Kapitalizmin çöküşü…

1980’li yıllar, dünyadaki soğuk savaşın ve ikili kamplaşmanın yok olduğu, sosyalist devletlerin birbiri peşi sıra kapitalist ekonomik sisteme yönelerek dünyanın siyasal iklimini değiştirdiği yıllar olmuştur.


Her yapı, kendi içindeki bileşenleri ve sistemin temel unsurlarıyla bir bütünü oluşturur. 1980 önccesindeki dünyadaki siyasal yapı, bu yapının en önemli bileşenlerinden birisi olan sosyalist blokun ortadan kalkması ile sarsılmaya başlamıştır. Bu yapısal sarsılma, savaş alanında düşmanını kaybeden bir ordunun sersemliğiyle, oraya buraya saldıran bir denetimsiz grubun ortaya çıkmasını kaçınılmaz kılacaktı. Bu noktada ABD, savaş alanında düşmanı gözden kaybeden bir ordu gibi bir süre beklemiş, ancak düşmanın kesin olarak kaybolduğunu anlar anlamaz oraya buraya bilinçsizce saldıran denetimsiz bir kalabalığa dönüşmüştür.


Bugün ABD, kendi sonunu görmüş ve acilen bir düşman yaratıp ayakta kalmaya çalışan bir savaş makinesine dönüşmüştür. Afganistan ve Irak işgalleri, Suriye ve İran ile savaşın eşiğine gelinmesi, Kuzey Kore ile diplomatik dalaşma gibi kaba güç gösterileri, yalnızca düşmansız kalmış bir ordunun bilinç dışı hareketleri değil, işsiz kalmış bir orduya iş bulmak amacıyla girişilmiş manevralar olarak da karşımıza çıkmaktadır.


Silah sanayi ile dünyaya korku salıp ekonomisini bu büyük sektöre bağlamış ve komünist tehdite karşı dünyanın efendiliğine soyunmuş ABD, düşmanın tarih sahnesinden çekilmesi ile büyük bir yalnızlıkla baş başa kalmış ve oraya buraya saldırarak kendi varlığının ve çökmekte olan yapının ömrünü uzatmaya çalışmaktadır.


Bu umutsuz ve süre uzatmaya dönük manevralarına karşın ABD, iki kutuplu siyasal bölünmeye dayalı eski yapının ortadan kalkmasını engelleyemeyecektir. Bu çırpınışlarında Batı toplumundan da fazla bir destek alabileceği söylenemez. Büyük ölçüde Avrupa coğrafyasına sıkışmış olan Batı toplumu, kendi iç sorunları ve AB’nin geleceğine ilişkin açmazlarla baş başa olup ABD’nin küresel egemenliğine yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması için yeterince çaba harcama yanlısı olmayacaktır. Ancak ABD, Batı toplumunun kendi küresel egemenliği yanında saf tutmasını sağlamak için nafile çabalarına devam etmektedir. İspanya ve İngiltere’de patlayan bombalar, bu nafile çırpınışa destek bulmaya dönük örnekler olarak değerlendirilebilir.


Kendi yarattığı öcü ile bütün dünyanın savaşmasını isteyen ABD, bu savaşta baş rolü alarak küresel egemenliğini sürdürme mücadelesi vermektedir. Batı toplumu, küresel terör öcüsünden korunmanın yolu olarak ABD’den uzaklaşma yolunu seçerse, bu beklenmeyen gelişme karşısında ABD’nin düş kırıklığına uğraması kaçınılmaz olabilir. Dünyanın kaderini değiştirmeye dönük eylemlerin her zaman istenilen sonuçları yaratamadığına bir çok kez tanık olunmuştur. Faşizmin yenilgisi ve sosyalizmin bir anda oratadn kalkışı, hiç de kolay tahmin edilemeyecek gelişmelerdi. ABD karşıtı ya da güdümlü küresel terör de, Batının ABD’den uzaklaşması sonucunu doğurursa, bu sürpriz olmayan gelişme karşısında ABD, iki taşla hiç kuş vuramayan bir avcıya dönüşecektir.


İki kutuplu dünya, kendi iç dinamikleri ile dünya çapında bir yapı oluşturmuştu. Yapının bir ayağının ortadan kalkması, diğer ayağın da topallayarak yürümesini doğurmaya başlamıştır. Bu topallama sürecinin ne kadar süreceği kestirilemez. Ancak, dünyadaki mevcut yapının yıkılmak zorunda olduğu ve yeni dengelere dayalı yeni bir yapının oluşacağı da bilimsel bir gerçekliktir. Bu gerçeklik, kapitalizmin çöküşünün başlangıcında olduğumuzu ve yapı ile birlikte kapitalizmin de çökeceğini göstermektedir. ABD’nin küresel terör öcüsü yaratarak yapıyı muhafaza etmeye dönük çabaları, yapay hareketler olup bu yeni yapıyı, ancak ve ancak, yeni yapının yeni oluşan bileşenleri belirleyecektir. Bu bileşenler arasında Çin, Rusya, Fransa ve Almanya da bulunmaktadır.


Hepimizin gözünü açma zamanı gelmiştir. Küresel terör, ABD’nin kapitalizmi kurtarma operasyonudur. Bu nafile çabaya karşın “ABD liderliğindeki kapitalizm” çökmeye mahkumdur. Yeni yapı, Çin, Rusya, ABD, Fransa ve Almanya ile diğer Avrupa ülkelerinin ekonomik ve siyasal çıkarları temelinde kurulacak yeni ilişkilerle belirlenecektir. Yeni yüzyılda yeni bir dünyaya kucak açın…

681440cookie-checkKapitalizmin çöküşü…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.