Devletin Ce-TePe’si

Son günlerde Cumhurbaşkanı ve Başbakan ilişkileriyle ilgili bir tartışma gündemde öne çıktı. Hasan Hastürer, bu konuya bir olaydan yola çıkarak yaklaştı ve “Kıbrıs Türkü, devletin tepelerinde saygısızlık istemiyor” isimli köşe yazısı ile konuyu Facebook’taki sayfasına taşıdı. Bugünkü yazımı bu konuya ayırmak istiyorum.

Malpas Otel’de Kıbrıs Türk Otelciler Birliği’nin ödül töreninde Cumhurbaşkanı Talat’a Meclis Başkanı Hasan Bozer ve Başbakan Derviş Eroğlu’nun hoş geldin dememesi ve arkalarına alarak durmalarını Hasan Hastürer saygısızlık olarak nitelendirmiş.

Benim bu konudaki görüşlerim ise çok daha farklı.

KKTC Devletini temsil eden Cumhurbaşkanı’na herkes saygı göstermelidir ve gösteriyor da. Ancak, ülkenin seçimle gelmiş Başbakanı’na ve Meclis Başkanı’na saygı göstermeyecek miyiz? Başbakan, her törende yanına giderek Cumhurbaşkanı’nın elini yalamak zorunda değildir. Cumhurbaşkanı Devleti temsil ederse, Başbakan da halkı ve milleti temsil eder.

Başbakan Dr. Derviş Eroğlu’nun Cumhurbaşkanı’na saygısızlık ettiğini düşünen Hastürer’in facebook’taki köşesine aşağıdaki yorumu ekledim :

“Sayın Hasan Hastürer, her konuda olaylara tek yanlı bakmaya alışmışız. Hepimiz kendi penceresinden olayları değerlendiriyor. Devletin tepesindeki bir Cumhurbaşkanı, Anayasaya göre tarafsız olması gereken bir makam, eğer tarafsız davranmıyorsa, bazı partilere daha yakın duruyorsa, bunun karşısında kendisine tepkiler duyuluyorsa, bu tepkileri tek yanlı eleştirilerle geçiştirmek doğru olur mu? Devletin tepesindeki makam, tüm toplumu ve ülkeyi temsil etmesi gerekirken, kendisine eski partisinden bir özel temsilci ve danışman atıyorsa, atadığı danışman daha sonra eski partisinin Genel Sekreteri oluyorsa, bunu sorgulamak gerekmez mi? Devletin tepesinde kavga istenmiyorsa, Anayasaya göre tarafsız olması gereken makamın tarafsız olmasını beklemek gerekmez mi? Bu sorulara da yanıt vermenizi rica ediyorum. Olaylara tek yönlü bakmayalım. Siz, olaylara birçok konuda çok yönlü bakabilen birisiniz. Bu konuda da sizlerden aynı olgunluğu bekliyoruz.”

Ülkeyi temsil eden Cumhurbaşkanı, Anayasal sorumsuzluğu gereği, siyasi partiler arsında ayrım yapmamak ve devletin bütünlüğünü temsil etmek zorundadır. Ancak, Cumhurbaşkanı Sayın Talat, Kıbrıs konusunda kaderimizi ilgilendiren müzakerelerde kendisine özel bir temsilci ve özel danışman atamış, ne tesadüf ki bu iki ismi de eski partisi CTP’den seçmiştir. Cumhurbaşkanı’nın çok özel danışmanları, CTP yayın organı Yeni Düzen’de köşe yazarlığı yapmaktadırlar. Cumhurbaşkanı’nın kendisine özel yetkili danışman atadığı özel danışmanı, bugün CTP Genel Sekreteridir. Bazıları bunları görmek istemiyor da bir törende Başbakan Cumhurbaşkanı’nın elini yalamadı, pardon sıkmadı diye eleştiriler yapmaya kalkıyor. Bu tavır, tek yönlü ve sinsice siyasi bir tavırdır.

Olaylara kendi bütünlüğü içinde bakalım. Cumhurbaşkanı tarafsız davranmıyorsa, eski partisinin başkanı gibi hareket ediyorsa, güncel siyasete müdahale ediyorsa, güncel siyaset yapanlar da kendisine aynı şekilde karşılık verecektir. Bunda yadırganacak bir taraf olmadığı gibi, bunu saygısızlık olarak algılamak, olayları çarpıtmak olur.

Şunu unutmayalım, Cumhurbaşkanı, Devletin başı olmak sıfatıyla Devletin Tepe’sini temsil eder, ne var ki Ce-Tepe’sini değil.

670670cookie-checkDevletin Ce-TePe’si

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.