Geleceğin Rum liderleri nasıl yetişiyor?

Bu gün yeni yılın ilk günü. Herkese mutlu yıllar diliyorum.


Ama  Kıbrıs’ın yeni yılının mutlu ve barış dolu olmayacağı kesin.
Bizim iyi niyetli Cumhurbaşkanı, 2007’de Birleşik Kıbrıs hayal etse de, böyle bir gelişmenin olmayacağı kesin. Hem de kesin kes kesin. Ne 2007’de ne de 2017’de.


Üstelik bunu ben söylemiyorum. Söyleyen de geleceğin yöneticileri olacak, bu günün Rum gençleri. Belki de aralarından bir tanesi gelecekte Rumların Cumhurbaşkanı da olacak. Günümüzden 35-40 sene sonra başa gelecek olan bu günümüz gencinin, inanın bu gün başta olan Papadopulos’tan pek bir farkı da olmayacak. Aynı kafa, aynı fikirler, aynı Türk düşmanlığı hep devam edecek. Bu gün Türklere bakışları nasılsa, o günde aynen öyle olacak.
“Helen Milliyetçiliği fabrikası” durmadan birbirinin benzeri mamuller imal ediyor. Bu elli sene evvel de böyleydi, günümüzde de aynen böyle ve elli sene sonra da böyle olacak. Tarihin akışında, insanlar değişecek, mekanlar değişecek, doğa değişecek, medeniyet gelişecek ama Rumlar hiç akıllanmayacaklar ve mantaliteleri hiç değişmeyecek.   


Bundan birkaç gün önce, paskalyanın hemen sonrasında, Kıbrıs’ın güneyinde kendilerinden çok şeyler beklenen Rum Öğrencilerin çeşitli bağımsız ve siyasi örgütlerinden oluşan “Kıbrıs Rum Öğrencileri Birlikleri Federasyonu”nun (POFEN) bir toplantısı yapıldı.  


Toplantı her yönü ile iyi geçip iş kapanıştaki ortak bildiriyi kaleme almaya ve bildirideki Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin karar taslağını yazmaya gelince tansiyon aniden yükseldi. 1977 Makarios-Denktaş Doruk anlaşmasından beri süregelmekte olan  “İki Toplumlu, İki Kesimli Federasyon” ifadesi bu güne değin Öğrenci Birlikleri Toplantısının her kapanış ortak kararında yer almış olmasına rağmen bu defa “EDEK”li gençler bu cümleye ve bu inanışa karşı çıktılar. 
EDEK’e, yani Türkçesi ile “Sosyal Demokrat Hareketi” adlı siyasi partiye bağlı “Agonas” öğrenci grubu, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin karar taslağından “İki Toplumlu, İki Kesimli Federasyon” ifadesinin çıkarılması önerisinde bulundu ve ortalık aniden karıştı.  
AKEL’e (Hristofyas’ın partisi) bağlı öğrenci örgütü “Proodeftiki”, bu ifadelerin ortak bildiride olması gerektiğini savunurken, DİSY’e (Anastasiadis’in partisi) bağlı öğrenci örgütü “Protoporia”, DİKO’ya (Papadopulos’un partisi) bağlı öğrenci örgütü “Anagennisi” ve EDEK’e bağlı öğrenci grubu “Agonas”, bu ifadeye karşı çıktılar ve bu öğrenci grupları arasında “Kıbrıs Sorununa çözüm” konusu ile ilgili kavga ve tartışmalar başladı.


İşin ilginç yanı, halk tabiri ile “Etleri bir kazanda kaynamayan” DİSY ve DİKO gençleri iş “İki Toplumlu, İki Kesimli Federasyon” tipi çözümü kaleme almaya  gelince aniden dayanışma içine girip, AKEL’li gençlere karşı saf tutmaları oldu.
DİSY’nin başkanı Anastasiades, DİKO’nun eski başkanı Papadopulos ile yıllardır kanlı bıçaklı iken ve de üstelik Papadopulos’a inat, geçmiş yıllarda Türkiye’ye gidip Gül ile görüşmüşken ve her ortamda  “İki Toplumlu, İki Kesimli Federasyon” tezini savunurken, DISY gençlerinin, böylesi bir çözüme sempatik bakmamaları ve artık Kıbrıs’ta “İki Toplumlu, İki Kesimli Federasyon” tipi bir çözümü istememeleri, bir yerlerde bir şeylerin yanlış gittiğini göstermektedir.  Ya Anastasiades iyi bir aktör, ya da DISY’de kazan kaynamaya başladı. Kazan fokurduyorsa, Anastasiades’in sonu yakındır demektir.   


İkinci gerginlik ise, karar metninden Kıbrıslı Türk gençliğine yönelik “kardeşlik” kelimesinin çıkarılarak, yerine “dayanışma” kelimenin konulması yönünde DİKO’ya bağlı öğrenci grubu “Anagennisi” tarafından öneri yapılması ile patlak verdi.


Toplantı sonrasında, “Kıbrıs Rum Öğrencileri Birlikleri Federasyonu” (POFEN) üyeleri tarafından onaylanan karar tasarısında, Kıbrıs sorununa çözüm olarak “İki Toplumlu, İki Kesimli Federasyon” görüşü metinden çıkarıldı ve kararda yer almadı. Günümüz Rum öğrencileri tarafından onaylanan karar, Türklerin azınlık statüsünde kalacağı, Rumların da çoğunluk idaresini oluşturacağı “Üniter Kıbrıs Devleti”ni tanımlıyor.


Ve bu kafadaki Rum gençleri, kısa bir müddet sonra önce GKRY’de hükümet kadrolarına girecekler, yıllar itibarı ile terfiler alıp üst kademelere gelecekler ve aralarından bir tanesi de büyük bir olasılıkla Rum Cumhurbaşkanı olacak. 20.ci yüzyılın başındaki Rum mantalitesi ne ise, 21.ci yüzyılın ortalarında da aynı mantalite yerini koruyacak.


Siyasilerimiz ve yöneticilerimiz, lütfen “Kıbrıs Rum Öğrencileri Birlikleri Federasyonu”nun (POFEN) bu son toplantısından dersler alın ve “BİRLEŞİK KIBRIS” hayalinden artık vazgeçin.
Halkımız bu tür hayalleri, bu tür düşünceleri “Olmayacak Duaya Amin” cümlesi ile tanımlıyorlar.


Dünyada bizim dışımızdaki 222 ülke AB’siz yaşıyor. Biz de kendi topraklarımızda, kendi egemenliğimiz altında, kendi askerimiz, kendi polisimiz, kendi meclisimiz ve kendi hukuk düzenimizle onurlu bir şekilde yaşayabiliriz. AB’ye girmemek dünyanın sonu değildir. 
Hani “Evet” dersek Avrupa kapıları bize açılacaktı.
Hani izolasyonlar kalkacaktı.
Hani “3 ayda Kıbrıs sorunu” çözülecekti.
Hani “…..”dı.
Hani “….”di.
Sizde biliyorsunuz ki, bu sözlerin hepsi boştu ve hikaye idi. Halkımız da iyice anladı artık.   


______________


* Prof. Dr


 

655150cookie-checkGeleceğin Rum liderleri nasıl yetişiyor?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.