Haftanın Filmi: Kurtuluş Son Durak

IMDB: 6,3
Beyazperde: 2,5 yıldız
Manalı Filmler: 7,5

Bu filmin bir başyapıt olmasını çok isterdim; örneğin Altın Palmiye için yarışmasını… Ve/veya tüm dünyada gösterilmesini, gişe rekorları kırmasını…

Çünkü üç günde bir kadınlara yönelik taciz, tecavüz ve şiddet haberleriyle, bir kısmı cinayetle sonuçlanan trajik olaylarla karşılaşıyoruz; bu o kadar önemli bir toplumsal mesele ki hantal devletimiz bile harekete geçip özel yasa hazırladı. Ama maalesef sinemamızın refleksleri o kadar zayıf ki, bu sorunla da ilgilen(e)miyor. Bu eser o yüzden önemli.

Bu filme umut beslememin ikinci nedeni kişisel: Barış Pirhasan, sinemamızda örneği çok az olan fantastik filmleri, örneğin “Adı Vasfiye”yi yazarken ben üniversite sıralarındaydım. Hiç tanışmamış olsam da, neredeyse 25 yıldır abimdir, ustamdır; -son eserleriyle barışık olmasam da- adını görünce heyecanlanmam doğal.

Ve fakat maalesef, bu filmin en temel sorunu da senaryosu… Bu yazardan beklenmeyecek denli özensiz, daha kötüsü temeli boş, filmin hangi cümlenin üzerine kurulduğu belirsiz. Yanlış anlaşılmasın, bir mesajdan söz etmiyorum, bakış açısından bahsediyorum, yazarın tüm entelektüel birikimi ve duygularıyla savunduğu bir savdan. O cümle her şeyin temeli, sağlam kurulmazsa film çöküyor.

Örneğin karakterler akıllıca düzenlenemiyor: Erkeklere karşı harekata girişen ekipten Füsun’un karşı cinsle bir sorunu yok mesela, hatta kocası alenen kılıbık. Vartanuş’un yaşlı babasına bakmak zorunda olması dışında bir ezilmişliği, kadın olduğu için gördüğü bir kötü muamele yok (Mutlaka vardır da, senaryo bize bu konuda bilgi vermiyor). En fecisi: Eylem’in erkeklerle meselesi kötü bir biçimde terk edilmiş olmasından kaynaklanıyor, yani bir adamın bir yanlışından. Senaryo bunu feminist bilinçlenme ve mücadele için yeterli neden olarak öne sürüyor, oysa aynı umursamazlığı gösteren binlerce kadın var hayatta, ama aklı başında hiçbir erkek böyle terk edildiği için tümden kadın cinsine düşman olmuyor.

Senaryonun temeli sadece hikayeyi ayakta tutmaya yaramaz, onu güçlendirebilir de; ana cümle felsefi, psikolojik ve/veya sosyolojik açıdan ne kadar sağlamsa senaryo da o kadar kuvvetli olur… Bu hikayenin ana cümlesi çok yüzeysel ve basit: “Erkekler kötüdür” (Bu tez repliklerde hiç vurgulanmamış olsaydı bile filmden başka anlam çıkamazdı çünkü kadınlara destek olan veya kötü davranmayanlar: bir çocuk, çok yaşlı bir adam, bir kılıbık ve bir alkolik. Yani zayıf olanlar. Güçlü erkeklerse kaba ve şiddet düşkünü. İstisnasız hepsi… Barış Pirhasan’ın olgunluğunda bir yazarın insan ilişkilerini daha derinlemesine analiz edebiliyor olması gerekirdi)… Hikaye bu ana savı işlemeye çalışırken örneğin Macit’e de yer vererek kendini yalancı konumuna düşürüyor. Daha da ilginci öykünün önemli anlarında kadınlara erkekler yardım ediyor, onlar olmasa daha fena çuvallayacaklar.

“Erkekler zalimdir” biçiminde özetlenebilecek ana savı doğru olsaydı bile senaristin kadın kahramanlarına önerdiği bir davranış modeli yok: Eylem iki kez “Kendimizi severek, iyi yaşayarak alacağız öcümüzü” diyor, şiddetten yana olmadıklarını söylüyor, fakat hikaye cinayet işlemeleri ve bu suçu gizlemeleri üzerinden ilerliyor. Oysa kadınların birbirlerine iyi yaşamayı, kendi değerini bilmeyi öğrettikleri ve organize bir eylemlilik içinde erkekleri geri adım atmak zorunda bıraktıkları bir komedi-dram da yazılabilirdi (Geçen hafta bu köşede, bu türü toplumsal-siyasi meseleleri işlemek için nasıl akıllıca kullandığını anlattığım Radu Mihaileanu, son filmi “La source des femmes”de uzak bir kuyudan su getirmeleri için erkeklere karşı direnişe geçen kadınların öyküsünü anlatıyor. Umarım bizim sinemacılar o filmi seyredip Romanyalı bir adam benzer bir öyküyü tüm dünyaya izletirken kendi filmlerinin neden Kapıkule’nin ötesine geçemediğini irdelerler).

Sözün kısası “Kurtuluş Son Durak” bu meselenin önemine ve ciddiyetine yakışan bir film olamamış. Parlak oyuncu kadrosu -birkaçı haricinde- birbirinden etkili performanslar sergilemiş (özellikle Sönmez, Taylan ve Horozoğlu müthiş), özel bir parıltı gösteremese de oğul Pirhasan eli yüzü düzgün bir reji kotarabilmiş, ama bunlar da filmi vasatın ötesine taşıyamamış.

Oysa bu toplumsal mesele o kadar önemli ki, bu filmi de izlemek, sahiplenmek lazım.

Tabii ki daha iyilerinin yapılacağını umarak…

Kurtuluş Son Durak

Yönetmen: Yusuf Pirhasan
Senaryo: Barış Pirhasan
Yapımcı: Ayşen Sever
Oyuncular: Belçim Bilgin (Eylem), Demet Akbağ (Vartanuş), Asuman Dabak (Füsun), Ayten Soykök (Gülnur), Damla Sönmez (Tülay), Mete Horozoğlu (Nejat), Ahmet Mümtaz Taylan (Macit), Yavuz Bingol (Hüseyin)
2012 Türkiye yapımı, 106 dakika
Gösterim tarihi: 5 Ocak 2012
DVD firması: Tiglon / İmaj

1603770cookie-checkHaftanın Filmi: Kurtuluş Son Durak

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.