-Gazeteci Suna Üçkarışoğlu’nu 1988 senesinde tanıdım. Sonra televizyonlarda gördüm onu. Şimdi de büyük projelere imza atıyor… Biraz dünden bugüne gelebilir miyiz?
“Bazen düne dönmek öyle uzak geliyor ki!.. Sanırım bu insanın yoğun üretimiyle ilgili bir şey. İstanbul’a geldiğim ilk yıllardı seninle tanıştığımız Hürriyet Gazetesi’nde çalıştığımız zamanlar. Hem İstanbul’u tanımak, hem de bilmediğim bu kocaman şehirde başarı elde etmek için deli gibi çalıştığım zamanlardı. Hoş hep deli gibi çalıştım ya…İnsanın düşleri olduğu sürece gelişmeye ve çalışmaya bağımlı oluyor. Yemek yemek, su içmek gibi bir şey bu. Düşlerim öyle çoktu ki bir sıralama gerekiyordu. İlk sıradaki düşüm sarı basın kartını alıp başarılı ilkeli bir gazeteci olmaktı. Bunu Hürriyet Gazetesi’nde başarmıştım. Diğer düşlerim iyi bir yazar, iyi bir televizyoncu, iyi bir senarist, iyi bir yönetmen, iyi bir yapımcı, iyi bir proje üreticisi olmaktı. Sizler beni dışardan sadece sarı basın kartı sahibi bir gazeteci olarak görürken, ben diğer düşlerimin alt yapısı için çoktan çalışmaya başlamıştım. Metin Akpınar bir gün,‘bu kadar çok kitap okursan Nietzsche gibi kafayı çizeceksin,okuma bu kadar!’ diye kızmıştı. Rahmetli Kemal Sunal’sa, ‘okumanın yaşı yok. Oku!’ deyip üniversite tahsilimi yapmamı istiyordu. Evliydim, anneydim, maddi anlamda sıkıntılarımız vardı.Üniversite tahsilim için çalışma hayatımı bırakamazdım. Üniversite eğitimi içimde kalan bir hasrettir. Üniversitenin neredeyse tüm bölümlerinde okutulan kitapları saaflardan temin ediyor deli gibi çalışıp öğreniyordum. Takıldığım yerleri profesörlerden anlatmaları için rica ediyordum.Hürriyet Gazetesi’nden ayrıldıktan sonra televizyonlarda çalışmalaya başladım. Star haber, Reha Muhtar’la Show Haber, Kanal D haber, adlarını dahi hatırlayamadığım birçok program ve proje…Son olarakta ATV İç Yapımlar Yapım Sorumlusuydum.”
-Gazetecilik ve televizyonculuk bitti mi peki?
“İnsanın gazeteciliği ömür boyu süren bir süreç. Hayatının her alanında bunu yaşıyor. Haber sitem var. Haberinicinden.com. Burada gazeteciliğime devam ediyorum. Dergi çalışmalarımız olacak. Ancak televizyon benim için ATV ile noktalanmıştır. İstanbul Media Group’un işleri çok yoğun. Yeni Nesil İnsanın Eğitim Projesini hayata geçirdik. Proje bazlı çalışan bir oluşum bizimkisi. Bir de vakfımız var. Kimsesiz çocuklar ve yaşlılarımız için eğitim köyleri kuruyoruz. 13 pilot bölge belirledik. Dünya çapında vizyona girecek sinema filmlerimiz var.”
-İnsanın bir hayali olmalı derim hep. Senin hayalin varmış belli ki… Hayalin gerçekten yapmasan içini acıtacaksa mutlaka gerçekleşir. Uykularını kaçırırsa eğer o hayalin gerçekleşmemesi mümkün değildir. Hayalini hedefe dönüştürmüş biri olarak bize bu süreci değerlendirebilir misin?
“Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Hayallerinizden söz ettiğinizde herkes uçtuğunuzu falan sanıyor. Gerçekleşmeyecek boş şeylerle zaman harcamamanız gerektiğini söylüyor. Bazen bu cümleleri öyle kırıcı hale geliyorki umudunuzu yıkıyorlar.Ben umutlarımı yıkmalarına,beni üzmelerine rağmen hayallerimden asla vazgeçmedim. Çünkü kurduğum hayeller imkansız değildi. Sadece biraz zaman alırdı. Acı olansa hayallerinize ilk karşı çıkanlar en yakınınızdaki kişiler oluyor. Gerçekleştirdiğiniz zaman inanıyorlar ancak. Siz ise başka bir hayalinize çoktan yelken açmış oluyorsunuz. Bu durum sizi yalnızlaştırıyor. İnsanlarla ortak paydalarda paylaşabileceğiniz bir şeyler kalmadığını yaşamaya başlıyorsunuz. Hayallerinizin tehlike boyutu da burada başlıyor.”
