalizm olduğunu iddia eden ve çürüyüp giden rejimlerin aksine, değişen, dönüşen, küreselleşen ve bağrından çıkan hemen her akımı kendisine entegre eden bir sistemle karşı karşıyayız. Yani çürümek şöyle dursun, gün be gün kendini aşan bir kapitalizm var bugün. Arzını da talebini de kendisi yaratıyor. Kullanımı inanılmaz derecede zahmetli ürünler piyasaya sürüyor. Malını satmak için, bu güne kadar görülmemiş derecede sofistike yöntemlere başvuruyor. Dünyanın bütün uluslarından, dil, din ve kültürlerinden yüz milyonlarca insana yeni bir dili öğretmek ve o dili ( bilgisayar dili ) benimsetmek küçümsenebilir mi ? İnsanlık, kullanım klavuzu bu kadar karmaşık bir ürün gördü mü daha önce ? Bunu sadece kâr hırsı ile açıklamak mümkün mü ? Böyle bir şeyi üretip, bütün insanlığa satabilmek, kendi içinde bir ‘devrim ‘ anlamına gelmiyor mu?
Ve sizce bu durum, hala artı değer teorisi ile idare edilebilir mi ?

Bu denli sofistike ürünleri daha fazla satabilmek, hem bunlara ihtiyaç duyan,hem bu ürünleri kullanabilecek bilgi, görgü ve eğitime sahip yeni yeni insanlar demek. Demem o ki, artık ülkeleri aç ve yoksul bırakmak, bütün zenginliklerini elinden almak, günümüz kapitalizminin işine gelmiyor. Aksine karnı tok, daha eğitimli ve birikimli insana ihtiyacı var bu kapitalizmin.

İnsanı insana düşüren, bölen ve yöneten, ölüm taciri-pis kapitalist portresi, günümüzde yerini başka bir şeye bırakıyor. Mutlak ki, savaşlar ve silah endistrüsi hala olacak. Ama temel mesele, kapitalizmin dünyamızı birkaç kez yok edebilecek kadar silahı zaten üretmiş olduğu gerçeğidir. Yani bu alan tamamen tıkanmış durumdadır. Günümüzde silah sanayii sadece bölgesel savaşlar çıkararak yaşamını sürdürebilir artık. Silah sanayi bir zamanların iki kutuplu dünyasında olduğu gibi, kapitalizmin motor güçlerinden biri olma vasfını çoktan kaybetmiş durumdadır. (Son kozlarını W.Bush döneminde Irak’ta oynadılar ve İran konusunda da mutlak ki, ellerinden geleni de yapacaklar ! )

Bölgemizde ve ülkemizde olup bitenlere bir de bu açıdan bakmakta yarar var.
Hangi Emperyalizm ?
Hangi Türkiye?

667360cookie-checkBir türlü çürümeyen kapitalizm

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.