Biraz samimiyet, lütfen!

İddia o ki; Darbe Anayasası karşısında “sivil anayasa” yapılıyor!
Bunun yerine, Darbe Anayasası’nı içte sermaye kesimi yaptı, şimdi de emperyalistlerin istediği anayasayı yapıyoruz, deseler!
İddia o ki; anayasa yapmak için mutlaka kurucu meclis oluşturmak gerekmiyor, Avrupa ülkelerinde parlamentolar da anayasa yapabildiklerine göre, Türkiye’de de parlamento anayasa yapabilir!
Bunun yerine; Türkiye’de varolan siyasî partiler yasası ve seçim barajı nedeniyle, parlamentoya hakim olan parti olarak anayasayı yapıyoruz, deseler!
İddia o ki; anayasa değişikliğini parlamentodan geçirecek tek parti çoğunluğu olduğuna göre, böylece parlamentodan geçen tasarıyı halkın da kabul etmesi durumunda, süreç meşrûdur!
Bunun yerine; garip bir seçim yasası ile % 47 oy sonucunda elde edilmiş, siyasî temsil niteliği zayıf meclis çoğunluğunda, kimselerle görüşülmeden, apar topar geçirilen tasarıda gizlenmiş iki çok önemli maddeyi, bazı havuç maddelerin uyuşturucu etkisi altında, halka oylattırılarak anayasalaştırmaya çalışıyoruz, deseler!
İddia o ki; bu anayasa değişikliği AKP’nin projesi değil, halk iradesinin sonucudur!
Bunun yerine; seçim öncesi avantaj sağlamak ve iki maddeyi anayasalaştırarak, seçim sonrasında emperyalistlerin dayattığı uygulamaları daha rahat yapacak ortamı hazırlıyoruz, deseler!
İddia o ki; güzel bir anayasa yaparsak, darbeleri önleriz!
Bunun yerine; Darbe korkusu salıp, darbe fobili kimi aydın görüntülüleri de propagandaya alet ederek, iki önemli maddeyi içeren anayasa değişikliği geçirmeye çalışıyoruz, deseler!
İddia o ki; bugün “Hayır” diyenler, yarın ne diyecekler!
Bunun yerine; bugün içine havuç maddeleri sıkıştırılmış, baskıcı yöntemle yapılmış anayasa değişikliğine “Hayır” diyenlerin, katılımcı ve halkçı bir anayasayı arzuladıkları bildiğimiz halde, hayırlı oyların önünü kesmek için bu sloganı oluşturduk, deseler!
İddia o ki; birden çok sendikal hak getirilerek, emekçilerin hakları korunuyor!
Bunun yerine; emekçileri, aralarında sarı sendikaların da bulunacağı sendikalar arasında bölerek, sendikaların gücünü kısmaya çalışıyoruz, deseler!
İddia o ki; yüksek yargı organları elemanlarının seçim sistemini değiştirerek, yargı reformu gerçekleştiriliyor!
Bunun yerine; yargıya atamada etkili olup, yargıyı yönlendirerek etkisizleştirmek, böylece siyasî manevralarımızı kolaylaştırmak istiyoruz, deseler!
İddia o ki; vergi borcu olan iş adamları yurt dışına çıkabilecek!
Bunun yerine; vergi takibindeki herkesin, hatta siyasîlerin de, yurt dışına kaçabilmelerinin önünü açmaya çalışıyoruz, deseler!
İddia o ki; memurlara toplu pazarlık yapma özgürlüğü getiriliyor!
Bunun yerine; Nihaî kararı siyasîlerde tutarak, memurlara toplu pazarlık havucu verip, oylarını almaya çalışıyoruz, deseler!
İddia o ki; silahlı darbeleri önleyip, toplumu sivilleştirerek, özgürleştireceğiz!
Bunun yerine; Toplumu ezen gücün silahlı kuvvetler olduğu kuşkusu yaratarak, sermaye ve emperyalizmin halklar üzerindeki baskısını örtmeye çalışıyoruz, deseler!
Son perde: Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Ria Oomen Ruijten de evet oy verilmesinin Türk halkının refah seviyesini yükselteceğini ifade etmiş!
Bunun yerine; emperyalistler, Türkiye üzerine çullanmak amacıyla siyasilere verdikleri görevlerin uygulanmasında ayak bağı olan engellerin temizlenmesi için evet oy kullanılmasını halkımıza emretmiş, desek!

