Dört gençten biri işsiz

TİK’in Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verileri çarpıcı gerçeği ortaya koydu.

Uzmanlar, eğitim imkanından yararlanamayan ya da çalışma yaşamına katılamayan gençlerin yaşam kalitesinin düştüğünü, sosyal, fiziksel ve ruhsal sağlığının da olumsuz etkilendiği uyarısında bulundu.

Nüfusbilim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hilal Özcebe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genç nüfusun ülkelerin gelişmişlik düzeyinde önemli bir faktör olduğunu, sağlıklı toplum yapısının kurulabilmesi için genç nesillerin eğitimli ve iş sahalarının geniş olması gerektiğini söyledi.

Eğitimli ve iş yaşamında aktif rol alan gençlerin refah düzeyi yüksek bir ülkenin göstergesi olduğuna işaret eden Özcebe, işsiz, eğitim imkanlarından yararlanamayan genç nüfusun ise sağlıksız toplum yapısının oluşmasına neden olacağını ve bu gençlerin alkol, madde bağımlılığı, sigara kullanımı, çeteleşme, hırsızlık, dolandırıcılık ve depresyon başta olmak üzere çeşitli sorunlarla karşılaşma riski altında olduklarını kaydetti.

Türkiye İstatistik Kurumu 2009 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre, 15-24 yaş grubu nüfusunun yaklaşık 12,5 milyon olduğunu belirten Özcebe, bunun toplam nüfusun yüzde 17,2’si olduğunu bildirdi.

Türkiye’de 4,2 milyon gencin, ortaöğrenim kurumlarına, 3 milyon gencin ise üniversitelere devam ettiğini anlatan Özcebe, ”Bir başka ifade ile 2008-2009 yılları için ortaöğretimde net okullaşma oranı yüzde 65, yükseköğretimde net okullaşma oranı da yüzde 28 civarındadır” dedi.

Özcebe, 2009 yılı verilerine göre 15-24 yaş arasındaki her dört gençten birinin (yüzde 25.3) işsiz olduğuna dikkati çekerek, gençlerin iş gücüne katılma oranının ise yüzde 39 düzeyinde olduğunu bildirdi. Türkiye’de gençlerin yaklaşık üçte birinin okula devam ettiğini belirten Özcebe, gençlerin üçte birinin çalıştığını, geri kalan nüfusun ise ne okula devam ettiğini ne de iş yaşamına katıldığını ifade etti.

-”TÜRKİYE’DE GENÇLİK, SOSYAL OLARAK DEZAVANTAJLI KONUMDA”-

Bu göstergelerin genel olarak Türkiye’de gençliğin ”sosyal olarak dezavantajlı konumda” olduğunu düşündürdüğünü ifade eden Özcebe, şöyle devam etti:

”Oysa gençlik dönemi yaşamın en dinamik ve en verimli dönemlerinden biridir. Gençlik döneminde öğrenme çok hızlı olmakta, çok kolay beceri gelişmektedir. Bilgi ve becerisi gelişen gençler ise toplumsal olaylara daha duyarlı olmaktadır. Gençlerin her zaman bir önceki nesilden daha fazla öğrenmesi ve gelişmesi ülkenin kalkınma hızını artıracaktır. Eğitim kurumlarında yeterince yer alamayan ya da çalışma hayatına katılamayan gençlerin yanı sıra hiçbir sosyal etkinliği olmayan gençliğin yaşam kalitesi düştüğü gibi sosyal, fiziksel ve ruhsal sağlığı da olumsuz olarak etkilenmektedir.

Bugün gençler arasında sigara kullanımı ve alkollü içki tüketimi artmakta, madde kullanımı yaygınlaşmakta, çeteleşme görülmektedir. Gençlerde internet bağımlılığı artmakta, yazılı ve görsel medya tarafından eğitilmekte ve yaşam tarzı belirlenmektedir. Sağlıklı bir nesil yerine beslenme bozuklukları nedeniyle şişmanlık artmakta, spor yapmayan bir gençlik ortaya çıkmaktadır. Gençler kendi kararlarını veremedikleri, stres ile başa çıkamadıkları, iletişim becerilerini kullanamadıkları, ‘hayır’ demeyi bilmedikleri için kendilerini riskli davranışlardan koruyamamaktadırlar.”

Nüfusbilim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Özcebe, doğru ve bilinçli yetişmeleri için gençlere yönelik ”sistematik bir hizmet sunum modeli” sunmaya başlanması gerektiğinin altını çizerek, ”Bu hizmet, eğitim, sağlık ve sosyal hizmeti kapsayan bir bakış açısına sahip olmalıdır. Gençlerimizin sağlıklı büyüme ve gelişmelerini tamamlayabilmeleri, sosyal gelişimlerini sağlayabilmeleri için ivedilikle geniş bakış açılı bir gençlik politikasının geliştirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

1075350cookie-checkDört gençten biri işsiz

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.