Güney’de yayınlanan Fileleftheros, ‘Blair’in tezlerinde boşluklar var’ başlığıyla verdiği haberinde, KKTC’de kullandıkları arazilerinin Kıbrıslı bir Rum’a ait olduğu gerekçesiyle Rum mahkemesinde haklarında dava açılan ve “araziyi yasadışı kullandıkları” iddiasıyla suçlanan İngiliz Linda-David Orams çiftinin, İngiltere’de açılan davadaki avukatı Cherie Blair’in, mahkemede yaptığı savunma ve sunduğu tezlerde, büyük boşluklar olduğunu iddia etti.
Gazete, Cherie Blari’in İngiliz mahkemesinde görülen davada sunduğu başlıca tezin, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğinin, Güney Kıbrıs ile sınırlı olduğu ve KKTC’yi kapsamadığı” şeklinde olduğunu, ancak hukuk çevrelerine göre Blair’in sunduğu bu tezde, ciddi hukuki boşluklar bulunduğunu öne sürdü.
Gazete, Blair’in, tezlerinde, “ne mülkler konusunun özüne, ne de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına değinmediğini, ya da değinmekten kaçındığını” savunarak, Blair’in savunmasının, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal bölgelerinde kesin kontrol uygulayamadığının” belirtildiği Güney Kıbrıs’ın AB’ye üyeliğine ilişkin Katılım Anlaşması’nın 10’uncu protokolüne dayandığını ifade etti. Gazete, Blair’in mahkemede, bu yüzden Orams çiftinin Rum mahkemesinin kararlarına uymak zorunda olmadığını savunduğunu, ancak hukuki çevrelerin, Blair’in bu savunmayla gerek 10’uncu protokolü gerekse AİHM kararlarını çarpıttığını ifade ettiklerini yazdı.
Habere göre, söz konusu hukuki çevreler, “Türkiye’nin, limanların (KKTC’deki) açılmasını ve Timbu (Ercan) havaalanının tanınması için yeşil ışık yakmasını talep etmekle, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, işgal bölgelerindeki egemenliğini kabul etmekte olduğunu; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1974’te işgal bölgelerindeki limanlarını kapatma kararına saygı gösteren uluslararası toplum için de, aynı şeyin geçerli olduğunu” iddia ettiler.
LORD HANNAY’DAN ÖĞÜTLER
Fileleftheros ayrıca “Geri Geldi ve Öğütler Dağıttı” başlığı altında verdiği haberinde, İngiltere’nin Kıbrıs Eski Özel Temsilcisi Lord David Hannay’in uzun zamandan sonra “Center Of European Form-Policy Brief”te Kıbrıs sorununa ilişkin bir makale yayımladığını yazdı.
Habere göre Lord Hannay makalesinde, AB-Türkiye ilişkilerindeki zorluklara değinerek, “Bunun Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rum komşuları ile ortak karar alınmasını gerektirmeyen konularda idari özerklik haklarının olmadığı anlamına gelmediğini” ifade etti.
Hannay ayrıca, Kıbrıs sorununda yer alan tarafların bir uzlaşı ruhuna ihtiyaç duyacaklarını, aksi taktirde Kıbrıs sorununa yönelik çabaların sonucunun bir öncekilerle aynı olacağını savundu.
Türkiye’nin AB’ye katılımı öncesinde Kıbrıs sorununu çözmesi gerektiğini belirten Hannay, Maraş konusunda ise, Annan Planı’nda yer aldığı gibi, Gazi Mağusa limanının Kıbrıslı Türkler tarafından idare edilmesi, Maraş’ın ise Kıbrıslı Rumlara iade edilmesi önerisini dile getirdi. Gazete, Hannay’ın ayrıca, Türkiye’nin gümrük birliği protokolünü AB karşısındaki yükümlülükleriyle ilişkilendirmesi çabalarına da karşı çıktı.