* * *

Bir siyasal iktidar düşünelim ki, dedelerinin miras bıraktığı anti-demokratik bir seçim yasası ile parlamentoda, siyasal temsil gücü olmayan haksız çoğunluğa sahip olarak, çok temel bir yasa olan anayasada fevkalade önemli iki konuda, tüm sistemin temelini sarsan bir değişikliğe, demokrasi ve özgürlüklerin genişletilmesi adına soyunmaktadır. Salt bu tümce bile, yapılan işlemin ne denli çelişkili ve aldatmaca olduğunu açıkça göstermektedir. Zira, dünya emperyalizminin gölgesinde iktidara gelen, hiçbir konuda gücünü paylaşmayan ve bunun siyasal meşruiyet kural ve etiğine uygun olduğunu savunan bir parti, acaba hangi akla hizmetle ve hangi alanlarda halka özgürlük ve demokrasi vaad edebilmektedir! Seçim barajının dışında kalanlara mı; kendi delegelerini değil, parti başkanının uygun gördüğü delegeleri meclise gönderme durumunda olan seçmenlere mı; YÖK baskısından kurtulamayan üniversite dünyası elemanlarına mı; sermaye zulmü altında ezilen milyonlarca işsize mi; iftar çadırı kuyruğunda bir lokma ekmek için saatlerce bekleyen yoksullara mı; Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yoğun ağa sömürüsü ve baskısı altında sesini duyuramayan, bu zulme gözü kapalı olarak ve emperyalistler doğrultusunda mikro milliyetçilik üzerinden siyaset yapanların gölgesinde geri bıraktırılmış yöre halkına mı!

İş burada da bitmemektedir. Başbakanın ifadesine bakılırsa, özgürlükler alanında bu ilk adım(!) atılırsa, ileriki dönemlerde bunun devamı da gelecekmiş! O zaman insana sormazlar mı, gelecek döneme kim, hangi güçle ve hangi zihniyetle gelip de, neler yapacaktır! İşte, bugünkü referandum oylamasının sihri tam da bu noktadadır. Niyet odur ki, bu oylamadan zaferle çıkıp, seçimde aynı güçle (belki de, kafalarda daha büyük güç yatmaktadır!) iktidara gelip, yüksek yargı organlarının da ayak bağı olma engeli ortadan kaldırıldıktan sonra, istedikleri ve emperyalizmin talepleri doğrultusunda her şeyi yapabilmektir. Gider ayak böyle bir anayasa değişikliği projesinin gündeme getirilmesi, gelecek seçimi garantilemek; referandumu riske sokmasına rağmen, taslağa iki önemli maddenin yerleştirilmesi ise, gelecek parlamento döneminde istenildiği gibi hareket serbestisi sağlamaktır. Zaten amaç bu iki maddeyi geçirmektir, gerisi “havuç” maddelerdir! Böyle bir mantığın; ekonomide yaygın eşitlik sağlanmadan, özgürlüklerle ve demokrasi ile bir ilgisi olabilir mi!

Bu projeye “HAYIR” demek, tüm sürece, işleyişe ve zihniyete hayır demektir! Bu projeye “HAYIR” demek, sermaye anayasasına sarılmak değil, ondan daha da beter olmaya aday emperyalist yapılanmaya hayır demektir! Bu projeye “HAYIR” demek, emperyalistlerin sırtını sıvazladığı işbirlikçilerin ülkeyi daha da derin çıkmaza sokma çabalarına “DUR” demektir!

________________________

* Bu yazı, Evrensel gazetesine, 6 Eylül tarihinde yayınlanmak üzere gönderilmiştir.

1595480cookie-checkBiraz samimiyet, lütfen!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.