Pasifik’ten gelen haberlere bakılırsa Çin kurnazlığı, ¨İngiliz Milletler Topluluğu ~ Commonwealth¨ üyesi Avustralya ve Süleyman Adaları~Solomon Islands arasını açmış bulunuyor.
İkisi de Büyük Britanya Kraliçesi II.Elizabeth’in devlet başkanı olduğu, birisi kıta büyüklüğünde ötekisi 28 bin km.karelik 900 adadan oluşan ülkenin arası şu sıralarda pek şeker renk.
Çin’le gizlice bir anlaşma yaptığı ortaya çıkan Süleyman’ın Başbakanı Manasseh Sogavere İngiliz topluluğunda şimdi kötü adam durumunda.
Avustralya’ya, yine İngiliz kökenli Pasifikada ülkesi Yeni Zelanda’dan ve ABD’yle birlikte Kanada’dan destek esirgenmiyor.
Japonya da gerginliğin Batı yanlısı tarafındadır, ezeli rakibi Çin’e karşı…
Güney Asya’daki Endonezya takım adalarının güneyine düşen Süleyman’ın Avustralya’ya uzaklığı 2 bin kilometre kadar; Çin’e de yakın değil, aynı uzaklıkta…
Süleyman, Çin’in taktiği olan borçlandırma politikasıylasürdürdüğü siyasal ve ekonomik hegemonyasını kabullenmişe benziyor.
Sızdırılan belgelere göre imzalanmış güvenlik anlaşması ile Çin, Süleyman’damaden aramak, yatırım yapmak, askeri üs kurmak, limanlarından yararlanmak gibi hakları cebe indirmiştir.
Bir de eğer Süleyman’da bir kargaşa çıkarsa, bir işgal olursa Çin polisi ve ordusu müdahale yetkisine sahip olacaktır.
BöyleceGarantör Devlet durumuna yükseliyor Çin Halk Cumhuriyeti…
Bu durumda ilk ses çıkaran Avustralya oldu, tepki gösterdi.
Süleyman Başbakanı Sogavere başkent Honiara’dan derhal yaygarayı bastı ve ¨Avustralya bizi işgal edecek, donanmasını gönderecek!¨ dedi.
¨Yok canım, öyle şey olmaz! Biz kardeş devletleriz…¨ diye Avustralya’nın başkenti Canberra’dan cevap geldiyse de, Süleyman’da oturanlar, ¨Kardeş mardeş demeden, bak, Ruslar Ukrayna’ya ne yaptı!¨dese, pek de haksız sayılmayacaktı…
Şimdilik Çin’in başkenti Pekin’den ses seda çıkmıyor.
Çin¨Sessizlik ve sinir harbi politikasını¨, diğer deyişle karşı tarafı ¨gıcık etme siyasetini¨gayet iyi bilir.
Sanırım tilkinin kümes kapısındasinsi sinsi dolaşmasına benzer bir şey…
Dünyanın sayıca en büyük donanmasınasahip olan Çin’in, Kızıl Deniz girişindeJibuti’deki askerî üssünü saymazsanız, hiçbir yerde limanı yok; bu anlamda Süleyman, kaçırılmayacak fırsat.
Amerikan donanmasının dünyada 800’den fazla üssü bulunduğunu Çin tekrarlayıp duruyordu, ne zamandan beri…
1978’de İngiltere’den bağımsızlığını alıp Monarşik Parlamenter devlet olan Süleyman’ın hemen hemen 400 sene İngiliz toprağı kaldıktan sonra, sadece Kraliçe’nin bir fotoğrafını çerçeveleyip Başbakanlık makam koltuğu arkasındaki duvara asmakla olmayacağını Avustralya habire söylemektedir.
Kraliçe sadakat bekliyor; Avustralya da öyle!
Bir de şu var ki, Çin, bu adalarda olduğuna dair dünyada gelmiş geçmiş tüm define arayıcılarının merak ve heyecanını gıdıklayan Kral Süleyman’ın eşi benzeri, misli menendi görülmemiş tonlarca altından oluşan hazinesine göz koymuş olabilir.
Tabii varsa, söylenti gerçekse…
Ortadoğu söylencelerine göre, MÖ.9 yüzyılda İsrail Krallığının hem kralı hem peygamberi olan Hz.Süleyman’ın hazinesi oradan buraya, şuradan öteki tarafa derken en güvenli yer diye işte bu adalara getirilmiş bulunuyordu.
Solomon-Süleyman adı da buradan kaynaklanır.
Bu söylence uzundur, anlatıldıkça bire bin ilave edilmiştir.
Bu mevzu üstüne masallar, romanlar yazılmış, filmi dahi çekilmiştir.
700 karısına ve 300 cariyesine yetişecek kudreti olan Hz.Süleyman’ın kuş dili konuştuğu, eli taşa deyince taşın altın kestiği, bunca zenginliğe rağmen Saba KraliçesiBelkıs Hanımıdize getirip evliliğe razı ettiiği ve onun servetini de krallığına kattığı gibi hikâyeler bilinmedik şeyler değildir.
Elbette Çin’in de kulağı kesiktir ve bunları duymuş, işitmiş olmalıdır.
Varsın biraz da Çinliler define arasın, hindistancevizi ormanlarında…
Devletlere ihtişam gerekiyor; muhteşem olmalıdırlar…
Hasılı Romalı Latinlerin dediğine kulak verirseniz, Sic Transit Gloria Mundi;
Dünyanın ihtişamı böyledir, gelir geçer…