-Bu projelerin hayallerin mi, yoksa hayallerine gidecek yolu açan araçların mı?
“Bu projelerin tamamı hayallerim. Hayallerinize gidecek araçları siz belirlersiniz. Bunların başında da çok okumak,”araştırmak,”insan biriktirmek ve inanmak vardır.”
-Projelerin neler?
“Proje üretici olarak hiç yapılmamış projeleri düşünmek ve hayata geçirmek en keyif aldığım şey. İstanbul Media Group çatısı altında inşallah bunları hayata geçtikçe ki dünya çapında hayata geçirmekten yanayız, göreceksiniz. Yeni Nesil İnsanın Eğitim Programı projemizi hayata geçirdik. Dünyada insan eğitimiyle ilgili ilk olarak hayata geçirilen bir projedir. Eğitim okulda öğrendiğimiz 2+2:4’ten ibaret bir platform değildir. Vakfımız’ Ver Elini Dostum Eğitim Köyleri’kuruyor. Bu köylerde kimsesiz çocuklar sıcak bir yuva kuracak, yaşlılarımız ise köy hayatının güzelliğinde huzurla yaşarken çocukların cıvıltılarında hayat bulacak. Ayrıca iki tane sinema filmimizin çalışmaları devam etmekte. Diğer projeleri de hayata geçtikçe göreceksiniz inşallah!”
– “21.yüzyılın bir amaçla yaşamayı bilen oluşumu” diyorsun İstanbul Media Group için. Çok anlamlı bir söz. Ben 21. yüzyıl insanının çok farklı olacağını düşünüyorum. 21. yüzyıl dünyası da öyle. Bu söylemler dönüyor dolaşıyor eğitimde kilitleniyor. Yanılıyor muyum? “Yeni Nesil İnsanın Eğitim Programı”yla neyi amaçlıyorsun?
“Yüzyıllardır insan kendini aramaktadır. Bu arayışları amaçsız bir şekilde devam etmektedir. O yüzden İstanbul Media Group ‘ 21.Yüzyılın Bir Amaçla Yaşamayı Bilen Oluşumu’diyoruz. Amaç deyince insanların ilk aklına gelen maddi şeyler. Arabam olsun,”evim olsun, havuzlu evim olsun gibi… Bunlara kavuştuğunda da daha büyük şeyler istiyor. Ama bu onu hiç bir zaman mutlu etmiyor. Çünkü bunlar istekleri amaçları değil. Amaç bir şeyin gerçeğine erişme arzusudur. Ne yazık ki insan kendini bilmediği için bunun da farkında değil henüz. Farketmeye başlayanlar ise şaşkın. Yeni Nesil İnsanın Eğitim Programı’nda amaçlarını nasıl keşfedeceklerini ve bu amaçlara nasıl ulaşabileceklerinin eğitimini vereceğiz. Sözcüklerle bir şeyleri çözümleyemeyeceklerinin farkına varacaklar. Decartes’in ‘düşünüyoruz öyleyse varım!’ sözüne bu yüzden katılmıyorum. ‘ Düşünüyorum,”uyguluyorum öylese varım!’doğru olanıdır.”
-“Yeni Nesil İnsanın Eğitim Programı” kitapları derken neleri kast ediyorsun?
“Bu proje üzerine 30 yıldır çalışıyorum. Temeli matematik kuramlarına, fizik ve kimyaya dayanmaktadır. Her insanın çözmesi gereken formüller var hayatta. Bunları çözemediği sürece, doğar,büyür,yaşar ve ölür. Oysa Rabbimizin bizden istediği şey bununların çok daha ötesinde. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim ayetlerimizde bu dünya için sınavdan ibaret denir. Bu eğitim projesinin 168 adet kitabı hazır. İlki ‘ Zulmedici Ve Cahil İnsanın Kendini Arayışı’nı çıkardık. Hemen arkasından ‘ Çocuklarınızın Ruhunu Karanlığa Kurban Vermeyin!’,onun ardından da ‘ Yeni Nesil Gençliğin Ayak Sesleri!’ çıkacak.”
-Bu kitapları sen yazdın. Neler var içeriğinde? Kitaplar satılarak projeler için maddi kaynak mı yaratılacak?
“Kitapların içeriğinde bir insan için gerekli olan her türlü bilgi var. Gerçek insan olabilmesi için. Bu kitaplardan elde ettiğimiz gelirleri vakfımıza aktarıyoruz. Kimsesiz çocuklar, bakıma muhtaç yaşlılarımız kalmasın istiyoruz ülkemizde.”
