Cümbüşe kesmiş Türkiye

vaktin nasıl geçtiğini hiç anlamayacağı, bir ömrü şaşırtıcı bir hızla tüketeceği bir ülke Türkiye


Hiç ilişmeyince, kendini korunaklı bir yere çekip de oradan izleyince; etinle bu toprak arasındaki tüm hissi bağları kesince, bu memlekete ve bu insanlara kendini yeterince mesafeli tutunca dünyanın hiçbir yerinde bulamayacağın kadar cümbüşlü bir ülke burası.
Siyasetine, eğitimine, çocuklarına, inancını yaşayışına, sokaklarına, televizyonlarına, liderlerine bakınca, bakarken kendini buralardan ayrı tutunca; bu topraktan, bu coğrafyanın yaralarından sıyırınca kendini, öyle tahmin ediyorum ki, fevkalade keyif veren bir memleket olmalı Türkiye.


Balkonunu yüksek tutunca bu ülkeye, gülmekten insanın karnı çatlayacakmış gibi oluyordur herhalde.


Hiç tükenmeyen seyirlik bir malzeme…
Kapanmayan bir komedi perdesi…
Bitmeyen bir trajedi…


BİR ATIMLIK ‘SÖZ’


Parti liderlerinin birbirine “laf geçirme” gösterileri, bize lazım olan ne varsa hepsinden çok konuşuldu bu seçim öncesinde de. ÖSS’nin kaldırılması ve mazotun 1 lira olmasını bir kenara koyarsak, akıllarda en çok hangi liderin ne kadar mal varlığı olduğu, kimin çocuğunun ne şekilde köşeyi döndüğü filan konuşuldu yine.


Bütün bu gürültüde onlar da konuşulmadı aslında. Bir atımlık “çamur” olarak kullanıldı hepsi. Kimsenin “haksız” varlığından ne tek bir kuruş ne de oğlunun gemisinden bir çivi eksildi.


Şimdi sesleri kısılmış, nutuk meydanlarında bitkin düşmüş siyasetçilerle sözleniyoruz daha çok kızışacak günleri göreceğimiz bir Türkiye’ye…


ALLAH BELANI VERECEK!


Apayrı bir fenomen olarak ele alınıp incelenebilecek İbrahim Tatlıses’in adaylığı ise nazar boncuğu oldu galiba ülke siyasetine. Maazallah, Tatlıses aday olmasa, Allah hepimizin belasını verebilir, hayatı bize zindan edebilirdi. Tatlıses’in İzmir mitinginde terennüm ettiği gibi, kendisi “doğruları” söylemek için siyasete kollarını çemremek yerine, Bodrum’da bir teknede 18’lik kızlarla gezmeyi bilmez miydi şu sıcak yaz günlerinde? Allah belamızı vermesin diye, Tanrı’nın lanetinden bizi kollamak için geldi aday oldu işte.


Şimdi bu adamı milletvekili seçmek için onun partisine oy vermeyenin yatacak yeri olur mu?!


O kalksın, teknede 18’lik kızları elinin tersiyle itsin, sen bir oyu esirge… Allah’ın belanı vermesini istiyorsun sen herhalde!


FENA HALDE KOMİK


Varlığını liderinin varlığına armağan etmeyecek vekiller lazım bize. Gelene ağam gidene paşam demeyecek, inandığı her neyse inandığının üzerinden atlayıp kendini kifayetsizleştirmeyecek temsilciler lazım mecliste.


Bunun için bir parti, bir lider hiç de gerekmeyebilir. Bugün İstanbul’da Baskın Oran ve Ufuk Uras’ın bağımsız adaylığı onlarca, yüzlerce milletvekiliyle meclise girecek partilerden daha çok inandırıyorsa bu ülkede bilhassa sola, kitlelerin insanca yaşama ihtimaline inananları; bu ülke için iyi ve temiz işler yapacak, yıllardır doğru düzgün çalınmayan tellere dokunup konuşturacak insanların çıkması için aramızdan, ne dediği bile anlaşılmayan gürültülü miting otobüslerine gerek yok aslında o kadar da. İçerisi lime lime olmuş bu memleketi iyileştirmek için gürültüye, birbirine saldırmaya hala vakit mi var Allah aşkına?
Fakat balkonu yüksek tutunca…


Gereken mesafeyi alacak kadar içini soğutunca…


Bu ülkenin marazlı yanlarının sana ilişmemesi için zırhlarını akıl almaz bir biçimde sağlamlaştırınca…


O duvarlardan artık en hakikatli hikayeleri içeri sokmayınca…


Gülerken insanın karnı dışarı çıkacakmış gibi olacak kadar komik bir ülke Türkiye aslında…


[email protected]


 

701660cookie-checkCümbüşe kesmiş Türkiye

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.