-Türkiye’nin eksikleri neler?
“Türkiye’nin tek eksiği kaliteli insan… Kaliteli insanlar yetiştiremiyoruz. İnşallah Yeni Nesil İnsanın Eğitim Programıyla bu eksiği tamamlarız. Hiç kimse işsizlikten yakınmasın. Ülkemizde işsizlik yok. Vasıfsızlık var. ‘ Her işi yaparım abi!’ zihniyetinin değişmesi gerekiyor artık.”
-Bu eksikleri tamamlamak için kolları sıvamak çok anlamlı bir direniş. Direniş sözünü bilinçli kullanıyorum. Var olan anlayışa ve düzene direniş. Değişim böyle
başlayacak.
“Direniş sözcüğüne katılmıyorum. Direniş varolan düzeni bozmak için yapılan eylemdir. Oysa biz varolan siztemin daha da ileri boyutta iyileştirmek için çalışıyoruz. Devletler yıkıp devletler kurmayacağız.”
-Ben sözümü yineliyorum. Direniş değişimi başlatacak ivmedir. VED vakfı (Ver Elini Dostum Vakfı) neden kuruldu? Amacı nedir?
“Bugüne kadar yüzlerce vakıf kuruldu ülkemizde. Ancak bizim vakfımızın içeriği biraz farklı olacak. İnşallah gelecekte kendi gelir kaynaklarını kendisinin ağlayacağı bir platform hazırlayacağız. Vakıf kurduk çünkü. Vakfın çatısı altında yaptığınız her türlü kazancı yeniden insanlığa ve hizmete harcamak zorundasınız. Bunun aksi düşünülemez ve uygulanılamaz. Şirket olarak yapmış olsaydık, vakıf için yaptığımız bir çok projeyi ileride koruyamayabilirdik. Ben öldükten sonra da bu vakfın devam etmesi için sitemi şimdiden kurdum. İstanbul Media Group için de geçerli bu.”
-Kimsesiz çocuklar ve yaşlılar için eğitim köyleri nasıl kurulacak, nerede kurulacak, nasıl hayata geçecek, kimler organize edecek, kimler destekleyecek?
“Sen,ben,o, devletimiz herkesin bu projeyi destekleyeceğine inanıyorum. Ancak hayatım boyunca hiç bir şeyi ihtimaller üzerine yapmadım. Vakıfa hiç kimse yardım etmese de bu köyleri yine kurabileceğimiz sistemler oluşturdum. Bunlardan yalnızca bir tanesi Yeni Nesil İnsanın Kitap Satışlarından elde edeceğimiz gelirler… Türkiyenin her yerinde bu köylerin kurulmasını istiyoruz. Sokak çocukları diye bir kavramın ortadan kalkmasını istiyorum. Yaşlılarımızın onun bunun elinde gözü yaşlı olarak ömürlerinin geri kalanını üzüntüyle geçirmesini istemiyorum.”
-Bu eğitim köylerinde neler yapılacak? Bu projeler hangi aşamada?
“Eğitim köylerimizde kimsesiz çocuklarımız ve yaşlılarımız yeni bir hayat bulacak. Hayvan çifliklerimiz, doğal besinlerimizin yetiştiği bahçelerimiz, akan derelerimiz, köy çeşmelerimiz, minik hastenelerimiz, camimiz olacak.”
-Öğrenciler, kadınlar konusunda ne tür projeler hayata geçecek?
“Gençlerimiz ‘ Genç@Ki’ Genç Etki Öğrenci Birliğini Kurduk. Üniversitelerden mezun olan gençlerimizin işsiz kalmasını istemiyoruz. Ayrıca Etkin Kadınlar Birliğimizi kurduk. Ülkemize daha bilinçli yeni bir nesili nasıl yeştirecekleri konusunda ücretsiz eğitimler vereceğiz. Eğitimsiz anneleri ne kadar azaltırsak, toplulumumuzun kalitesi o kadar artar.”
-Yeni nesil sinema nedir? Nasıl bir açılımı var?
“Yeni nesil sinemayı filmlerimiz vizyona girdiğinde görürüsünüz. İçerikleri hakkında pek fazla konuşmak istemiyorum.”
-Dostlar Meclisi ile neyi kastediyorsun?
“Dostlar Meclisine gelince. Kim olursa olsun, hangi firma olursa olsun. Bize destek verenin her zaman yanında yer alacağız. Gerek ürettiğimiz projelerle, gerekse medya gücümüzle onların daha iyi yerlere gelmesi, uluslararası platformda daha başarılı olmaları için çalışacağız. Sonuçta 21. Yüzyılın Bir Amaçla Yaşamayı Bilen Oluşumuyuz.”
